Özel
hastanelerin karşı çıktığı ayakta
tedavi fiyatlarına özel
poliklinikler ve tıp merkezleri razı oldu. Ancak SSK'lı hastalara ek
ücret almadan bakmayı kabul eden polikliniklere Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı,
Sağlık Bakanlığı'nın desteğine rağmen izin vermiyor. Tüm Sağlık Kuruluşları Derneği (TÜMSAD) belirtilen rakamlara çalışmayı kabul ettiklerini, devletin bu sayede tasarruf sağlayacağını söyledikleri halde Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın onay vermemesine tepkili. TÜMSAD Başkanı Ahmet
Karataş'a göre
bakanlık konuyla ilgili yeterli bir açıklama yapmayarak sağlık sisteminin çöküşüne de yol açıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise SSK'nın poliklinik ve tıp merkezleriyle
sözleşme imzalamasına gerek duyulmadığı için gündemlerinde bulunmadığını belirtiyor.
Türkiye'de yılda 300 milyona yakın birinci basamak sağlık
hizmeti veriliyor. Bunların büyük çoğunluğu da
hastane polikliniklerince sağlanıyor. Geçen yıl devletin sağlık hizmetlerini özel
sektörden satın alacağını duyurmasıyla beraber
Emekli Sandığı mensuplarına 2028 poliklinik ve tıp merkezinin de kapısı açıldı. Ama SSK'lılar bu uygulamanın dışında tutuldu ve tıp merkezleri hastalarının yüzde 60'ını bir anlamda özel hastanelere kaptırdı.
Maliye Bakanlığı'nın 1 Temmuz'da yayımladığı ayakta tedavi ücretleri paket fiyat uygulaması tebliği ise işin seyrini değiştirdi.
Özel hastaneler açıklanan fiyatların masraflarını bile karşılamadığı iddiasıyla 30 YTL'ye hastalara bakamayacaklarını ve ek ücret talep edeceklerini duyurdular. Diğer taraftan tamamı ayakta tedavi üzerine kurulan 1485 özel poliklinik, 302 tıp merkezi ve 242 dal merkezi paket fiyatlardan SSK'lı hastalara bakmaya talip oldu.
Ücretler özel hastanelerin yarı fiyatına denk geliyor
Bu merkezlerin uzman kadrolarıyla yetkin bir hizmet verdiğini vurgulayan Karataş, ücretlerin de özel hastanelerin yarı fiyatına denk geldiğine dikkat çekiyor. Özel hastanelerin 65-300 YTL'ye verdikleri hizmetlerin fiyatı özel poliklinik ve tıp merkezlerinde 25-35 YTL arasında değişiyor.
Sağlanacak tasarrufun yanında Sağlık Bakanlığı'nın altını çizdiği konu özel polikliniklerin devreye girmesiyle hastanelerdeki yığılmanın önüne geçilecek olması. Karataş da sözleşme yapıldığı takdirde yılda 50 milyon vakaya bakabileceklerini ve büyük hastanelerin yükünü hafifleteceklerini vurguluyor. İstanbul'da incelemeler yapan
Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, özel polikliniklerin SSK'lılara açılması için ilgili bakanlıklarla görüşeceğini tekrarladı. Ancak SSK'dan sorumlu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu merkezlerle sözleşme imzalamayacağını açıkladı. Bakanlığın gerekçesi ise polikliniklerin altyapı yetersizliğine dayanıyor. Bakanlık yetkilileri oluşacak sevk yoğunluğunun hastanedeki yığılmayı engellemediği gibi maddi zarara da yol açacağını savunuyor.
Yapılan açıklamalarda
teknik donanımın sınırlı olduğu merkezlerde hastaların hastanelere gönderilmesiyle devletin hem polikliniğe hem de hastaneye ödeme yapmak zorunda kalacağına işaret ediliyor. Karataş'ın bu iddialara cevabı ise şöyle: "Bir ilaç yazdırmak için bile özel hastanelerde 20 YTL katkı payı ödeniyor. Biz hem bu farkı almayacağız hem de 20 bin
eczane ile yaptığımız anlaşmalarla ilaç kuyruklarının önüne geçeceğiz".
Sektör birbirine düştü
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'nın uzlaşamadığı bu konu ayrıca özel poliklinikler, tıp merkezleri ile özel hastanelerin de arasını açtı. TÜMSAD'ın iddiasına göre özel hastaneler hastalarını kaybedecekleri için polikliniklerin ve tıp merkezlerinin devletle anlaşmasına sıcak bakmıyor. "Bir buçuk yıl önce bizim baktığımız hastaların yüzde 40’ına şimdi özel hastaneler bakıyor" diyen Karataş da bakanlıkların konuyu dikkate almamalarını özel sağlık kuruluşları arasında ortak bir söylem olmamasına bağlıyor. Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı
Muharrem Usta ise bu iddialara "Özel hastanelerin birçoğunun tıp merkezi ve poliklinikleri var. Bu sorunun çözülmesi başta onlara yarar" sözleriyle karşılık veriyor. Türkiye'de poliklinik hizmeti veren birimlerin yüzde 35'inin özel hastanelere ait olduğunu vurgulayan Usta, "Her kurumun hastası ayrıdır. Kimse yolda gördüğü tabelaya göre
seçim yapmaz" diyerek tıp merkezi ve polikliniklerin sözleşme imzalamasının özel hastanelere bir zararı olmayacağını dile getiriyor.
Ödeyici kurumların şüpheye düştükleri anda sözleşmelerden vazgeçtiğini ifade eden Usta, "Bu tavırlar da sektörü yıpratıyor" diyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile bu konuyu sonuncusu 15 gün önce olmak üzere en az 3 kere görüştüklerini söyleyen Usta, şu ana kadar geçerli bir açıklama yapılmadığını ifade ediyor. Diğer yandan Usta, teknolojik olarak az donanımlı tıp merkezlerinin hastaları sevk ederek devlete daha çok masraf çıkaracağı görüşüne katılıyor.
Referans