Giresun Devlet Hastanesi önünde bekleyen kalabalık, 4 gündür yerel televizyon kanallarından ve belediyeden yapılan anonslar üzerine beklemeye koyulmuş. Kimi ise ücretsiz sağlık taramasını meydanlara asılan afişlerden öğrenmiş. Özel doktora muayene olma lüksü bulunmayan ve ücretsiz sağlık taramasını fırsat bilen vatandaşlar birer birer EKG odasına giriyor,
hastaların
kemik ölçümleri yapılıyor... Buraya kadar her şey normal.
Devlet Hastanesinde yapılan
hipertansiyon ve
osteoporoz (kemik erimesi) taramasının daha fazla insana duyurulması için tüm imkânlarını ortaya koyan kişi, bir ilaç
firması çalışanı. Hastane başhekiminden izin alarak organize ettiği tarama için EKG odasını boşalttırarak muayene odası olarak tahsis edilmesini sağlıyor. Kendi firmasına ait ilaçların yazılması için anlaştığı doktor B.T. ise hastaları içeriye alıyor. Doktor, o gün sağlık taramasına katılan 110 kişiden 100�üne kemik erimesi teşhisi koyarak ömür boyu kullanılması gereken Rocaltrol isimli ilacı yazıyor. Bu arada SSK�lı hastaların ilaçlarını SSK
hastanesinden almalarını sağlamak için ilaç firması çalışanı FTR uzmanı C.O. ile görüşüp, gelen reçeteleri onaylamasını sağlıyor.
HER REÇETEYE AYNI İLAÇ
Hastaların 58�i de hipertansiyon hastası çıkıyor. Bu hastalara ise Dr. K.İ. bakıyor. Onlara da aynı ilaç firmasının yine �ömür boyu� kullanılan �inhibace plus� isimli ilacı yazılıyor. Gün, oldukça �kârlı� geçiyor. Yeni hastalar, yeni müşteriler kazanılıyor.
İlaç firması çalışanı tüm bu yaşananları ayrıntılarıyla yöneticilerine
rapor ediyor. Yazdığı e-
mailde ise şu ifadelere yer veriyor: �Çok planlı, programlı, düzenli ve her şeyden önce verimli bir taramaydı. Not: Tuğba Hanım, taramanın birkaç dakikasını kameraya çektim, sonra da kendime kızdım; keşke dedim, kamerayı sabitleseydim de doktorun her reçeteye Rocaltrol yazdığını Tuğba Hanım görebilseydi. Benim gibi o da mutlu olurdu diye içimden geçirdim.�
İlaç firmaları
satışlarını artırmak, daha fazla para kazanabilmek için türlü yollara başvuruyor. Firmaların kendi isimleriyle sağlık taraması yapması
yasak olduğundan bunu belediyeler, sağlık gönüllüleri, sağlık ocakları ve hastaneler aracılığıyla
teşvik ve organize edebiliyorlar. Giresun�da yaşanan hadiseyi değerlendiren bir uzman, bazı ilaç firmalarının herkesi bir hastalığa sokarak ilaç bağımlısı yapmaya çalıştıklarını iddia ediyor. 110 hasta içerisinde gerçekten kaç tanesinde kemik erimesi olduğunu merak eden uzmana göre firmaları ilgilendiren konu, insanların hasta olup olmadığı değil, kendi firmalarına ait ne kadar ilaç kullandıkları. Ayrıca Rocaltrol�ün uzun süre kullanıldığında böbrek ve ciğerleri tahrip ettiğini, kutusunun 68 YTL olduğunu ve bir ayda bittiğini hatırlatıyor.
Buna benzer bir başka örnek de Kırklareli�nin
Kavaklı beldesinde yaşanıyor. Polisin deşifre ettiği e-maillere göre ilaç mümessili Kavaklı Belediyesi aracılığıyla bir hafta süreyle osteoporoz, romatoid, artrit, hipertansiyon, hiperlipidemi ve obezite taraması planlamış. Firma çalışanı, Kavaklı�nın yaklaşık 3.500 nüfusa sahip olduğunu, Kavaklı Eczanesi�nde yaptığı reçete analizine göre osteoporoz ve obezite raporlu hastanın bulunmadığını tespit etmiş. İlaç mümessili, müdürüne şunları aktarıyor: �Taramayı Kavaklı
Sağlık Ocağı�nda görevli Dr. A.Ç. planlayarak Kavaklı Belediye Başkanı İ.T.�ye aktardık. Belediye Binasında geniş bir oda ve görevli tahsis etti. Ayrıca taramadan bir hafta önce anonslar yapılmaya ve afişler asılmaya başlandı. Taramada ilaç firmasının adı geçmedi. Belediye tarafından düzenlendiği duyuruldu.� Burada da yine benzer yöntemlerle �hasta� oldukları tespit edilenlere kendi firmalarının ilaçları yazılıyor.
Bir başka sağlık taraması ise 66. Zırhlı Tugayı�nda gerçekleştiriliyor. İlaç mümessili ile sorumlu hekim mantar taraması yapmayı planlıyor. Mümessil 3 celp döneminde yapılan taramalarla minimum 3500 Oceral
krem, 4000 Oceral solüsyon ve 3500 kutu Tilcotil satışı hedeflediğini iletiyor. Bu çalışmanın karşılığı olarak 7,5 milyar liralık GİMA çekine ihtiyaç duyduğunu söylüyor.
NE KADAR MERKEZ, O KADAR İLAÇ
Firmalar daha fazla satış yapabilmek ve daha fazla hastaya ulaşmak için değişik illerde
kampanyalar düzenleyerek
erken tanı merkezlerinin sayısının artırılmasını da hedefliyor. Genelde bu kampanyalarda seminerler veriliyor. Katılımın fazla olması için
tanıtım yapılıyor. Valiliklere
bağışlanan paralarla ilaç üretiminde en çok yöneldikleri hastalıkların tespiti için tanı merkezlerinin açılmasını sağlıyor firmalar. Örneğin bu merkezler aracılığıyla
Hepatit-C�li hastalar tespit ediliyor. Bu hastalığın tedavisi Sağlık Bakanlığıyla yapılan
anlaşma nedeniyl
e devlet tarafından karşılanıyor. Hepatit-C hastasının devlete olan maliyeti 20-40 bin dolar civarında. Firma böylece sadece bir hastadan bile yüklü miktarda para kazanıyor.
Adli makamların elindeki e-maillerde ilaç firmasının 2.
bölge müdürünün yazdığı satırlar, iddiayı
destekliyor: �Her merkez, sağlık ocağında hipertansiyon-obezite-diabet polikliniklerinin açılmasını sağlamalı ve bu sağlık ocakları
Roche sağlık ocakları haline getirilmelidir.�
AYNI İLACA, 5 KAT PAHALI FİYAT
İlaç firmaları pazarda
rekabet edebilmek için de ilginç yöntemlere başvuruyor. Firma, tanınmış bir ilacı örneğin 100 YTL�den piyasaya sürüyor. Aynı firma aynı kalite ve aynı içerikteki �bir başka� ilacı farklı bir isimle 20 YTL�ye satabiliyor. Böylece düşük
fiyatla ilaç satan firmalarla pazarda rekabet edebiliyor. İlaçlar aynı olmasına rağmen 100 YTL�lik mamulden elde edilen muazzam kâr ile şirket daha çok kazanıyor.
Firmalar tarafından doktorlara verilen hediyeler veya kiliniklere sağlanan
yardımlar sadece kendi ilaçlarının daha fazla reçetelenmesi için. Kendi ilaçlarını en fazla yazan doktorları tespit eden ve istatistik hazırlayan şirket çalışanları, hediyelerini ve ziyaretlerini buna göre artırıyor. Kendilerine en çok yardımcı olanlara �Altın doktor� unvanı veriliyor. Şirketler kendilerine yakın doktorların farklı harcamalarına da �
sponsor� olabiliyor. Mesela 850 milyon liralık bir disco ücretini bile karşılamaktan geri durmuyorlar.
Ç.Ü. ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ YARGILANACAK
Geçtiğimiz günlerde
Danıştay 1. Daire, ilaç firmasından maddi destek alarak bu firmanın ilaçlarını reçetelendirdiği gerekçesiyle
Çukurova Üniversitesi�nde görevli 5
öğretim üyesinin yargılanmasına karar verdi. Dairenin kararında,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı�nın
soruşturması kapsamında, Roche ilaç firmasının bilgisayar kayıtlarında öğretim üyeleriyle ilgili 99 e-mailin etkili olduğu belirtiliyor. Öğretim üyeleri Atilla Tanyeli, Serap Hastürk, A. Bülent Atmen, Hikmet Akkız ve
Oğuz Kara
Adana Asliye
Ceza Mahkemesinde �görevi kötüye kullanmak� suçundan yargılanacak.
Kararda, konuyla ilgili yapılan soruşturma sonrasında düzenlenen raporda, adı geçen firmanın kendi iç e-maillerinin çözümlenmesiyle elde edilen bilgilere yer verildiği ifade edildi.
AĞIR SUÇLAMALAR
Roche İlaç
Sanayi ve Müstahzarları A.Ş.ye yapılan operasyonda ele geçirilen mailleri araştıran
İstanbul Emniyeti, hazırladığı 27 sayfalık inceleme tutanağının �genel değerlendirme� kısmında şu ifadelere yer veriyor: �El konulan e-mail kayıtları birlikte değerlendirildiğinde Roche ilaç firmasının insanlığa sağlık hizmeti vermekten ziyade, piyasada daha çok hasta oluşturup daha çok ilaç satmayı ve sadece para kazanmayı amaç edindiği ve bu amaç doğrultusunda da her türlü yöntem ve metodu çekinmeden pervasızca uyguladığı anlaşılmıştır. Doktorlarla kurdukları ilişkiler sayesinde insanlar hasta olsun olmasın ancak mutlak surette ilaçlarının reçete edilmesi ve satılması için her türlü yola başvurdukları anlaşılmıştır. Bunların yanı sıra herhangi bir kasabamızda ve ilçemizde anlaştıkları bir doktorumuz vasıtasıyla gizli gizli sağlık taramaları düzenledikleri, sonucunda da yeni hastalar ya da hastalıklar türeterek sadece ilaçlarının reçetelenmesini sağladıkları görülmüştür.�
KABARIK FATURALAR
İstanbul 10.
Ağır Ceza Mahkemesi�nde devam eden Roche davasında, Hipokrat yeminli doktorlara ait ilginç
faturalar:
Dr. A.S.ye ait
Paris kurs ücreti: 2,9 milyar TL
Dr. S. D.ye ait 9,9 milyar TL fatura bedeli
Kayseri Hilton Oteli konaklama ve yemek faturası: 3,7 milyar TL
Erzurum SSK Hastanesi�ne
dizüstü bilgisayar bedeli: 2.314.266.164 TL
Tıbbi derneklere yardım bedeli: 33 milyar
Dr. C.Y.ye ait
Venedik konaklama bedeli 3.125.140.000 TL
Dr. F.S.D.nin 40 adet hepatit hastası kazandırması nedeniyle 20.113.189.600 TL
Prof. Dr. N. T.nin (
Diyarbakır)
doğum günü yemek bedeli 880 milyon TL
AKSİYON