Sahura kalkılmaması yada sadece su içilmesi durumunda
açlık süresinin 18 saate çıkacağını hatırlatan uzmanlar, sıcaklar nedeniyle su kaybının da fazla olmasıyla baygınlık, sıcak çarpması ve ani şuur kaybı gibi ciddi rahatsızlıkların ortaya çıkabileceği uyarısında bulunuyor.
Bursa İl
Sağlık Müdürü Dr. İsmail Hakkı Çelik, yaklaşan
Ramazan ayında aşırı sıcakların neden olabileceği olumsuzluklara karşı uyarılarda bulundu.
Özellikle çocuklar, yaşlılar, yüksek
tansiyon,
kalp ve akciğer hastaları ile değişik
deri hastalığı gibi riskli grup da olanların daha fazla dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Çelik,
Ramazan ayında ise tüm vatandaşların çeşitli tedbirler alması gerektiğini ifade etti.
Ramazan ayında oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısının değiştiğini aktaran Çelik, yeterli ve dengeli beslenmenin bu ayda sürdürülmesi için özellikle de sahur öğününün atlanmaması gerektiğini dile getirdi.
Sahur yemeğinin atlanması ya da sadece su ile geçiştirilmesi durumunda yaklaşık 12 saat olan açlık süresinin ortalama 18 saate uzadığını hatırlatan Çelik, "Bunun sonucunda, açlık kan
şekeri daha
erken saatlerde düşmekte ve mevcut sıcakların da etkisiyle eklenen su kaybına bağlı olarak gün içi dalgınlık, uykusuzluk,
baş ağrısı ve
halsizlik gibi hafif şikayetlerden baygınlık, sıcak çarpması ve ani şuur kaybı gibi özellikle riskli grupları daha çok etkileyecek olan ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle aşırı sıcakların devam etmesi halinde özellikle oruç tutan kişilerin yeteri kadar su tüketmeleri ve aynı zamanda ramazan süresince uyku düzenlerine dikkat etmeleri gerekiyor" dedi.
Ramazan'da
yiyecek tercihlerinin de önemli olduğunun altını çizen Çelik, şunları kaydetti: "Sahur yemeğinde süt, yoğurt,
peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba,
sebze ve
zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Sıcak havaların da etkisiyle gün içi
susuzluk nedenini daha da arttırması muhtemel olan aşırı yağlı ve tuzlu kızartma ve
kavurma gibi ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulmalıdır. Aşırı çay,
kahve ve asitli içeceklerin yerine, taze sıkılmış
meyve suyu ve komposto tüketimi daha uygun olacaktır."
Çelik, "İftar yemeğinde ise peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlangıç yapılmalı, bu hafif atıştırmanın ardından yaklaşık 10-15 dakika sonra ana yemeğe geçilmelidir. Az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatanın tüketimi sağlık açısından daha uygun görülmektedir. Ancak uzun süreli açlık nedeniyle enerji veren
kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinlerin (
beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi yerine
bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli
makarna gibi posalı besinler) tüketimi de tercih edilmelidir.
Yemek sonrası aşırı şerbetli, yağlı
tatlılar yerine, sütlü tatlılar veya meyve tatlıları gibi daha hafif tatlıları tercih etmek sağlık açısından daha uygun olur." şeklinde konuştu.
İftar ve sahurlarda hızlık yemek yemenin de hazımsızlık,
mide ağrısı,
kabızlık, kan şekeri ve tansiyonda ani yükselmeler meydana gelebileceğini vurgulayan Çelik,
iftardan sonra da hareketsiz oturmak yerine kısa mesafeli yürüyüş yapmanın önemine işaret etti.
Dr.Çelik, şöyle devam etti: "
Oruç tutmak sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmazken, şeker hastalığı ve
karaciğer yetmezliği gibi bazı hastalıklarda veya hamilelik gibi özel durumlarda metabolik dengeyi olumsuz etkileyebileceği göz ardı edilmemelidir. Aynı zamanda kronik hastalığı olan kişilerin ise, mutlaka ilgili uzman hekime danışarak oruç tutmaları gerekiyor."
CİHAN