Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ)
Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Hastalıkları Ana
Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Öcal Berkan,
hava kirliliği, stres,
gürültü gibi etkenlere bağlı olarak
trafikte
kalp krizi vakalarının oldukça yüksek oranlarda görüldüğünü belirterek,
şeker ve
kalp hastalarına trafikten uzak durmaları önerisinde bulundu.
Berkan, yaptığı yazılı açıklamada, trafikte geçirilen sürenin birçok hastalığa yol açtığı gibi var olan hastalıkların da şiddetlenmesine neden olduğunu ifade etti.
Karbonmonoksit içeren
egzoz gazlarının yarattığı hava kirliliğinin baş ağrısı, boğazda yanma, öksürük gibi bulguların ortaya çıkmasına yol açtığını belirten Berkan, vatandaşlara stresten de uzak durmalarını önerdi.
Strese bağlı olarak
panik atak,
astım ve epilepsi nöbetlerinin şiddetlendiğini, stres hormonlarının artmasının
kontrol edilemeyen
tansiyon yüksekliğine sebep olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Berkan,
yüksek tansiyona bağlı olarak ortaya çıkan
beyin kanamasının ve aort anevrizma yırtılmasının ise ölümcül sonuçlara yol açabildiğinin altını çizdi.
TRAFİKTE KALP KRİZİ VAKALARI
Kalp krizinin ciddi hayati
tehlike oluşturduğunu söyleyen Berkan, kalp krizi vakalarının trafiğin yoğun olduğu ana caddelerde oturanlarda veya
iş yeri olanlarda, daha sakin bölgelerde yaşayan insanlara göre daha sık görüldüğünü, özellikle gürültüye bağlı olarak ortaya çıkan kalp krizi vakalarının erkeklerde daha çok meydana geldiğini belirtti. Berkan, şunları kaydetti:
''Kalp krizi geçirmiş olan veya şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara sahip olan kişilerde kalp krizi geçirme riski yüksek olduğu için yoğun trafikten uzak kalmalarında yarar vardır. Bunun yanında, ortaya çıkabilecek sorunları azaltmak veya önlemek amacı ile bazı koruyucu
tedbirler alınması gerekmektedir. Bunlar arasında tansiyon hastalarının, kalp ritm problemi yaşayan, çarpıntısı olan hastaların sabah evden çıkmadan önce ilaçlarını düzenli olarak alması önem
taşımaktadır. Ayrıca
şüpheli göğüs ağrısı olanların kalp muayenesi yaptırmadan yoğun trafiğe çıkmamaları, uzun süreli direksiyon başına geçmemeleri gerekir.''
YOLCULUK SIRASINDA SIK MOLA VERİN
Büyük araçlarda ve toplu taşıma araçlarında özellikle ayakta seyreden kişilerde sürekli yüksek titreşime bağlı olarak kılcal
damarlarda yırtılmalar olabildiğini de belirten Berkan, şunlara dikkati çekti:
''Bunun sonucunda kas içi kanamalara bağlı olarak ağrı şikayetleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca büyükşehirlerde her gün uzun süre ayakta
yolculuk yapmak durumunda kalan kişilerde ciddi boyutlara varabilen varisler görülmektedir. Uzun süren şehirler arası yolculuklarda aralıkları dar olan koltuklarda hareketsiz oturmak, bacak toplardamarlarında pıhtılaşmaya yol açabilir. Bu pıhtılardan kopan parçalar ise akciğer damarlarını tıkayarak ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bundan dolayı yolculuk sırasında sık mola verilmelidir. Yolcuların mola sırasında yürüyüş yapmaları, otururken ise bacakları geren bazı hareketleri yapmaları
tavsiye edilir. Ayakkabıların gevşetilmesi veya çıkarılması da önerilir. Ancak alınacak en önemli tedbir varis çorabı giyilmesidir. Özellikle
gebelik, aşırı kilo, yaşlılık, vücudun susuz kalması gibi toplardamarlarda kanın pıhtılaşma olasılığının yüksek olduğu durumlar daha fazla önem taşımaktadır. Pıhtılaşma eğilimi yüksek olan kişilerin önlem olarak düşük molekül ağırlıklı heparin adı verilen ilaçları kullanmaları önerilmektedir.''