Küçükusta, insan vücudunun sıcaklara 1-2 hafta içinde uyum sağlayacağını belirterek, ancak ''kramplar, bitkinlik ve
çarpma'' şeklinde görülebilen sıcak sendromlarıyla karşılaşılabileceğini söyledi. Sıcak kramplarının, çok kullanıldığı için kol, bacak ve karın kaslarında sıkça görüldüğünü ifade eden Küçükusta, ''Kramplar, kısa fakat tekrarlayıcı ve can yakıcıdır. Bu krampların nedeni,
terleme ile kaybedilen su ve tuzun sadece su içilerek karşılanmasıdır. Ağır
kramplar kas hasarlarına neden olabilir'' dedi
Küçükusta, kramplara karşı, ''serin yerde istirahat edilmesini, tuzlu su içilmesini'' önerdi.
SICAK BİTKİNLİĞİ
Sıcak bitkinliğinde, su kaybı kaynaklı türünün, çok
yaşlı, bebek, düşkün ve
zeka geriliği olup da susuzluklarını yeterince ifade
edemeyenlerde rastlandığını kaydeden Küçükusta, başlıca belirtilerinin, ''aşırı susama hissi, yorgunluk,
halsizlik, sinirlilik
ve konsantrasyon bozukluğu'' olduğunu söyledi. Küçükusta, tuz kaybının ön planda olduğu sıcak bitkinliğinde ise ''terleme ile kaybedilen su ve tuzun sadece su içilmesiyle
karşılanması'' olduğuna dikkat çekerek, ''Aşırı halsizlik, yorgunluk,
baş ağrısı, baş dönmesi ve kas kramplarıyla ortaya çıktığını''
anlattı. Bu belirtileri hissedenlerin, ''serin bir yere alınıp yatar durumda tutulması gerektiğini'' kaydeden Küçükusta, kesin istirahatın şart olduğunu, tüm bu önlemlere rağmen ateşleri yükselmekte olan
hastaların ise derhal hastaneye kaldırılmaları gerektiğini bildirdi.
SICAK ÇARPMASI
Prof Dr. Küçükusta, sıcak çarpmasının, acil tedaviyi gerektiren, çok ciddi ve yaşamı tehdit eden bir durum olduğunu
vurgulayarak, nedeninin,
vücutta ısıyı düzenleyen sistemin,organizmanın yeterli ısı kaybını sağlayamaması sonucu vücut ısısının
41 derecenin üzerine çıkması olduğunu ifade etti. Bu durumda,
kalp,
beyin, böbrek,
karaciğer gibi bir çok hayati organın fonksiyonlarının bozulabildiğini anlatan Küçükusta, sıcak çarpmasının, ani baş ağrısı, baş dönmesi, konuşma bozukluğu,
baygınlık, halüsinasyon,
havale ve komaya kadar giden merkezi sinir sistemi belirtileri ile kendisini gösterdiğini söyledi. Küçükusta, bu rahatsızlığın, yaşlılar,
damar sertliği, kalp
yetersizliği,
şeker hastalığı olanlarda ve alkoliklerde daha sık görüldüğüne dikkat çekti. Sıcak çarpmasının, öncü bir belirti olmaksızın birdenbire başlayacağını vurgulayan Küçükusta, bilinç kaybının
erken bir işaret olabileceğini, baş ağrısı, baş dönmesi, baygınlık ve karın ağrıları
görülebileceğini belirtti. Prof. Dr. Küçükusta, ''Deri sıcak, kuru ve kızarmıştır. Nabız hızlı, solunum zayıf ve yüzeyseldir. Kaslar gevşer, refleksler azalır.Tansiyon genellikle düşüktür. Tablonun ağırlığına göre, uyku halinden
derin komaya kadar giden farklı derecelerde belirtiler vardır'' dedi.
TEHLİKELİ YANLIŞ...
Küçükusta, sıcak çarpmasında, hastanın derhal soğutulmaya başlanması gerektiğini anlatarak, bu konuda çok sık yapılan tehlikeli
yanlışlardan birinin de,''şuuru kapalı olan hastaya sıvı içirilmeye çalışılması ve soğutulmaya başlanmakta gecikilmesi'' olduğunu bildirdi. Bu durumla karşılaşıldığında, hastanın hemen gölge bir yere alınarak elbiselerinin tamamen çıkarılması ve vücut yüzeyinin
ıslatılması gerektiğini ifade eden Küçükusta, bir taraftan da hastaya vantilatör veya başka bir
eşya ile hava vererek vücudundaki suyun buharlaşmasının sağlanması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Küçükusta, sıcak sendromlarına karşı şu tavsiyelerde
bulundu: ''Çok gerekli değilse sokağa çıkmayın, özellikle saat 11.00-16.00
arası. Açık
renk, bol, pamuklu kıyafetler giyin. Geniş çeperli
şapka ve
güneş gözlüğü kullanın. Şemsiyeden yararlanılabilir. Efordan
kaçının. Sindirimi kolay yemekleri
tercih edin. Ağır, yağlı kızartmalardan kaçının. Bol su için. Meyve,
sebze ve salatayı bol yiyin. lkol kullanmayın. Fazla
kahve ve çaydan uzak durun. Sigara içmeyin. Sık sık duş alın.''