Hamburg Üniversitesi Kliniğinde
kanser uzmanı
Türk doktor Nerbil Kılıç, nargileden alınan bir nefesin
100 tane sigara içmeye eş değer olduğunu belirterek, "
Nargile, sigara ve
içkiye göre daha fazla kanser riski taşıyor" dedi.
Sigaranın kadınlar için daha tehlikeli olduğunu da ifade eden Kılıç, "Çünkü, bayan vücudu tehlikeli maddeleri erkeklere göre daha az kaldırmaktadır. Ayrıca, sigara içenlerin yanında duran kişilerin kansere yakalanma riski, sigara içenlerden daha fazla" diye konuştu.
KADINLAR DAHA FAZLA RİSK ALTINDA
Kılıç, içki içen kadınların kansere yakalanma oranının erkeklere göre daha fazla olduğunu belirterek, "Günde bir
bardak şarabın yararlı olduğu söylenir, ancak bence günde bir bardak bile çok. Haftada en fazla üç kere şarap içilmesini
tavsiye ederim" dedi.
Cep telefonlarının yaydığı ışınların vücuda verdiği zararlara da dikkati çeken Kılıç, özellikle çocukların cep telefonunu fazla kullanmamalarını tavsiye etti.
Kılıç, Batılı ülkelerde asbest zehirlenmesine maruz kalan
emekli işçilerde görülen "Mezotelyoma" adlı kanser türünün de Avrupa'da 2015 yılında yaygınlaşacağını ifade ederek, "Mezotelyoma, akciğerin etrafındaki zarlarda oluşan bir kanser
tipi.
Asbest maddesi, özellikle gemi,
uçak, otomobil,
makine sanayinde ve inşaat sektöründe kullanılmaktadır. Asbestin neden olduğu bu kanser tipi, yaklaşık 30 yıl sonra kendisini göstermektedir" diye konuştu.
Rahim kanserini önleme yollarına da değinen Kılıç, özellikle
genç kızların rahim ağzı kanserine karşı aşı yaptırmaları tavsiyesinde bulundu.
AKCİĞER KANSERİ KORKUTUYOR
Almanya'da akciğer kanserine yakalananların sayısında son yıllarda büyük artış olduğunu, dünyada 1,3 milyon akciğer hastası bulunduğunu kaydeden Kılıç, "Almanya'da ölenlerin büyük bir bölümü akciğer kanserinden hayatını kaybetmektedir. Hastalığın
tedavisi zor. Kansere yakalanmış ve tedavi görmemiş bir hastanın ömrü en fazla 5 yıl" dedi.
Kılıç, kanseri önlemek için
yeşil çay tüketilmesini de önererek, sağlıklı beslenme,
meyve-
sebze tüketimi, çok
su içme ve düzenli sporu da kansere karşı alınması gereken önlemler olarak sıraladı.
Domuz gribi aşısının içinde bulunan "Squalen" ve "Thiomersalin" adlı katkı maddelerinin
kanserojen etkisi olup olmadığını da değerlendiren Kılıç, tüm aşılarda söz konusu maddelerin bulunduğunu, burada maddelerin dozajının önemli olduğunu söyledi.
Normal gribin
domuz gribinden daha tehlikeli olduğunu da savunan Kılıç, "Fazla abartmamak gerekir. Ben aşıyı yaptırdım, şu ana kadar fazla bir yan etkisini görmedim. Özellikle vücudu zayıf olan ve kronik hastalığı bulunan kimselerin aşı yaptırması gerekir" diye konuştu.