Sinüzitin yol açtığı zonklayıcı baş ağrısı, burun akıntısı ve tıkanıklık nedeniyle yaşam kalitesini düşürdüğünü söyleyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Fikret İleri, “Sinüs boşluklarının çevresinde, göz ve beyin yer alıyor. Dolayısıyla sinüs enfeksiyonu çevreye yayıldığında yüz kemiklerinde osteit denilen iltihaplanmalara, göze yayıldığında körlüğe kadar giden durumlara ve beyne yayıldığında menenjitten beyin apsesine kadar birçok ciddi soruna neden olabiliyor. Dolayısıyla sinüzit problemi olan hastaların mutlaka bir doktora başvurmaları ve tedavilerini aksatmamaları çok önemli” diye konuştu.
“BASİT SOĞUK ALGINLIĞI SİNÜZİTE DÖNÜŞEBİLİYOR”
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. İleri, viral üst solunum yolu enfeksiyonlarının sinüzitin en önemli sebeplerinden biri olduğunu belirterek, “Basit bir soğuk algınlığı sinüzitle sonuçlanabiliyor. Dolayısıyla salgınlar sırasında dikkatli olmak ve hastalığın bulaşmaması için tedbir almak veya bulaşmışsa tedavi olmak çok önemli. Özellikle alerjik rinit sorunu olan kişilerin bu hastalığın tedavisine dikkat etmeleri gerekiyor. Ayrıca burun içinde anatomik bozukluğu bulunanlar, sigara ve alkol gibi alışkanlıkları olanlar da sinüzite daha sık yakalanıyor” dedi.
“ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ ETKİLİ OLUYOR”
Özellikle akut bakteriyel sinüzit tedavisinde antibiyotiklerin en önemli ilaçlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. İleri, “Uygun antibiyotik ve uygun tedavi süresi bu hastalıkta genellikle çözüm sağlıyor. Antibiyotiklerin yanında destek tedavisi de faydalı oluyor. Akut vakalarda tedavi süresi genellikle 2 haftayı buluyor. Kronik vakalarda ise alta yatan hastalığın tedavisi yanında ilaç tedavisi yaklaşık 1 ay sürüyor” ifadelerini kullandı.
“CERRAHİ YÖNTEMDE BAŞARI ORANI YÜZDE 90’LARA ULAŞIYOR”
Hastalığın kronikleştiği durumlarda uygun ilaç tedavisine yanıt alınmazsa cerrahi tedavinin gündeme geldiğini bildiren Prof. Dr. İleri, “Bunun yanında eğer enfeksiyon göze, beyine ve çevre kemik yapılara yayılmışsa yani komplikasyon gelişmişse yine cerrahi tedavi devreye giriyor. Cerrahi tedavide yaygın olarak ‘endoskopik sinüs cerrahisi’ kullanılıyor. Kronik bakteriyel sinüzitlerde cerrahi tedavinin başarı şansı çok yüksek. Bu tür hastalarda yüzde 90’ın üzerinde sonuç alınıyor” dedi.
SİNÜZİT HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER VE DOĞRULARI
Sinüzitten korunmak için genel direnci düşürebilecek yorgunluk, uykusuzluk ve dengesiz beslenmeden uzak durulması, ıslak saçlarla soğuk havaya çıkılmaması, klima kullanımına dikkat edilmesi, yaşam alanındaki havanın neminin çok düşük olmamasına özen gösterilmesi gerektiği belirtiliyor. Sinüzitle ilgili yanlış bilinenler ve bunların doğruları ise şu şekilde:
Yanlış: Baş ağrısı genellikle sinüzit belirtisidir.
Doğru: Baş ağrılarının yaklaşık yüzde 85’inin kaynağı gerilim tipi baş ağrıları, yüzde 10’u migren, sadece yüzde 5’i ise sinüzit benzeri inflamatuar bozukluklardır.
Yanlış: Geniz akıntısı sadece sinüzitte ortaya çıkar.
Doğru: Geniz akıntısı birçok nedene bağlı olarak gelişen bir belirtidir. Reflü ve alerjik rinit benzeri pek çok hastalık ve hava kirliği ile sigara alışkanlığına bağlı olarak görülebilir.
Yanlış: Sinüzit bir enfeksiyon hastalığıdır.
Doğru: Enfeksiyon sinüzit hastalığının sadece bir formudur. Geniş bir hastalık grubu olan sinüzitin nasal polip formu, gerek sebebi gerekse tedavisi tamamen farklı bir hastalıktır.
Yanlış: Sinüzit ameliyatından sonra hastalık genellikle nükseder.
Doğrusu: Uygun tanı ve uygun yapılan cerrahinin başarısı yüzde 90’ın üzerinde seyrediyor.