Tatil mevsiminin gelmesiyle karayollarındaki
araç trafiği yoğunlaştı. Buna paralel olarak
trafik kazaları da arttı. Uzmanlar, yaz mevsiminde sürücüleri daha dikkatli olmaya çağırıyor. 40 dereceyi aşan aşırı sıcaklarda sürücülerin sinir ve stresinin arttığına dikkat çeken uzmanlar, sürücülere açık renkli giymelerini ve bol su içmelerini öneriyor.
Psikolog
İlhan Özdemir, sıcak havalarda insan vücudunu, psikolojisini etkileyen en önemli unsurlardan birinin su kaybı olduğunu söylüyor. Gün içinde ter yolu ile fazla su kaybeden kişinin
tansiyonunun düştüğünü,
beyin algılarının da zayıfladığını kaydeden Özdemir, "İnsanlar bitkin, dikkatsiz, algıları zayıf birey olarak günlük yaşamlarını yetersiz şekilde sürdürmekte. Bu durum sürücülerde tehlikeli bir sürüş meydana getirmektedir." diyor. Özel araç sürücülerinin uzun mesafeli
tatile çıkarken mümkün olduğu kadar havanın serin olduğu sabah ve
akşam saatlerinde hareket etmelerini
tavsiye eden Özdemir, şunları dile getiriyor: "Aşırı sıcak havalarda, özellikle de 11.00-15.00 saatleri arasında ayrıca uykusuz, yorgun, alkollü olarak trafiğe çıkılmamalı. Aracı kullanacaklar, açık renkli, hafif pamuklu giysiler giymeli, aşırı yemek yememeli, yağlı yiyeceklerden kaçınmalı." Sürücülerin
yolculuk sırasında sıvı kaybını önlemek için bol su içmesi gerektiğini söyleyen Özdemir, "Araçta sürekli su bulundurulmalı. Belirli aralıklarla kaybedilen su tekrar kazanılmalı. Sık alınan su, ter yoluyla direncini kaybeden vücudun dirençli hale gelmesini sağlar. Böylelikle
vücut diri hale gelirken, kişinin dikkatsizliği, saldırganlığı azalır, vücudun kendine gelmesiyle dikkat oranı artar." diyor.
Sürücülerin araçlarında tuzlu
bisküvi veya kraker bulundurmalarının onların açlığını yatıştırdığı gibi tansiyon düşmesini engellediğini anlatan Özdemir, buna rağmen tansiyon düşmesi, gözü kararması ya da
kalp atışlarının zayıflaması halinde nefes egzersizi yapılmasını öneriyor.
Nefes egzersizinin, 10-15 saniye boyunca hızlı hızlı ve kesik kesik nefes alıp vererek yapılacağını kaydeden Özdemir, bu şekilde vücudun tekrar formuna kavuşacağını ve algı kaybının önleneceğini dile getiriyor.