Dr. Gürdoğan, yaptığı yazılı açıklamada, hiper
tansiyon hastalığının sinsi bir hastalık olduğunu belirtti.
Birçok kişinin ağrı kesiciyle geçiştirdiği bir baş ağrısının dahi kan basıncındaki yükseklikle alakalı olabileceğine dikkati çeken Dr. Gürdoğan, şunları kaydetti:
''Normal sınırlarda kabul ettiğimiz tansiyon
ölçüm değeri 120/80 mmhg'dir. Özellikle 140/90 mmhg'nin üstü durumlarda mutlaka doktora başvurulmalı ve birtakım değerlendirmeler yapılmalıdır. 140/90 mmhg'nin üstü değerler, risk faktörü olmayan (
şeker hastalığı, böbrek yetersizliği) hastalarda
hipertansiyon olarak kabul edilmektedir. Özellikle şeker hastalarında hipertansiyon daha da çok önem kazanmaktadır. Hipertansiyon
beyin damar hastalıklarına yani tıkanma ve kanama gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olduğu gibi,
kalp krizlerine, böbrek yetmezliklerine de yol açtığı bilinmektedir. Hipertansiyonun bu sonuçlarını düşününce ne kadar önemli bir sağlık sorunu olduğunu bir kez daha anlamaktayız. Hipertansiyon tanısını koymada en önemli nokta,
seri ölçümlerin yapılmasıdır. Sadece bir ölçümün yüksek çıkması hipertansiyon olduğu anlamına gelmez. Ancak mutlaka doktor kontrolü gerektirir.
Kimi insanlarda sadece hastanede yapılan ölçümler yüksek çıkarken evde günlük
yaşamdaki ölçümlerin normal seyrettiğini görürüz. Biz bu duruma 'beyaz önlük hipertansiyonu' diyoruz. Hipertansiyon, sadece yaşlılarda değil, her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Tüm hastalarda olduğu gibi özellikle çok
genç ve çok yaşlılarda hipertansiyona neden olabilecek faktörler mutlaka araştırılmalıdır. Türkiye'de 20 milyon hipertansiyon hastası var, ancak birçok kişi hastalığının farkında değil. En sık rastladığımız hipertansiyon sebepleri genetik, yani ailesel nedenlerdir. Bunun yanı sıra böbreğin kendisi veya damar hastalıkları, bazı hormonal hastalıklar, kalp ve damar sistemini ilgilendiren hastalıklar, hipertansiyon neden olabilirler.''
AŞIRI KİLO-KÖTÜ BESLENME
Aşırı kilo ve kötü beslenmenin, hipertansiyon oluşmasında etken olduğunu ifade eden Dr. Gürdoğan, şöyle devam etti:
''Aşırı kilo, kötü beslenme ve diyette aşırı tuz kullanılması, sigara ve
alkol kullanımı, hareketsiz yaşam ve günümüzün belki de en önemli hastalığı olarak nitelendirebileceğimiz stres faktörü, hipertansiyona neden olabilecek diğer nedenlerdir. Hipertansiyon tanısının konmasında klinik uygulamada en çok yararlandığımız yöntemlerden birisi, son yıllarda 24 saatlik
kan basıncı takibi yaptığımız holter cihazlarıdır. 24 saat boyunca hastaların üzerinde kalan bu cihazlar ile gece gündüz yaklaşık 40 kez tansiyon ölçülmekte ve kalp hızı ile birlikte kaydedilmektedir.''