Dünya GSM Birliği (GSMA)
Araştırma ve Sürdürülebilirlik Direktörü Jack Rowley,
mobil teknolojinin, baz istasyonlarının şehir dışına taşınmasına imkan tanımadığını dile getirerek, böyle bir durumda cep telefonlarının çekim gücü olmayacağını ve kullanılamaz hale geleceğini söyledi.
Baz istasyonlarının cihaz olarak ve yaydıkları
elektromanyetik dalgalar açısından uluslararası standartlara sahip olduğunu anımsatan Rowley, sözlerini şöyle sürdürdü:
''
Türkiye de dünyanın her yerinde kullanılan mobil teknolojinin aynısını kullanıyor. Mobil sistemlerden yararlanan Türkiye ve diğer tüm ülkeler, uluslararası standartlarla denetlenen, uygunluğu onaylanan baz istasyonu kuran şirketlerle çalışıyor. Baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların standartları, Türkiye'de diğer ülkeler ile kıyaslandığında çok daha düşük.''
Rowley, bütün ülkeler gibi Türkiye'nin de denetlendiğini ve Türkiye'deki değerlerin, uluslararası standartların belirlediği ölçümlerin altında olduğunu ifade ederek, ''Dolayısıyla Türkiye'de bir risk görmüyoruz'' dedi.
Baz istasyonlarının sağlığa etkisi konusunun bilimadamlarına bırakılması gerektiğini, Dünya
Sağlık Örgütü gibi platformlarda yapılan araştırmaların, baz istasyonlarının insan sağlığına zararı olduğuna dair herhangi bir bilimsel bulguya ulaşmadığını söyleyen Rowley, bu konudaki araştırmaların yüksek bütçeler gerektiren ve uzun vadeli işler olduğunu, sürekliliği olmayan, detaya girmeyen bazı araştırmaların sonuçlarının medyaya sızdırıldığını kaydetti.
Rowley, şöyle dedi:
''Bunların sonuçlarına dair hiçbir bilimsel bulgu bulunmamaktadır.
Bilimadamları ve
sivil toplum örgütleri tarafından yapılan araştırmaların toplamına bakılmalıdır. Buna bakıldığında kanıtlanmış bir sonuç çıkmamaktadır. Baz istasyonlarının
kanser yaptığına dair bilimsel bir kanıt ortaya çıkmış değil. Baz istasyonlarına yakın oturanların risk altında olduğu doğru değildir. Dinlediği
radyo ve seyrettiği televizyondan çok daha az elektromanyetik dalgaya maruz kaldığı bilinmelidir.''