Bakan
Akdağ, ''Kanser Haftası'' dolayısıyla Rixos
Grand Otel'de düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada, Türkiye'deki
kanser farkındalığını göstermek için çaba gösterdiklerini söyledi.
Sigara ve
tütünle mücadelenin halkın da büyük desteğinin alınarak sürdüğünü, bu mücadeleden sigara satan firmalar başta olmak üzere rahatsızlık duyanların olduğunu anlatan Akdağ, ''Ama bu kavgayı biz kazandık, Türk halkı kazandı. Türkiye'de sigarayla ilgili, tütün kullanımını azaltmakla ilgili ya da kullanmayanları tütün dumanından korumakla ilgili tedbirler tamamen ayaktadır ve bunu bundan sonra kimse de geriye çeviremez. Ülkemizde kanseri önlemek ya da kanserlilere yardımcı olmak için gayret gösteren herkes emin olabilir artık Türk halkı bu hususta geri adıma asla müsaade etmez, iktidarda biz kaldığımız sürece de etmez, iktidardan biz gitsek de etmez'' diye konuştu.
Türkiye'de 100'ü aşkın Kanser Erken Teşhis Korunma Tarama Merkezinde çalışan personele ve kanserle ilgilenen herkese teşekkür eden Akdağ, bu merkezlerin sayısını daha da artıracaklarını kaydetti.
Bir insanın doğuştan itibaren sağlık hakkına sahip olduğunu belirten Akdağ, ''O insanın varlıklı olması ya da olmaması, sağlık hizmeti için bir ödeme yapabilecek durumda olması ya da yapamayacak durumda olması hizmeti alması açısından bir fark oluşturmamalıdır.
Sağlık temel bir insanlık hakkıdır. Ve her insan doğduğu andan itibaren sosyal bir devlette sağlık hakkına ulaşmalıdır. Bunu yüzde yüzde 100 olmasa bile, yüzde 100'e yakın bir hassasiyetle Türkiye'de gerçekleştirmeye başladık'' diye konuştu.
Amaçlarının Türkiye'de yaşayan 73 milyon insana sağlık hizmeti sunmak olduğunu vurgulayan Akdağ, Türkiye'de büyük ilerlemeler kaydetmelerine rağmen, insan kaynağının sayısal açıdan hala çok yetersiz olduğunu söyledi. Türkiye'deki hekim sayısının
Avrupa ortalamasının nüfusla kıyaslandığında yarısı, hemşire-ebe sayısının ise dörtte biri kadar olduğuna dikkati çeken Akdağ, gelecek yıllarda insan kaynağını artıracak tedbirleri süratle alacaklarını bildirdi. Bakan Akdağ, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin problemleri HIV,
tüberküloz ile ilgili değil. Türkiye'nin problemleri aşıyla korunulabilir kızamıkla ilgili değil. Biz Avrupa'dan kızamık gelmemesi için uğraşıyoruz artık. Türkiye'nin problemleri sıtmayla, ishalle, çocuk yaşlarında pnömoni ölümleriyle ilgili değil. Türkiye'nin problemleri yüksek hızda seyreden bebek ya da anne ölümleriyle ilgili değil. Kuşkusuz bu alanlarda da yapacaklarımız var. Artık bizim problemlerimiz diyabetle,
kalp hastalıklarıyla, kanserle ilgili ana problemlerimiz var. Ve bunlara zemin hazırlayan şişmanlık, hareketsizlik gibi
yaşam biçimlerimiz var.
Bu mücadele birincisinden daha kolay değil, daha zor. Çünkü bu mücadele bireysel farkındalık gerektiriyor, bu mücadele bireyin yaşam tarzını değiştirmesini gerektiriyor. Şu anda Türkiye'deki her 3 kişiden biri obez. 'Şişko' demek daha doğru. Çünkü kabullenmiyoruz. İnsanların pek çoğu
vücut kitle endeksini bilmiyor. Ben biliyorum, şişko değilim ama bir adım kalmış durumda. Onun için tedbirimi aldım kilo vermeye başladım, daha fazla hareket etmem, az yemem gerektiğini biliyorum.''
Türkiye'de 2006 yılında 15 yaş üstündeki nüfusun yüzde 33,6'sının sigara içtiğini, 2010 araştırmasına göre bunun 26,8'e düştüğünü belirten Akdağ, ''Müthiş bir iyileşme kaydetmiş durumdayız, bu böyle devam edecek'' dedi. Bakan Akdağ, ''Fazla kiloyla, hareketsizlikle, şişmanlıkla, ya da tırnak içinde söylüyorum şişkolukla büyük bir derdimiz var'' diye konuştu.
Özellikle kadınları kanserden korumayı amaçladıklarını belirten Akdağ, meme kanseri ve rahim ağzı kanserinin kadınlarda en yaygın kanser türlerinden olduğunu söyledi.