Türkiye'deki
diyaliz merkezlerinde
tedavi gören 60 bin
hastanın
böbrek nakli için beklediği ve bu kişilerin her an
ölüm riski taşıdığı bildirildi.
Ulusal Böbrek Vakfı ve Hipertansiyon Derneği kurucu Başkanı,
Çukurova Üniversitesi
Tıp Fakültesi Nefroloji ve Hipertansiyon
Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yahya Sağlıker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlıklı ve kaliteli
yaşam için böbreklerin son derece önemli bir işlevi yerine getirdiğini belirtti.
Böbrek rahatsızlıklarında belirli aşamanın ardından hastanın diyalize bağlanmak durumunda kaldıklarına ve bu durumdakilerin sayısının Türkiye'de 60 bini bulduğuna dikkati çeken Sağlıker, ''Bu insanlar böbrek nakli olmak için sırada bekliyor. Diğer
organ nakli bekleyen hastalar, böbrek nakli bekleyen hasta sayısının 10'da biri oranında. Türkiye'de 60 bin
böbrek hastası haftada 3 kez 4'er saat süreyle diyalize giriyor. Yaşamlarının önemli bir bölümü evleri ve diyaliz merkezleri arasında geçiyor'' dedi.
Hastalardan çoğunluğunun çalıştığı dikkate alındığında, sürecin ne kadar zor olduğunun daha net anlaşılabileceğini vurgulayan Sağlıker, şöyle konuştu:
''
Hastalık başlı başına yaşama zorluk katıyor. Bu hastaların arasında belki ömrünün sonuna kadar diyalize girecek olanlar var. Hastaların en büyük hayali, bir gün gelecek bir telefonla kendilerine uygun böbrek olduğu haberini almaktır. Böylelikle diyalize bağımlı yaşamdan kurtulmaları mümkün olabilir.
Ancak, böbrek bulmak kısmet olayı.
Nakil için çok kısa süreli bekleyen de 20 yıl bekleyen de var. Organ bekleyen hastaların kan ve
doku gruplarına ilişkin veriler bilgisayara kayıtlı. Herhangi bir durumda
bağış yapmış olanların böbrek veya diğer organları veriler karşılaştırılıp uyması halinde en kısa sürede nakil işlemi gerçekleşiyor.''
HASTALIK VE NAKİLLERDE TÜRKİYE İLK SIRADA
Sağlıker, Türkiye'nin, böbrek hastalıkları ve nakilleri konusunda
Akdeniz ülkeleri arasında birinci sırada yer aldığını söyledi.
Böbrek hastalıklarına Çukurova yöresinde diğer yerlere göre biraz daha fazla rastlanıldığını belirten Sağlıker, ''Hipertansiyon ve tuz alımının çok fazla olması, böbrek taşları oluşumu ve kan hastalıklarının çok fazla olması dolayısıyla bu hastalık Çukurova'da daha yaygın'' dedi.
Tarım işçileri arasında da böbrek hastalıklarının yoğun görüldüğüne dikkati çeken Sağlıker, şöyle konuştu:
''Özellikle kadın tarım işçileri, sabahtan akşama kadar tarlada kaldıkları için
tuvalet ihtiyacını gideremiyor. Bu durum böbrek şişmesine yol açıyor. Tuvalet ihtiyacının uzun süreli olarak zamanında giderilmemesi böbreklerin iflasına yol açabilir. Tarımsal çalışma sürecinin 3-4 ay sürdüğü dikkate alındığındı durumun ciddiyeti de ortaya çıkar.
Türkiye'de
hipertansiyon vakaları da hayli fazla. Ülke genelindeki sayı 20 milyonu buluyor. İstanbul'da yaklaşık 3,5 milyon kişide, Ankara'da 1 milyon 750 bin kişide, Adana'da da 500 bin kişide hipertansiyon var. Hipertansiyon başlı başına böbrek hastalığını tetikleyen bir durum.''
Türkiye'de 25 milyon kişinin
şeker hastası olduğuna da dikkati çeken Sağlıker, şöyle devam etti:
''Şeker ve hipertansiyon hastaları kesinlikle evlenmemeli. Bu evliklerden doğacak çocukların böbrek hastası olması riski çok yüksek. Bu iki hastalığı taşıyan kişilerin evlenmemesi konusunda AB'nin tavsiyesi var. Tıp çevreleri, idareciler, hükümet ve basın yayın organları bu konuya duyarlı yaklaşmalı ve alarma geçilmeli.''
ORGAN BAĞIŞI
Sağlıker, Türkiye'de organ nakli konusunda ciddi bir sıkıntı yaşandığını söyledi.
''Her Türk evladı
organ bağışında bulunmalı'' diyen Sağlıker, kültür düzeyinin bağışta olumlu yönde etkisinin gözlemlendiğini, Akdeniz Bölgesi'nin batısında bağışların daha fazla yapılmasının da bunun göstergesi olduğunu kaydetti.
Sağlıker, böbrek hastalarının çare için
Hindistan,
Pakistan,
Irak ve
Rusya gibi ülkelerde nakil arayışına girmelerinin risklerine de dikkati çekerek, ''Sağlığına kavuşmak için yurtdışına giden hastalar, maalesef kritik bulaşıcı hastalıklarla Türkiye'ye dönüyor. Böbrek hastaları macera aramasınlar. Bu şekilde nakil yaptıranların yarısı ölüyor'' uyarısında bulundu.