Alpaydın,
Ramazan ayında, öğün sayısı ve gün boyu aç kalınarak düzenli beslenme biçiminin farklılaşması sonucu
metabolizma hızında yavaşlamalar ve buna bağlı
aşırı kilo alımının ortaya çıkma olasılığı bulunduğuna da dikkat çekti.
Kronik hastalıkları olan bireylerin, doktora danışmadan oruç tutmaması gerektiğini belirten Alpaydın, oruç tutmak isteyenlerin diyetisyene başvurarak beslenme programları oluşturabileceklerini söyledi.
Ramazan ayında
iftar ve sahur arasına 'ara öğün' katılarak öğün sayısının 3 olarak tutulmaya çalışılmasını öneren Alpaydın, şöyle devam etti: "Özelikle bu dönemde yapılan beslenme hataları olarak, sahura kalkamadan, gece yemek yiyerek yatmak, hızlı ve aşırı
yemek yemek, sahurda posasız ve ağır
besinlerin tüketimi, az su içilmesi ve
fiziksel aktivite azlığı gösterilebilir.
Sahura kalkmadan, gece yemek yiyerek yatmak durumunda uzun süre aç kalınarak
vücut 'kıtlık' durumuna sokulmaktadır. Kıtlığa giren vücutta yağ, su ve kas kaybı ve bazal metabolizma hızında yavaşlama olmakta, ayrıca alınan her besin vücutta yağ olarak depolanmaktadır. Ramazan ayında uzun süreli
açlık sonunda kan
şekerinin düşmesi sonucu çoğu kez hızlı ve fazla miktarda besin tüketilir. Hızlı besin tüketimi
mide asidinin yemek borusuna kaçması olarak tanımlanan reflüye ve
kabızlık gibi sağlık problemlerine neden olabilir. Reflüyü önlemek için
kahve, kakao, çikolata gibi aşırı kafein alımından kaçınmak, yağlı yiyeceklerden uzak durmak ve yemeği yer yemez yatmamak gerekir. Bunun dışında kabızlık problemi çekenler için posalı besinlerin daha fazla tüketilmesi önerilir. Bunun için de
meyve ve
sebze tüketiminin artırılması, ekmek olarak kepek veya çavdar ekmeğinin kullanılması ve özellikle su tüketiminin artırılması gerekir." diye konuştu.
"İftarda ise çorbayla başlanıp 10-15 dakika ara verildikten sonra, ana yemeğe geçilmelidir" diyen Alpaydın, şu önerilerde bulundu: "Ramazan ayında oruç tutarken beslenmeye daha çok özen gösterilmeli ve yağlı yiyeceklerden kaçınılmalı.
Yemeklerin ağır olmamasına, az yağlı olmasına ve yağda kızartılmadan yapılmış yiyeceklerin seçilmesine, sık aralıklarla az yemek tüketilmesine dikkat edilmeli.
Sahurda posasız ve ağır besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Sahurda hafif bir kahvaltı yapılmalı, şeker içeren basit karbonhidratlar kan şekerinin aniden düşmesine neden olduğu için
tercih edilmemelidir.
Protein içeren besinler süt, yumurta,
peynir gibi, uzun süre tok tutucu özelliğinden dolayı tercih edilmelidir. Tuzlu ve salamura besinler, susamaya neden olacağından tüketilmemelidir. Az su içilmesi Ramazan ayında gözlenebilen en önemli beslenme yanlışlarındandır. Özelikle yemekten önce sıvı almaya özen gösterilmelidir. Gün boyunca kaybedilen sıvı miktarı oldukça fazladır ve bunun yerine konması gerekmektedir. Sıvı olarak
limonata, taze sıkılmış meyve suyu, komposto tüketilebilir.
Çay ve kahve, diüretik etkileri nedeniyle kısıtlı olarak tüketilmelidir. Fiziksel aktivite azlığı; uzun süreli aç kalmak, hareket azlığı bazal metabolizma hızının yavaşlaması ve vücudun susuz kalması kilo alımına neden olmaktadır. Bu nedenle ramazan ayı boyunca hafif yürüyüşler tercih edilmelidir. Çok ağır sporlar su kaybına neden olduğu için bu dönemde tercih edilmemelidir."
Alpaydın, Ramazan ayı için öğünlerde yemek menüleri konusunda şu örnekleri verdi:
SAHUR:
• 1- 2 dilim ekmek ya da
pide 2/5 pide ekmek
• 1- 2 dilim peynir ya da 1 adet yumurta
• 5- 6 adet tuzsuz
zeytin veya 1adet
ceviz
•
Domates,
salatalık
• Meyve ya da 1-2 çay kaşığı bal veya reçel
veya
• 1 kâse çorba
• 1 kâse yoğurt
• 1 porsiyon etli sebze ya da et yemeği
• 1dilim ekmek
• Domates,
salatalık
İFTAR:
• 1 -2 adet zeytin ya da
hurma veya peynir
• 1 kâse çorba
• 1 porsiyon et yemeği ya da etli sebze yemeği
• Salata (az yağlı)
• 2 -3 dilim ekmek ya da
pilav veya
makarna veya 1 dilim
börek
Ara Öğün
• 2 adet meyve + 1 su bardağı süt ya da yoğurt
Veya
• 1 kâse meyve kompostosu + gece yatarken süt.