İzmir'in
Konak ilçesinde
Adli Bilimciler Derneği,
Acil Hemşireleri Derneği ve
Ege Üniversitesi (EÜ)
Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı tarafından, EÜ
Atatürk Kültür Merkezi'nde bir sempozyum düzenledi.
Açılışta konuşan Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr.
Hamit Hancı,
İngilizce bir kelime olan "
mobbing"in işyerinde kâbus ve
terör olarak adlandırıldığını, işyeri yöneticilerinin bilerek ve sistemli bir şekilde çalışanlara bunu uyguladığını anlattı. Dünya genelindeki intiharların yüzde 15'inin mobbing kaynaklı meydana geldiğine ve bunun da bir insan hakkı ihlâli olduğuna dikkat çeken Hancı, "Mobbing, üst düzey yöneticilerde bir meslek hastalığı olarak sıkça görülmektedir.
Sistematik şekilde, bilinçli
baskı yapmak anlamına gelmekte ve karşı tarafı pasifize etme amacı taşımaktadır.
İşyerinde duygusal terör uygulayan yöneticiler baskıcı, otoriter ve totaliter kişilik yapısına sahip insanlar ve kendi fikirlerini zorla kabul ettirmek isteyenlerdir. Kesinlikle eleştiriye kapalıdırlar ve farklı düşüncelere toleransları yoktur." dedi.
Son yıllarda gelişmiş ülkelerde mobbing mağdurlarının sayısının arttığını, buna
Türkiye'nin de hızla uyum sağladığını belirten dikkat çeken Prof. Dr. Hancı, cinsel tacizlerin bile önüne geçtiğini vurguladı. 2009 yılından bu yana adli tıp uzmanlarına çok sayıda başvuru yapılmasıyla konunun günyüzüne çıktığını aktaran Hancı, "Mobbing, duygusal bir saldırıdır. Hedefi ise bir işyerindeki kişi veya kişiler üzerinde sistematik baskı oluşturarak, dayanma gücünü yok edip işten ayrılmaya zorlamak ya da isteneni yaptırmaktır. Ayrıca üst mercinin, çalışana yönelik dışlama ve alaylı imalarıyla
toplum nezdinde itibarını düşürmeye yönelik eylemler içerir." şeklinde konuştu.
Yöneticilere bu konuda en büyük desteği nevrotik, korkak ve
iktidar açlığı olan kişilerin verdiğini belirten Hamit Hancı, "Mobbing, işin akışına ya da bir davranışa ilişkin bir anlaşmazlıkla başlar, zorbanın
saldırgan eylemleriyle devam eder. Saldırganlığa, zorbanın dışında
yönetim veya iş arkadaşları da katılabilir. Bir sonraki aşamada
kurban, problemin kaynağı ya da
akıl hastası olarak damgalanır. Süreç, işe son verilmesi ya da kişinin kendisinin ayrılmasıyla tamamlanır. Bu sonuç, çoğunlukla mobbingin bitmesi anlamına gelmez, çünkü benzer bir iş kolunda çalışmak zorunda olan kişi, kötü huylu, asi veya işten anlamaz olarak damgalanarak referansı da kirlenmiş olur." dedi. Prof. Dr. Hamit Hancı, işyerinde mobbing baskısına maruz kalan kişilerin
psikolojik destek alarak farklı yöntemler geliştirebileceğini söyledi.
Gün boyu çeşitli konuşmacıların sunumlarıyla devam edecek sempozyuma EÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Boru, Acil Hemşireleri Derneği Başkanı Meral Dönek ve İzmir Tabib Odası Başkanı Prof. Dr. Erdener Özer de katılıyor.