Yüzde 95'i sigaradan kaynaklanıyor

Çoğu zaman hiçbir belirti vermeyen en sinsi kanser türlerinden biri akciğer kanseri. Yüzde 95 sebebi ise sigara içmek.

Yüzde 95'i sigaradan kaynaklanıyor

Ancak en ölümcül olmasına rağmen uzmanlara göre önlenebilmesi de bir o kadar kolay. Akciğer kanserinin belirtileri genellikle erken dönemde ortaya çıkmıyor. Bu nedenle, birçok durumda kontrol amacıyla veya başka bir nedenle çekilen akciğer filmleri ile tanı konuluyor. Yani hastaların büyük kısmı “tesadüfen” akciğer kanseri olduğunu öğreniyor. Avrasya Hospital Göğüs Cerrahisi uzmanı Dr. Ali Güven Akıncı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Altoparlak ölüme sebep olan kanser türleri arasında özellikle erkeklerde başı çeken akciğer kanseri hakkında önemli bilgiler verdi. ISRARLI ÖKSÜRÜĞE DİKKAT Dr. Banu Altoparlak, hastalığın belirtilerinin, akciğer kanserinin kendisine, uzak organlara yayılımına veya kanser hücreleri tarafından salgılanan hormon benzeri bazı maddelere bağlı olduğunu söyleyerek “Sık görülen belirtilerin başında bir türlü geçmeyen öksürük geliyor. Balgamla karışık kanama, açıklanamayan halsizlik, nefes darlığı, boyunda veya yüzde şişme, tekrarlayan bronşit, zatürree atakları, iştah veya kilo kaybı, ses kısıklığı ile göğüs, sırt veya omuzda görülen ısrarlı ağrılar da diğer belirtiler olarak karşımıza çıkıyor” diyor. BASİT BİR AKCİĞER FİLMİ İLE TEŞHİS Akciğer kanseri tanısında en çok kullanılan yöntem basit bir akciğer filmi çektirmek. Dr. Altoparlak “Akciğer filmi tümör veya tümörün oluşturduğu anormal görünümleri ortaya çıkarır. Bilgisayarlı akciğer tomografisi ise kansere bağlı belirtilerin ortaya çıkarılmasında akciğer grafisinden daha duyarlı bir görüntüleme yöntemidir. Üç boyutlu değerlendirilerek tümörün damarsal ve diğer yapılar ile ilişkisi gösterilir. Bilgisayarlı beyin tomografisi ise tümörün beyne yayılımının olup olmadığının değerlendirilmesini sağlar” diye konuşuyor. GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ MR’ın tümörün yerleşimi ile ilgili bazı özel bilgileri elde etmek için istendiğini vurgulayan Dr. Altoparlak sözlerini şöyle sürdürüyor: PET ve PET-BT ise vücut hücrelerinin şekeri kullanması esasına dayanır. Tüm vücutta radyoaktif şekeri tutan tümör hücrelerinin görüntülenmesini sağlar. Bir de sintigrafik yöntemler var. En sık uygulanan tüm vücut kemik sintigrafisidir. Kanserin kemiklere yayılımı değerlendirilir. Balgam sitolojisi ile bronş salgıları incelenerek tümör hücreleri araştırılır. Net sonuç alınamıyorsa biyopsi gerekir. Mikroskop altında değerlendirmek üzere hastalıklı bölgeden örnek doku alınır ve kesin tanı konur. Küçük hücreli tipi hızlı yayılıyor Dr. Ali Güven Akıncı akciğer kanserinin çeşitli tipleri olduğuna dikkat çekiyor ve şu bilgileri veriyor: Küçük hücreli ve küçük hücreli dışı olmak üzere başlıca iki tipi vardır. Bu iki grup akciğer kanserlerinin yüzde 90’ını oluşturur. Küçük hücreli akciğer kanseri; yüzde 15-25’ini oluşturur. Hızlı büyür ve erken dönemde uzak metastaz (yayılım) yapabilir. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin ise başlıca üç alt grubu vardır: Epidermoid kanser, adenokanser, büyük hücreli kanser. Evreleme, hastalığın yaygınlığının belirlenmesi için yapılan değerlendirmedir. Sonuca göre tedavi yöntemlerinin seçimi hakkında karar verilir. Küçük hücreli akciğer kanserinde evreleme; sınırlı ve yaygın hastalık olarak yapılır. Küçük hücre dışı akciğer kanseri ise I-IV arasında dört evrede değerlendirilir. Evre I, II ve III’ün A ve B olmak üzere iki alt grubu vardır. Evre IV hastalığın en ileri dönemidir. Tümörün göğüs kafesi dışındaki organlara yayılımı söz konusudur. Her evre için farklı tedavi Hastalığın tedavisinde seçilecek yöntemler evrelere göre belirleniyor. Dr. Akıncı ve Dr. Altoparlak tedavi yaklaşımlarını şöyle özetliyor: Küçük hücreli akciğer kanserinde hastalık sınırlı durumdaysa kemoterapi ile birlikte radyoterapi (ışın tedavisi) verilir. Yayılma varsa kemoterapi başlıca tercihtir. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde ise aşamalar başka türlü değerlendirilir. Evre I’de tümör ve lenf bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması uygun tedavi yaklaşımıdır. Evre II’de tümör ve lenf bezlerinin ameliyatla çıkarılmasının ardından gerekirse kemoterapi veya radyoterapi verilir. Evre IIIA’da ameliyat, radyoterapi ve kemoterapi farklı sıralamalarla uygulanabilir. Evre IIIB’de radyoterapi ve kemoterapi uygun yaklaşımdır. Evre IV’te kemoterapi veya destek tedavi uygulanabilir. Akciğer kanseri tedavisinde önerilen tüm tedavilerde amaç; hastalığın kontrol altında tutulması, yaşam süresinin uzatılması, yakınmaların ortadan kaldırılması ve daha kaliteli bir yaşam sağlanmasıdır.
<< Önceki Haber Yüzde 95'i sigaradan kaynaklanıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER