Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, ''2 kol, 2 bacak nakli ile ilgili ruhsatlandırma'' konusunda, ''Bakanlık olarak inceliyoruz. Bir bilimsel
komisyon da kol, bacak ve yüz nakilleri yapılan
hastanelerin bilgilerini istedi. 2 hafta içerisinde o bilgiler de komisyona gelecek. Yapılan işleri gözden geçireceğiz. Ona göre de tutumumuzu belirleyeceğiz'' dedi.
Akdağ,
Sağlık Bakanlığı,
Milli Eğitim Bakanlığı ve
Yükseköğretim Kurulu desteğiyle
Pendik Green
Park Oteli'nde düzenlenen Sağlık Eğitimi Kongresi sırasında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Dünya
Böbrek Günü'nde
böbrek hastası olan vatandaşlara şifalar dileyerek, vatandaşlara bazı uyarılarda bulunan Akdağ, böbrek hastalıklarına giden yolda yüksek
tansiyon ve
şeker hastalığının önemli 2 sebebi oluşturduğunu belirtti. Akdağ, diğer önemli nedenin de geçirilen bazı enfeksiyonlar olduğunu vurgulayarak,
yüksek tansiyondan korunmak konusunda alınabilecek tedbirler bulunduğunu, tuz tüketiminin azaltılmasının büyük önem taşıdığını kaydetti.
Akdağ, ''Dünyada en çok tuz tüketen toplumlardan biriyiz. Yemeğin tadına bakmadan tuzluğu alıp yemeğe tuz katma alışkanlığı belki de
Türkiye'den başka hiçbir ülkede yok. Bütün vatandaşlarımızı tuz konusunda orta yolu
tercih etmeye davet ediyorum. Zaten bizim kahvaltılarımız tuzun biraz bol olduğu kahvaltılardır. Dolayısıyla biraz tuz alımını azaltmakta büyük yarar var'' diye konuştu.
Şeker hastası olan vatandaşlar açısından da mutlaka hastalıklarının takibi ve kontrolünü yaparak şekerlerini normal seviyede tutmalarını öneren Akdağ, bu hastalık için şişmanlıktan korunma ve yeteri kadar hareket etmenin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Türkiye'nin, dünyada belki de en fazla sayıda
diyaliz hastasına düzenli diyaliz hizmeti veren nadir ülkelerden biri olduğuna işaret eden Akdağ, şunları kaydetti:
''Gelişmiş ülkelerde
organ nakli sık olduğu için
böbrek nakli daha
erken sürelerde gelişiyor ve diyalizdeki hasta sayısı yükselmiyor. Zaten yeterince gelişmemiş ülkeler vatandaşlarına diyaliz hizmeti sunamıyor. Biz Türkiye'de her köşeye diyaliz hizmeti sunuyoruz ama bu yükü de azaltmak, aslında hem diyaliz hastalarımızın yaşama daha rahat tutunmalarını sağlamak, hem de bu husustaki çok aşırı harcamaları azaltmak için organ nakline büyük ihtiyaç var. Türkiye, organ naklinde altyapıyı artık tamamlamış durumdadır. Yeter ki vatandaşlarımız
beyin ölümü gerçekleşen yakınlarının organlarını bağışlasınlar. Böyle bir günde böbrek nakli bekleyen bütün vatandaşlarımız adına, bütün vatandaşlarımızı organ bağışına davet ediyorum.''
-Özel
hastanelerin acil servislerinin ücretsiz olması-
Recep Akdağ, özel hastanelerin acil servislerinin ücretsiz olması konusundaki yaptırımların konulmuş kurallar açısından büyük ölçüde yeterli ve gerek Sağlık Bakanlığı, gerekse SGK'nın yaptırımlarının çok güçlü olduğunu belirterek, vatandaşlara şu önerilerde bulundu:
''Gerçekten acil olmayan vakalar için sadece özel hastanelerin acilleri değil, devlet hastanelerinin acillerine de gidilmemelidir. Artık randevu sistemlerimiz de oluştu.
Randevu alarak hastaneye,
aile hekimine gitmek daha doğrudur. Ancak acil bir hastalık varsa acil servislere gitmeliyiz.
Vatandaşlarımız acil servislere gittiklerinde, acil ünitesi bir özel hastanede bile olsa kendilerinden ilave bir para istenmeyeceğini, istenemeyeceğini bilmeliler. Böyle bir talepte bulunulduğunda buna razı olmasınlar ama hastane size 'acil değilsiniz' diyorsa o ayrı, bir
tutanak tuttursunlar. Eğer yanlış bir
uygulama yapılmışsa biz gerekenleri yapıyoruz. Biraz da vatandaşımızın kendi hakkına sahip çıkması gerekiyor.''
Bir gazetecinin ''2 kol, 2
bacak nakli ile ilgili olarak böyle bir ruhsatlandırma var mıdır? Bundan sonra nasıl bir yol izlenecek? İzin verilecek mi?'' sorusu üzerine,
bakanlık olarak bu konuyu incelediklerini belirten Akdağ, ''Bir bilimsel komisyon da kol, bacak ve yüz nakilleri yapılan hastanelerin bilgilerini istedi. 2 hafta içerisinde o bilgiler de komisyona gelecek. Yapılan işleri gözden geçireceğiz. Ona göre de tutumumuzu belirleyeceğiz'' diye konuştu.
Akdağ, durdurma iddialarına ilişkin de şunları kaydetti:
''Durdurma diye bir düşüncemiz yok ama doğrusu, bu soruşturmaların, bu incelemelerin sonuçları netleşinceye kadar
bakanlık olarak meseleyi biraz daha yakından takip edeceğiz. Mevzuat şu şekilde belirlenmişti. Kuralları koyduk, üniversitelerin kendi bilimsel komisyonları ve bir anlamda da etik komisyonları marifetiyle kararlarını vermelerini ve taleplerini bakanlığa yapmalarını istedik. Ancak bu incelemeler sonuçlanıncaya kadar bu hususta bakanlık merkezi olarak da meseleyi çok daha yakın takip edeceğiz.''
-
Pozantı Cezaevi'ndeki nakiller-
Sağlık Bakanı Akdağ, Pozantı Cezaevi'nden nakledilen çocukların ruh sağlığıyla ilgili bir çalışma yapılıp yapılmayacağı sorusuna da ''Elbette nasıl bir ihtiyaç varsa onlar görülür. Sonuçta
tutuklu ya da hükümlü olan kişilerle ilgili olarak savcıların ya da cezaevi yönetimlerinin yetkileri var. O yetkiler çerçevesinde Sağlık Bakanlığımızdan hangi talepte bulunulursa biz onların bütününü karşılamaya hazırız. Böyle bir imkanımız da var'' karşılığını verdi.
Sağlık personelinin emekliliğine yönelik çalışmalar konusunda da Akdağ, detayları şu anda ifade edebilecek kadar ilerlemediklerini ifade ederek, ''Konu bizim talep ettiğimiz ama sonuçta kamu maliyesinin ve SGK'nın şekillendireceği bir konudur. Ancak şunu ifade etmeliyim; Başbakanımız bu konuda hem Çalışma Bakanımıza, hem
Maliye Bakanımıza ve bana birlikte çalışma talimatı verdi. O çalışmaları yürütüyoruz'' dedi.