İşte o Röportaj:
İnternetteki şiddet içerikli oyunların çocuklar ve gençler üzerindeki sosyal/psikolojik/zeka yönünden etkileri nedir?
Gençler ve çocuklar ne yazık ki bu tarz oyunlardan oldukça olumsuz yönde etkilenmektedir. Her şeyden önce bu tarz oyunlar beyinde
öfke merkezini tetiklediğinden kişilerin çevresiyle uyum problemi yaşamalarına, öfkeli ve hırçın olmalarına sebep olmaktadır. Ayrıca dışarıda oyun oynaması gereken vakti evde bilgisayar oynayarak geçiren çocuk gittikçe içe kapanık ve çevresiyle daha az
iletişim kurma gereği duyan bir birey hale geliyor.
Sürekli şiddet içeren oyunlarla oynayan bir çocuk ileride nasıl bir kişiliğe sahip olur?
Çocukluk dönemi günün birinde bitse dahi bu dönemde yaşanılanlar kişinin tüm hayatını etkiler. Dolayısıyla bu dönemde geçirilen iyi veya kötü deneyimler, yetişkin olunduğunda çocuğun karakterini oluşturur. Kısacası çocukluk döneminde şiddet içerikli oyunlar oynayan çocuk, büyüdüğünde bu davranışı olağan görecek ve agresif bir kişiliğe sahip olacaktır.
Bu oyunlarla büyüyen bir çocuğun potansiyel cani olma ihtimali var mı gerçekten? Varsa bu ihtimal ne büyüklükte?
Bu tarz oyunlar beyinde agresif davranışı tetiklediğinden bu tarz oyunlarla büyüyen bir çocuğun cani olma ihtimali elbette ki daha yüksektir. Ancak her oyun oynayan cocuk cani olacak diyemeyiz fakat potansiyeli arttıran bir etkendir.
Şiddet içerikli oyunlar çocuğun vicdani gelişimini olumsuz olarak etkilediğinden çocuğun
saldırganlığa olan eğilimini arttıracaktır.
Bu tür şiddet içerikli oyunların oynanmasına göz yumulur ve de dur denilmezse nasıl bir toplum bizi bekler
Şayet şiddet oyunlarının oynanmasına dur denilmezse ruhsal açıdan toplum olarak sağlıklı nesiller yetişmeyecektir. Çünkü çok
küçük yaşlardan itibaren şiddete eğilimli olarak yetiştirilen bir çocuğun yetişkin olduğunda şiddet uygulayıcısı olması muhtemeldir. Dolayısıyla bu da toplumun daha saldırgan, huzursuz ve mutsuz olduğu bir toplum yapısı ortaya çıkaracaktır.
Etrafınızda ya da hastalarınız arasında bu tür vakalarla karşılaştınız mı? Karşılaştıysanız davranışlarındaki bozukluğu bize detaylandırabilir misiniz?
Kliniğimize gelen danışanlar arasında bu tarz vakalara ne yazık ki çok sık rastlamaktayız. Özellikle çok küçük yaş gruplarından itibaren artık çocuklar şiddet içerikli oyunlara yöneliyor. Bir süre sonrada gerçekle hayal ürünü arasındakini ayırt edemeyecek duruma geliyor. Bu durum zamanla çocukta fiziksel ve ruhsal birtakım sıkıntılara yol açıyor. Her şeyden önce bu tarz oyunlar oynayan çocuklar daha agresıf davranmaya başlıyor. Bu da okul ,
aile ve çevre ile olan ilişkilerinde uyum problemi yaşamasına sebep oluyor. Bir süre sonra sosyal ilişkilerin bozulmasının yanı sıra akademik başarıyı da etkiliyor. Özellikle şiddet içerikli oyunlar oynayan çocuk ve ergenlerde konsantrasyon problemleri daha fazla görülmektedir. Bu da
ders başarısı grafiğini gittikçe daha aşağılara düşürmektedir.
Günümüzde bilgisayarın her eve girmesiyle ve de internet cafelerinin yaygınlaşmasıyla çocuklar artık dışarıda arkadaşlarıyla değil, daha çok internette vakit geçirerek bu oyunları oynuyorlar. Bunun önüne geçmek mümkün mü, nasıl?
Tüm vaktini bilgisayar oyunlarıyla geçiren çocuk bir süre sonra arkadaş edinme ihtiyacı duymamaya başlıyor. Gittikçe daha yalnızlaşan, içe kapanık ve bir o kadar da mutsuz çocuklar yetişiyor. Bunu önlemenin en güzel yolu mümkün olduğunca bilgisayar oyunlarına sınır getirmektir. Çocukların kontrollü bir şekilde bilgisayar kullanmaları sağlanmalıdır. Daha çok akranlarıyla vakit geçirmesi ve sosyalleşmesi yönünde
teşvik etmek gerekir.
Bu hususta ebeveynlere düşen görevler nedir?
Ebeveynler çocuklarını yetiştirirken bu konuda bilinçli davranmaya gayret göstermelidirler .Özellikle çok küçük yaşlardan itibaren şiddet içerikli oyunlara yöneltilen çocuklar büyüdüklerinde problem yaşamaya başlarlar. Bu nedenle ailelerin çocuğa nitelikli vakit ayırması onunla ilgilenmesi çok önemlidir. Çocuğu şiddet içerikli oyunlar yerine onların sosyal, duygusal ve zeka gelişimlerine katkıda bulunacak çeşitli aktivitelere yönlendirebilirler. Spor yapmak , bir
müzik aleti çalmak gibi.
Tuğba Karagülle / SAMANYOLUHABER.COM