Erken çocukluk döneminde verilen
hijyen eğitiminin
yaşam boyu devam ettiği gerçeğinden yola çıkan
İstanbul Üniversitesi (İÜ)
Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr.
Emek Dümen, kentteki 3 okulda öğrencilerin ellerinden sürüntü örnekleri alarak, çıkan sonuçlara göre hijyen eğitimi verilmesini öngören projesini hayata geçirdi.
İÜ'nün yürütücülüğünde İstanbul
Kalkınma Ajansı desteği ve Dünya Yaşlanma Konseyi ile İstanbul
Milli Eğitim Müdürlüğünün katkılarıyla gerçekleştirilen ve ilk
öğretim okullarında okuyan öğrencilerin ellerinin mikrobiyolojik profilinin çıkarılmasını ve çıkan profile göre de hijyen eğitimi verilmesini öngören ''Sağlıklı Yaşlanma Platformu ve Erken
Çocukluk Dönemindeki Hijyen Bilinci'' projesi, 3
pilot okulda başladı.
Dümen, proje kapsamında
Ümraniye Emine Koçulu İlköğretim Okulu'nda 2.
sınıf öğrencilerinin ellerinden sürüntü örnekleri aldı ve öğrencilere mikroplardan korunmak için neler yapılması gerektiğini anlattı.
Proje sayesinde
temizliğin önemini kavrayan çocuklar, Dr. Emek Dümen'e mikroplara ilişkin çeşitli sorular da sordu.
AA muhabirine görüşlerini aktaran öğrencilerden Bilal Ersen Aydın, ''Doktor bize mikropları gösterdi ve elimizdeki mikropları nasıl tanıyacağımızı anlattı. Elimi yıkamazsam, mikroplar çoğalırmış, çoğalınca sağlığımız bozulurmuş. Sağlığımızın bozulmaması için düzenli besleneceğiz. Ellerimi
tuvaletten çıkınca, gezmeden gelince yıkıyorum. Haftada bir kere
banyo yapıyorum. Dişlerimi 3 kere fırçalıyorum'' dedi.
-Çocukların gözünden mikrop-
Sınıftaki çocuklardan Fatma
Yaşar, mikroplardan korktuğunu belirtirken,
Rabia Kalkan, ''
Mikroplardan korkuyorum. Mikrop, çok
küçük ve pis bir şey. Eğer elimize geçerse bizi
hasta edebilir. Mikroplardan uzak durmak için ellerimi yıkıyorum, banyo yapıyorum, kirli yerlerden uzak duruyorum'' diye konuştu.
Ahmet Enes Alaca, ''Mikrobu; ağzı, gözü, dişleri var, bizi ısırıyor ve hasta oluyoruz'' diye tanımlarken, Kaan Güler, mikrobun, mikroskopla bakıldığında ''ejderhaya'' dönüştüğünü, Cansu
Uludağ ise ''ahtapota'' benzediğini ve insanlara saldırdığını söyledi.
Çocuklardan Kürşat Taşkın, ''Mikrop
timsah gibi, dişleri çok sivri, kamçıları var. Mikroplardan korkuyorum. Çünkü bize bulaşırlarsa, hiç çıkmazlar. Ellerimizi yıkayalım, dişlerimizi fırçalayalım, sonra mikroplar geçer bizden, başka yerlere gidebilir'' dedi.
-Proje hakkında-
Emek Dümen de İstanbul'daki 3
ilköğretim okulunda 2. sınıfa devam eden öğrencilerin ellerinin mikrobiyolojik profilini çıkardıklarını ve sonra da çıkan profile göre verdikleri eğitimlerde
temizlik ve hijyenin önemini anlattıklarını söyledi.
Dümen, 3 ay boyunca öğrencilerin ellerinden 6 kez örnek alacaklarını belirterek, her aldıkları örneğin sonucuna göre, veli ve öğrencilere eğitim vereceklerini kaydetti.
Projenin izlenebilirliği görebilmek için istatistik
modellerle ''Hijyen izlenebilirlik modülü'' çıkaracaklarını bildiren Dümen, hijyen bilincinin oluşması için
erken çocukluk döneminin çok önemli olduğunu vurguladı.
Dünyada yapılan medikal araştırmaların, küçük yaşlarda edinilen temizlik alışkanlığının hayat boyu devam ettiğini gösterdiğini belirterek, ''Yani doğru alınan hijyen eğitimi, kişinin hayat boyu doğru
uygulamaları yapmasını sağlıyor. O uygulamaları alışkanlık haline getirdiği için çıkamıyor. Bunun tersi de geçerli. Eksik ve yanlış hijyen alışkanlığı kazananlar da bunu devam ettiriyor'' dedi.
-''
Salgın hastalıkların çıkış noktası ilköğretim okulları''-
Dümen, çocuklar hijyen alışkanlıklarına dikkat etmedikleri ve
bağışıklık sistemi de tam oturmadığı için salgın hastalıkların çıkış noktasının ilköğretim okulları olduğunu belirterek, hastalık yapan mikroorganizmaların ayrıca sosyo-
ekonomik düzeyi düşük olan kirli olan bölgelerde özellikle de çocuk bazlı ortaya çıktığını söyledi.
Doğru hijyen ve sağlığın yaşam kalitesi ve süresini de belirleyen önemli etkenler arasında bulunduğunu ifade eden Dümen, temizliğin genel bir kavram olduğunu kaydetti.
Dr. Emek Dümen, ''Biz temizliğe evimizin ve kendimizin temiz olması olarak bakarız. Sonuçta sadece evimizin ve kendimizin temiz olması değil, çalıştığımız, eğlendiğimiz, okuduğumuz, dinlendiğimiz, y
emek yediğimiz her yerin temiz olması gerekiyor. Dolayısıyla bir kişinin kirliliği diğer temizlerin tamamını etkileyebiliyor, kirletebiliyor. Bu nedenle biz
kontrol mekanizmasını, veli, öğrenci ve öğretmen üçlüsü üzerine kurmayı planladık'' diye konuştu.
-''Uygulama dünyada ve
Türkiye'de ilk''-
Eğitimlerde, inceleme sonucunda bulunan mikroorganizmaların tehlikesi ve bu tehlikeye karşı alınması gereken önlemlerin anlatılacağını belirten Dümen, şöyle devam etti:
''Uygulama, dünyada ilk kez yapılan bir uygulama. Dünyada birtakım tarama çalışmaları var, hijyen eğitimleri var. Ancak bunların birleştirilip, izlenebilirlik modülünü ortaya koyan bir tarama yok. Bir tarama yapılıyor, sonuçları alınıyor ya da bir eğitim verilip gidiliyor. Verilen eğitimlerin ne kadar işe yaradığı, istatistik bir modelleme ile nereye gidilebildiğine ilişkin bir model çalışması dünyada yapılmamış. Dolayısıyla bu proje, dünyada ve Türkiye'de ilk kez yapılıyor.
İstatistiki sonuçlar eğitimin başarısını da bize göstermiş olacak.''
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünün belirlediğini Ümraniye'de Emine Koçulu İlköğretim Okulu, 50. Yıl
Selçuk Ecza İlköğretim Okulu ve Ümraniye İlköğretim Okulunda yaklaşık 700 çocuğa tarama yaptıklarını belirten Dümen, ''Proje ve
bütçe anlamında kendimizi geliştirirsek, uygulamayı İstanbul ve Türkiye geneline yayac
ağız'' dedi.
-''Burun karıştırmanın biraz azalması gerekiyor''-
Dr. Emek Dümen, ilk sonuçları almaya başladıklarını belirterek, ''Genel bir yorum yapmak için erken ama ilk sonuçlara göre, çocukların ağız ve
burun temaslarına biraz daha dikkat etmeleri gerektiğini ortaya koydu. Burun karıştırmanın biraz azalması gerektiğini söyleyebilirim. Ancak ailelerin tuvalet hijyenlerini iyi düzeyde verdiğini söyleyebilirim. Tuvalet hijyeni daha iyi çıktı diyebiliriz'' şeklinde konuştu.
Dünya Yaşlanma Konseyi Genel Sekreteri Metin Çetiner de yaşlanmanın doğumdan itibaren başladığını dile getirerek, çocukların doğduğu andan itibaren yaşlandığını söyledi.
Çetiner, insanlarda kaliteli yaşlanma bilincinin gelişmesinin ön
emine işaret ederek, ''Küçük yaştan itibaren çocuklara hijyen eğitiminin verilmesi çocuklarda kaliteli yaşlanma bilinci, temizlik ve hijyen anlayışının verilmesi, toplumun daha sağlıklı bireylerden oluşmasına vesile olacak'' dedi.