Dişlerine bak hastalığını anla
İşte vücudumuzun verdiği sinyallerin anlamları...
Güzel
Etkileyici
Sıcak
Çılgın
Tuhaf
İnanılmaz
Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Nihat Tanfer, ağzımızın çok sayıda hastalığa ait sinyaller verdiğini söylüyor. İşte o sinyallerin işaret ettiği hastalıklar...
REFLÜ: Bu hastalık temelde aşırı miktarda gastrik asit içerikli sıvıyla ortaya çıkan bir sindirim sistemi rahatsızlığıdır. Reflü hastalarının dişlerinde erozyonlar (aşınmalar) görülür. Bu hastalarda diş minesi zayıflar ve buna bağlı olarak dişlerde
estetik olmayan sarı bir
renk belirir.
ANEMİ (KANSIZLIK): Bu hastaların dilleri; kırmızı, parlak ve ağrılı olur. Yine bu sorunda kişilerin
ağız köşelerinde kırmızı lezyonlara rastlanır.
AIDS: Bağışıklık sisteminin baskılanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. HIV enfekte kişilerde 40’tan fazla ağız bulgusu saptanmıştır. Bunların en sık görülenleri; diş etlerinde kızarıklık, kanamalar,
çene kemiğinde erime, aftöz lezyonlar, ağız içi mantarlar ile
ağız kuruluğu gibi semptomlardır.
SEDEF HASTALIĞI: Bu hastalığın da ağız içi belirtileri vardır. Ancak bu bulgular çok sık görülmez. Sedef hastalarının dilleri normalden daha farklı bir görüntü sergiler. Bu durumdaki kişilerde gri, gümüşümsü, pul pul dökülen plaklar bulunur.
LÖSEMİ: Lösemi hastalarında ağız içinde, “peteşi” adı verilen
küçük kanama odakları, ülserler ve yine çene kemiğinde kayıplar ile ağız dokularında yaygın morluklar görülür. Diş eti
büyümeleri de
löseminin ağız içi belirtilerindendir. Bu gibi özel bulgular günümüzde hastalığın
erken teşhisine olanak tanır.
DİYABET:
Diyabet, kandaki glikoz seviyesini (kan şekerini) düzenleyen esas
hormon olan ensülinin az salgılanması, hiç salgılanmaması (Tip 1
Diabet) veya dokuların ensüline yeterince
cevap verememesine bağlı ( Tip 2 Diabet) görülen bir hastalıktır. Dişi çevreleyen ve destekleyen dokuların iltihabı anlamına gelen, ‘Periodontitis’e diyabet hastalarında sık rastlanır. Bu hastalığı diyabetik dokularda meydana gelen değişiklikler; dişetinin iltihabıyla birlikte meydana gelen
diş eti kanaması, diş eti büyümesi ve
kemik kayıpları izler. Bu durum
kontrol altına alınamadığında dişlerde sallanma ve kayıpların varlığı kaçınılmazdır. Bunun yanı sıra tekrarlayan apseler,
tükürük akışında azalma, ağız kuruluğu, ağız kokusu, yüksek
çürük riski ve mantar oluşumları da gözlenebilir.
TİROİT:
Tiroit bezinin normalden fazla çalışması ve fazla hormon salgılamasına, “hipertiroidi” adı verilir. Bu hastalarda bazal
metabolizma hızı artışı olduğu için erken diş eti rahatsızlıkları, dişlerin sürme zamanlarında değişim ve erken çene gelişimi ortaya çıkabilir. Ayrıca ağız mukozasında tümörler ve
enfeksiyon da sık rastlanan sorunlar arasındadır. “Hipotiroidi” durumunda (Tiroit bezinin az çalışması) ise dilde büyüme ve dişlerde çapraşıklık görülebilir.