'
GDO'lu ürünler insanlar için zararlı mı?' tartışmaları sür
erken Gıda Hijyenistleri Derneği kurucularından Prof. Bülent Nazlı, hastalıkların yüzde 80'inin
gıda kaynaklı olduğu uyarısında bulundu. Prof. Nazlı, yapay
hormonlar nedeniyle 200'den fazla hastalığın
hayvandan insana geçtiğini vurguladı
"GDO insanlar için zararlı mı?" tartışması
Türkiye'deki gıda terörünü yeniden gündeme taşıdı.
Araştırmalar, son 20-30 yılda
kanser başta olmak üzere birçok hastalığın ciddi oranda arttığını gösteriyor. Uzmanlara göre bu artışın nedeni gıda kökenli hastalıklar... Türkiye'de
besin hijyeni deyince akla gelen ilk isim olan
Veteriner Gıda Hijyenistleri Derneği kurucularından
İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi
öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Nazlı bu konuda çok çarpıcı uyarılarda bulundu. Şap,
tüberküloz, kuduz ve brusella gibi gelişmiş ülkelerin unuttuğu hayvan hastalıklarının Türkiye'de hâlâ etkili olduğunu ifade eden Nazlı, "Bunun gibi 200'den fazla hastalık hayvanlardan insanlara geçiyor. Ne yazık ki bu hastalıkları
kontrol altına alamadık" dedi.
GDO'LU ÜRÜNLERİ TÜKETMEYİN
Tavuk etinin en şaibeli gıda olduğunu savunan Nazlı, GDO'lu ürünler için de insanları mutlak suretle uyardı. "Ticari açıdan baktığımızda hormon gibi ama ne etki yapar bilmiyoruz. Kesinlikle tüketilmemeli" dedi. 2005 yılında hormonlar üzerine 2 çalışma yaptıklarını anlatan Nazlı "30 adet
kırmızı et, 30 adet et ürünü ve 30 adet sadakat olmak üzere 90 adet numunede anabolizan hormonları aradık. Genel olarak yaklaşık yüzde 10'u hormonlu çıktı. 6 yıl içerisinde Türkiye gıda güvenliği konusunda çok yol aldı. Bakanlık denetimlerini sıklaştırdı. Ancak bugün bu oran azalmış olsa da Türkiye'de hormon sorunu hâlâ var.
Kaçak yollardan hayvanlarda hormon kullanılabiliyor. Çünkü çok kârlı bir iş ve inanılmaz bir
rant söz konusu." diye konuştu.
KANSERİN NEDENİ HORMON
Hormonların hayvanın etine de sütüne de geçtiğini belirten Prof Dr. Bülent Nazlı, kansere kadar giden süreci şöyle anlattı: "Östrojen yani dişilik hormonu karaciğerde safra birikimi sonucu sarığa neden oluyor. Toplar damarda bozukluklara, döl yatağı kanserine,
sakat doğumlara, erken ergenliğe neden oluyor. Aynı şekilde östrojen hormonlu gıdaları tüketen erkeklerde kadınlık belirtileri ortaya çıkıyor. Androjen yani erkek hormonları ise ödemlere, hepatit,
prostat kanseri gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Bunlar bilimsel olarak kanıtlandı."
Yaban
domuzları et diye satılıyor
Ülkemizde
domuz eti probleminin yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Nazlı, evcil olan domuzların çiftliklerde üretilip yasal yollarla satıldığını ancak yaban domuzlarında durumun çok vahim olduğunu söylüyor. Nazlı, "Bir domuz yılda 30-40 yavru veriyor. Yaygın olduğu için bazı resmi birimler bu domuzları öldürmesi için köylülere
teşvik veriyor. Özellikle kış aylarında inanılmaz sayıda yaban domuz öldürülüyor. İşte bu domuzların akıbeti belli değil.
Sığır etine benzediği için ayırmak oldukça güç. Bunlar toplanıp büyük kentlerde kilosu 1-2 liraya satıldığı söyleniyor" dedi.
Veterinerler tehdit ediliyor
Benzeri sorunların mezbahalarda da yaşandığını söyleyen Nazlı sözlerini şöyle sürdürdü: "Kasaplar ve tüccarlar mezbahaları
esir aldı. Veteriner bu ortamlara giremiyor. Girse de tehdit ediliyor. Çünkü veteriner sakıncalı bir hayvan gördüğünde
imha edilmesini istiyor. Ancak işletmeci buna karşı çıkıyor. Müthiş bir denetim boşluğu var." İthal hayvanların ciddi şekilde veteriner kontrolünden geçirildiğini söyleyen Nazlı, "Keşke bizim
yerli hayvanlarımız
ithal hayvanlar kadar kontrol edilebilse" dedi.
BUGÜN