Sarıyer'de, evlerindeki arama sırasında polis silahından çıkan kurşunla ölen Dilek Doğan'ın davasında sanık polis, silahın ateşlenmesine Dilek Doğan'ın ağabeyinin sebep olduğunu ileri sürdü. Anne Aysel Doğan, sanığı görünce kızının adını söyleyerek feryat etti.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma tartışmalarla başladı. Mahkeme duruşmayı önce kendi salonunda başlattı. Avukatlar ve Doğan ailesi salona alındı. Ancak bu sırada bazı avukatlar salona gelerek koridorda meslektaşlarının darp edildiğini, coplandığını ve içeri alınmadığını söyledi. Avukatlar mahkeme başkanı Nimet Demir'e bu yönde talimatı olup olmadığını sordu. Başkan da böyle bir talimatı olmadığını belirtti. Tartışmaların sürdüğü sırada avukatlar, büyük salonun boş olduğunu belirtti. Büyük salonun boş olduğunun teyit edilmesi üzerine duruşma buraya alındı.
Duruşma başlamadan önce salona girmek isteyenler oldu. Güvenlik görevlileri salonun henüz açılmadığını belirtip, kimlik kontrolüyle alınacağını söyleyerek girmek isteyenlere izin vermedi. Grup ile görevliler arasında bir süre arbede yaşandı.
Duruşma salonuna Doğan'ın babası Metin Doğan, annesi Aysel Doğan ve ağabeyi Mehmet Doğan ile 100'den fazla avukat girdi. CHP ve HDP'den bazı milletvekilleri de duruşmayı izledi. Berkin Elvan'ın anne ve babası da salona geldi.
Sanık polis Yüksel M.'nin salona alınmasıyla anne Aysel Doğan, 'Dilek' diyerek feryat etmeye başladı. Bir başka izleyici de sanığa yönelik 'Sen nasıl uyuyorsun? Senin çocuğun yok mu?' şeklinde tepki gösterdi. Avukatlar anne Doğan ve yakınlarını sakinleştirdi.
İddianamenin kabulü kararı okunduktan sonra duruşma savcısı iddianameyi okudu. Daha sonra Adana, Mersin, Gaziantep ve Hatay baro başkanları davaya katılma talebinde bulundu. Çağdaş Avukatlar Derneği (ÇHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği de davaya katılmak istediklerini bildirdi. Doğan ailesi adına da avukatları katılma talebinde bulundu.
Mahkeme, ailenin talebini kabul etti. Baro başkanlarının talebini daha sonra değerlendireceğine hükmeden mahkeme, avukat derneklerinin taleplerini ise suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddetti.
Ardından sanık Yüksel M. savunmasını yaptı. Gece operasyon olacağının söylendiğini ve emniyette bilgi verildiğini anlatan sanık, 5 kişilik özel harekat ekibiyle teçhizatlarını hazırladıklarını kaydetti. Gidecekleri yerin DHKP/C terör örgütüyle bağlantılı yerler olduğunun söylendiğini belirtti. Yüksel M., canlı bomba olarak eylem yapabileceği belirtilen Hatice Rüken Kılıç'ın bu evde olabileceğinin bildirildiğini söyledi.
Adrese gittiklerinde bahçede 3 kişiyle karşılaştıklarını aktaran sanık, birine adresi sorduğunu ve teyit ettiğini belirtti. Bu kişinin sonradan Dilek Doğan'ın ağabeyi Mehmet Doğan olduğunu öğrendiğini ifade eden sanık, "Bu kişi o evde yaşadığını söyledi. Arama kararı olduğunu ve içeride kimse olup olmadığını sordum. 'Annem, babam var' dedi. Biz zor kullanmadık. Mehmet Doğan annesinin hasta olduğunu, içeri girip uyandırmayı teklif etti. Ben de insani olarak uygun buldum. Önde o, arkada biz içeri girdik." dedi.
İçeri girdiklerinde evdekilerin ayakta olduğunu kaydeden Yüksel M., "O arada odadan biri çıktı. Kim olduğunu sordum. Mehmet Doğan kız kardeşi olduğunu sordu. Dışarıdayken sadece 'annem babam var' demişti. Bu nedenle kim olduğunu sordum." şeklinde konuştu.
Bu sırada araya giren Mehmet Doğan, "Yalan, kız kardeşimin de olduğunu söyledim." dedi. Kısa süreli tartışma çıkınca mahkeme başkanı uyarıda bulundu.
Sanık polis, bunun üzerine kimlikleri istediğini kaydetti. Dilek Doğan'ın galoş giymelerini istediğini, hakaret ifadeleri kullandığını belirten Yüksel M., "Biz operasyon ekibi olduğumuz için galoş giymeyiz. Aramayı yapacak ekibin giyebileceğini söyledim. Kimlikleri aldım. Başka da diyaloğum olmadı." diye konuştu.
Arama sırasında kendilerine hakaretler edildiğini ve arama yapılacak yere girmek istediklerini savunan Yüksel M., "Mehmet Doğan'a kendisine anlayışlı davrandığımızısöyledim, neden böyle yapıyorsun dedim." dedi.
Kendi işleri bittikten sonra diğer özel harekat polislerini çevre güvenliği için dışarı gönderdiğini anlatan sanık, kendisinin de arama yapan polislerin güvenliği için içeride kaldığını söyledi. Arama ekibi ve Mehmet Doğan'ın arkadaşını hazirun olarak içeri aldıklarını ifade eden sanık, ailenin tepkili davranmaya devam ettiğini belirtti.
Arama yapılan yere girmek istediklerinde salonda kalmaları için aileyi uyardığını anlatan sanık polis, "Arama ekibi eğilerek arama yapıyorlar. Silahları da belinde. Biz bu tür durumlarda farklı olaylarla karşılayabiliyoruz." ifadelerini kullandı.
Mehmet Doğan'ı göğüs hizasında tuttuğu silahıyla salona doğru ittirdiğini söyleyen Yüksel M. "Beni çekiştirmeye başladılar. Mehmet Doğan hemen önümdeydi. Anne ve babası da hemen onun arkasındaydı. Ellerini uzatarak çekiştiriyorladı. Ben de silahımı kaptırmamak için son bir hamle yaptım. Bu sırada silah patladı. İlk anda kurşunun benim silahımdan çıktığını da anlamadım." dedi.
Savunmasında olaya üzüldüğünü ifade eden ve başsağlığı dileğinde bulunan sanık, yaralıyı gördükten sonra kontrol ettiğini, ambulans çağrılmasını istediğini ve aileyi sakinleştirmeye çalıştığını savundu. Yüksel M. "Anne bağırınca ben ateş etmedim dedim. Ateş edecek pozisyonda değildim. Mehmet Doğan elini atınca patlama oldu." şeklinde konuştu.
Mahkeme başkanının sorusu üzerine sanık polis, "Her aramaya özel harekat ekibi gitmez. Riskli bölgelere gideriz." dedi. Daha sonra avukatlar soru sordu. Bir avukat Dilek Doğan'ın kendisine müdahale edip etmediğini sordu. Sanık polis, "Diğer aile bireyleriyle itişirken Dilek Doğan, yandan eliyle omuzuma dokunarak 'ne yapıyorsun' şeklinde ifade kullandı" dedi.
Avukatlar sanığa silahı nasıl tuttuğunu sordu. Silahı nasıl tuttuğunu gösteren sanık, kendilerine yönelik bir saldırı olması durumunda ona göre davrandıklarını söyledi.
Avukatlar, "Daha önce operasyonlarda kimseyi yaraladın mı ya da öldürdün mü?' diye sordu. Yüksel M., "26 yıllık polisim. Operasyonlarda 'neden galoş giymiyorsunuz?' diyen görmedim." dedi. Bu ifadeye tepki gösteren avukatlar, soruya cevap vermesini istedi. Sanık da kimseyi yaralamadığını veya öldürmediğini söyledi.
Görüntülerde Mehmet Doğan'a kelepçe takılmasını istediğinin hatırlatması üzerine sanık, "Silahın patlamasına neden olan Mehmet Doğan'ın gözaltına alınmasını istedim." cevabını verdi. Görüntüde birkaç kez 'Ben sana ne dedim?' dediği hatırlatılan Yüksel M. "Kendisine girişte yardımcı olduğumu, talebini yerine getirdiğimi, arama bitince gideceğimizi, salonda beklemesini isteğimi belirtmek için söyledim." dedi.
Sanığın ardından baba Metin Doğan dinlendi. Baba Doğan, "Sanığın anlattığı hiçbir şey doğru değil. Başta anlayışlı davranmış olabilir. Kızım annesini uyardı polisin geldiği yönünde. Polislere yönelik kötü söz söylemedik. Hatta bırakın arasınlar dedim. Hatice Rüken Kılıç'ı sordu. Ben görmüş değilim. Savcıya da söyledim, eğer kızımın bir kaydı varsa ben bu davadan vazgeçerim diye. Aramada ben de içeride olmalıydım. Sanık polis içeri girdi 'ben sana ne dedim' dedi. O arada silah patladı. Sonrasında arbede oldu, bir birimize vurduk." diye konuştu.
Anne Aysel Doğan da, "Biz ona hakaret etmedik. Etseydik hepimizi öldürürdü. Öyle bir ruh hali içerisindeydi. Keşke bana ateş etseydi. Çocuğumun acısını görmeseydim. Çocuğumu bizden aldı. Yaşasın,inşallah benim gibi olsun. " diye feryat etti. Mahkeme duruşmaya kısa bir ara verdi.
CİHAN