Saray kural tanımıyor!
Türkiye’yi “tek adam” rejimine götüreceği eleştirilerine neden olan “Cumhurbaşkanlığı sistemi”ne ilişkin anayasa değişikliğinin referandum sürecinin başlamasına sayılı günler kala, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da meydanlara inecek olması, sürecin “eşit” koşullarda yapılması ilkesine aykırılık oluşturacak. Anayasaya göre “tarafsız” olması gereken Erdoğan’ın “evet” kampanyasında devletin bütün olanaklarını ve kurumlarını kullanabilecek olması anti demokratik bir yarışa neden olacak. Cumhurbaşkanı’nı yürütmenin tek sahibi yapacak ve Meclis denetimi dışına çıkaracak, yargıyı da Saray’a bağlayacak anayasa değişikliği düzenlemesini henüz onaylamayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, buna karşılık cuma günü “evet” demek için meydanlara inmeye hazırlanıyor. 40 büyük şehirde miting yapmayı planlayan Erdoğan, cuma günü Mersin’de şehir hastanesi açılışı yaparak, siyasi partilerden önce süreci resmen başlatacak. Anayasaya göre tarafsız olması gereken Erdoğan’ın referandum sürecine taraf olması tartışma yarattı. Erdoğan’ın meydanlara inmesi durumunda, seçimlerin “eşit” koşullarda yapılması ilkesine şu aykırılıklar oluşacak:
Devletin olanaklarını kullanacak: Siyasi partiler, referandum süresince kampanyalarını hazineden aldığı sınırlı bütçe ile yürütecek. Cumhurbaşkanı, bir siyasi parti lideri olmadığı için referandumda seçim bütçesine sahip değil. Seçimlerde evet kampanyası yürüteceğini açıklayan Erdoğan, bu durumda meydanlara “devlet olanakları” ile inecek. Kampanyasını halk ziyaretleri ve açılışlar adı altında yürütmesi beklenen Erdoğan’ın harcamaları Cumhurbaşkanlığı’nın örtülü ödeneğinden karşılanacak. Yine Cumhurbaşkanlığı uçağı, makam araçları, otobüsü referandumdaki gezilerde kullanılacak. Erdoğan, 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi örtülü ödenekten nisanda 51.5 milyon TL harcarken, mayısta ise bu rakam 109.1 milyon liraya yükselmişti.
Yasaklar işlemeyecek: YSK; referandum takvimini açıklarken, seçim yasaklarını da duyuracak. Bu yasaklara, tüm siyasi partiler uymak zorunda olacak. Örneğin mabetlerde ve kamu binalarında propaganda yapılamayacak. Yine seçimin başlangıç tarihinden seçim sonuçları ilan edilinceye kadar olan süre içinde açılış ve temel atma dahil tören düzenlemek, nutuklar söylemek, demeçler vermek ve bunlar hakkında her türlü vasıta ile yayınlarda bulunmak da yasak olacak. Ayrıca Başbakan ve bakanlar ile milletvekillerinin gezileri makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapamayacak. Her ne maksatla olursa olsun yapacakları gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamalarla, törenler yapılamayacak ve resmi ziyafet verilemeyecek. Ancak bu yasaklar, “devletin başı” olarak “Cumhurbaşkanlığı” yetkilerini kullanan Erdoğan için geçerli olmayacak ve evet kampanyası yürütürken bu yasaklara uymayacak.
YSK Erdoğan’a dokunamıyor: Anayasaya göre, seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama görevi Yüksek Seçim Kurulu’nun. Ancak YSK; Erdoğan’ı sınırlandıracak bir adım atamayacak. CHP; 7 Haziran seçimleri öncesi meydanlara inen Erdoğan’ı YSK’ye şikâyet etmişti. Ancak YSK; o dönem verdiği kararlarda Cumhurbaşkanı’nın faaliyetlerini denetleme yetkisinin bulunmadığını bildirmişti. Buna muhalefet eden iki YSK üyesi ise Cumhurbaşkanı’nın seçim yasaklarını ihlal eden konuşmalarının RTÜK yoluyla yayımlanmasının engellenebileceğini kaydetmişti.
Devlette ‘evet’ sesleri: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “tarafsızlığı”nı ihlal ederek “evet” kampanyasına katılacağını duyurması, devlette ses getirdi. Birçok rektör, kaymakam ve bürokrat, sosyal medya hesapları üzerinden “evet” diyerek Saray’a destek çıktı. Seçim Yasası’na göre Başbakan, bakanlar ve milletvekillerinin seçim gezilerine memurlar katılamıyor. Erdoğan’ın açılış adı altındaki propagandalarına memurlar katılabilecek ve meydanlar bunlar ile doldurulabilecek.
Saray’ı eleştirmek yasak: Hiçbir eyleminden sorumlu olmayan Erdoğan, referandum sürecinde istediğini söyleyebilecek. Ancak yurttaşlar, bir siyasi parti lideri gibi meydanlara inecek olan Erdoğan’a tepki gösteren ifadeler kullanırsa, TCY’nin 299. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı’na hakaret olarak görülüp işlem yapılabilecek.
Muhalefete OHAL yasakları
20 Temmuz 2016’dan bu yana yurtta uygulanan OHAL de, muhalefetin seçim kampanyasını sınırlayabilecek. Valilikler, muhalefetin mitinglerini veya kampanya unsurlarını OHAL gerekçesiyle yasaklayabilecek veya erteleyebilecek. Birçok valilik, illerindeki toplantı ve gösteri yürüyüşlerini terör gerekçesiyle yasakladı. 30 gün süreyle alınabilen yasak kararlarının sayı sınırı yok. Yani valilikler, referandum kampanyası boyunca sınırsız yasak kararı alabilir.
Cumhuriyet