ANKARA (CİHAN)- Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması görüntülerinin yer aldığı sosyal medyaya yönelik yasağı savundu. Türk medyasının başarısız bir sınav verdiğini ileri süren Kalın, "Bu, bir ihtiyacın doğurduğu zarurettir. Eğer bu konuda basın kuruluşlarımız üzerine düşen sorumluluğu yerine getirseydi, o fotoğraf karesi defalarca paylaşılmasaydı bu konu şu anda gündemimizde olmayacaktı." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yarın gerçekleştireceği günübirlik İran ziyareti öncesi basın toplantısı düzenledi. Yemen krizinin siyasi ve diyalog yoluyla çözümü için Türkiye'nin yoğun çaba içinde olduğunu kaydeden Kalın, "P5+1 ile İran arasında yapılan anlaşma bizim için memnuniyet verici bir gelişmedir. Biz Türkiye olarak nükleer müzakerelerin diyalog ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi konusunda başından beri tavrımızı net bir şekilde zaten ortaya koymuştuk." ifadesini kullandı. Bölgedeki tüm ülkelerin nükleer silahlardan arındırılması gerektiğini ifade eden Kalın, "Nükleer silahların yayılması bölge ve dünya barışı için bir tehdittir. Bunun önlenmesi yolunda atılan adım bizim için olumlu bir gelişmedir. Konunun detaylarını İranlı muhataplarımızla yarın değerlendirme imkânımız olacak." diye konuştu.
KALIN: İRAN ZİYARETİNİN GÜNÜBİRLİK OLMASI BİZİM TAKDİRİMİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İran ziyaretinin önce iki gün olarak planlanmasına rağmen ziyaretin günübirlik olarak gerçekleştirilecek olmasında son dönemdeki İran'ın Türkiye'ye yönelik tepkilerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının sorulması üzerine Sözcü Kalın, "Ziyaret baştan beri bir günlük planlanmıştı. Gidişimizin belki bir gün önce olması söz konusu olabilirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın bugün de devam eden Ankara'daki yoğun mesaisinden dolayı programı da bir güne sığdırma imkanımız olduğu için günübirlik yapma kararı aldık." açıklamasını yaptı.
KALIN: İRAN'LA İYİ İLİŞLİLER GELİŞTİRİLMESİNİ HEP SAVUNDUK
İran'a yönelik ambargoların kaldırılması durumunda bundan Türkiye'nin de ekonomik olarak kazançlı çıkacağını kaydeden İbrahim Kalın, "Biz İran'ın bölgede sorumluluk sahibi bir komşu, bir aktör olarak bölgesel güvenlik ve siyaset yapısı içinde entegre edilmesini, İran'la iyi ilişkiler geliştirilmesini hep savunduk. Bunu ikili ilişkiler açısından da, bölge dengeleri açısından da stratejik bir önemde gördük." diye konuştu.
SÖZCÜDEN İRANLI VEKİLLERE: SİYASİ POPÜLİZM YAPIYORLAR
İran'da 65 milletvekilinin İran Cumhurbaşkanı Ruhani'ye bir mektup yazarak, Tahran'a gidecek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sert bir şekilde uyarmasını istemesi sorusu üzerine İbrahim Kalın, "Bizim bu konuda verdiğimiz mesajlar çok nettir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Yemen krizi bağlamında söylediği sözler bölge barışı ve istikrarına yapılmış çok önemli bir çağrıdır. Bu tür milletvekilleri siyasi popülizm yapmak yerine kendi hükümetlerinin bölgede daha yapıcı, daha etkin, barışa, istikrara katkı sunan politikalar izlemesi konusunda belli bir hassasiyet göstermesi gerekir." dedi. Kalın, "Bütün ülkelere İran da dahil olmak üzere büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bu sorumlulukla hareket edebilirsek umarım bu (Yemen'deki) çatışmaları engelleme imkanımız da olacaktır." sözlerini kaydetti.
ERDOĞAN, SEÇİM SÜRECİNİ YAKINDAN TAKİP EDECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hafta sonu AK Parti adayları ile ilgili çalışma yapıp yapmadığı sorusuna ise Kalın, "Cumartesi günü ben Sayın Cumhurbaşkanımızla tam gün beraberdim. Böyle kapanıp bir liste çalışması yaptığını görmedim. Bugün de burada zaten." diye cevap verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimlere yönelik bir liste çalışmasının söz konusu olmadığını ifade eden Kalın, "Fakat, tabii ki seçim sürecini Sayın Cumhurbaşkanımız çok yakından takip edecektir bundan sonra da. Zira 7 Haziran seçimleri sadece siyasi partileri değil, ülkenin tamamını, Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bir seçimdir. Seçim sürecini de elbette yakından takip edecektir." dedi.
SÖZCÜDEN ÖRTÜLÜ ÖDENEK SAVUNMASI: DAHA DOĞAL BİR ŞEY OLAMAZ
Meclis'ten geçerek kabul edilen Cumhurbaşkanlığı'na örtülü ödenek hususunda ise Kalın, "Devletin yönetiminde bulunan, başkomutan sıfatıyla halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının kendine ait bir bütçesinin olmasından daha doğal bir şey olamaz. Aslında bugüne kadar böyle bir bütçenin olmaması bir eksikliktir. Görevlerini yerine getirirken, gerek yurtiçi gerekse yurtdışı programlarında milletimiz ve devletimiz adına yaptığı temaslarda, bu görevini ifa edecek enstrümanlara sahip olmasından daha doğal bir şey olamaz. Örtülü ödeneğin nasıl kullanacağıyla ilgili kanunların belirlediği bir çerçeve vardır. Kanun Meclis'ten geçmiştir. Dünyanın her yerinde devlet başkanları, cumhurbaşkanları ve başbakanlar örtülü ödeneği nasıl kullanılıyorsa cumhurbaşkanımız da aynı yönde tasarruflarda bulunulacaktır." şeklinde konuştu.
'SOSYAL MEDYA YASAĞI HENÜZ YOK, SAVCILIK TALEBİ VAR'
Çağlayan Adliyesi'nde, savcının rehin alınmasıyla ilgili olarak Twitter, Youtube ve Facebook'a erişim yasağının sorulması üzerine İbrahim Kalın şunları söyledi: "Ben de birkaç dakika önce haberdar oldum. Şu anda erişim engellemesi söz konusu değil. Savcılığın talebi gelmiş. Geçen hafta çok acı bir olay yaşadık. Ama sonrasında da yaşananlar olayın kendisi kadar üzüntü vericiydi. Bir takım medya gruplarının bu fotoğrafları terör örgütünün propagandasını yapar gibi yapmış olması, onca uyarıya rağmen kabul edilebilir bir şey değildir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir özgürlük yok. O fotoğraflar yurtdışındaki birçok basın kuruluşu tarafından da kullanılmadı. O fotoğrafları paylaşarak elinize ne geçecekti?"
'BU, BİR İHTİYACIN DOĞURDUĞU ZARURETTİR'
Savcılıktan gelen talebin söz konusu görüntünün hiçbir mecrada kullanılmaması ile ilgili bir talep olduğunu ifade eden Kalın, "Bu, bir ihtiyacın doğurduğu zarurettir. Eğer bu konuda basın kuruluşlarımız üzerine düşen sorumluluğu yerine getirseydi, o fotoğraf karesi defalarca paylaşılmasaydı bu konu şu anda gündemimizde olmayacaktı. Millet olarak, Türk basını olarak çok başarılı bir sınav verecekti." diye konuştu. Bu tür taleplerin özgürlüklerin kısıtlanması gibi bir bağlamda ele alma gayretinin olduğunu kaydeden Kalın, bunun kabul edilemez olduğunu sözlerine ekledi. CİHAN