Vecer Gazetesi'nde ''Çatal bıçakla suikast'' başlıklı Zvezdana Bercko imzalı haberde Erdoğan'ın sarayına kurulan yeni gıda laboratuvarı konu ediliyor. Haberde otoriterleşen ülkelerde bu tür güvenlik eğilimlerinin olduğu belirtiliyor.
İşte o haber...
***
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yediği ve içtiği her şeyi en ince ayrıntısına kadar analiz edecek, yiyeceklerinde bulunabilecek en küçük zehir, bakteri ve radyoaktif maddeleri ortaya çıkaracak gerçek bir laboratuvar sahibi olmaya karar verdi.
Dünyada liderlerin güvenliklerinden endişe duymaları yeni bir olgu değil. Mısır firavunları veya Ortaçağ imparatorlarının tahtlarını kaybetme veya öldürülme korkuları nedeniyle sürekli korku içinde yaşamaları, bugünün liderlerinin korkularından farklı sayılmaz. Tarih boyunca liderlere yönelik saldırıların şekli de pek değişmiş diyemeyiz. Doğal olmayan şekilde ölen liderlerin çoğu muhtemelen zehirlenerek hayatını kaybetti, zamanla değişen de bu işin tekniği. Mesela eski Rus ajanı Alexander Litvinenko, Londra'da lüks bir otelde içtiği bir fincan çayda bulunan radyoaktif polonium 210 maddesi nedeniyle öldürülmüştü.
Bu nedenle eskiden Ortaçağ saraylarında bulunan ve yemekleri tatmakla görevli çeşnicibaşılar, bugün de devlet başkanlarına hizmet ediyorlar.. Çağdaş çeşnicibaşıların isimleri ise gıda güvenliği uzmanları ve artık modern teknikler kullanıyorlar hem de genelde bunları gizli yapıyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu konuda bütün dünya liderlerden farklı bir yerde. Artık ciddi siyasi analizler yerine "inanmayacaksınız ama" şeklinde başlayan haberlere konu olan Erdoğan gelecekte kendisini zehirlemek isteyenlere karşı Ankara'daki devasa lüks sarayında gerçek bir gıda laboratuvarı kurdurtuyor. Laboratuvar kurulmadan önce medyaya bilgi veren şahsi doktoru ve milletvekili Cevdet Erdöl , artık suikastların silahla değil gıdalarla yapıldığını söyledi. Doktor Erdöl'e göre saraya kurulacak laboratuvar 61 yasındaki Cumhurbaşkanı'na yönelik kimyasal, biyolojik ve radyoaktif zehirleme girişimlerini önleyecek. Halen Erdoğan'ın yediği içtigi her şeyin beş kişilik bir uzman ekip tarafından kontrol edildiğini söyleyen Erdöl, bunun zehirlenmeye karsı tedbir olmanın yanısıra sağlıklı ve düzenli bir diyet için de yapıldığını, gerektiğinde gıdaların tam teşekküllü laboratuvarlarda analiz edildiğini anlatıyor.
Bugüne kadar Erdoğan'ın yediği içtiği şeylerde herhangi bir şüpheli maddeye rastlanmadığını kaydeden Erdöl, bunun Cumhurbaşkanı'nın mutfağına güvenilir yerlerden alışveriş yapmalarının sonucu olduğunu, bundan sonra sarayda faaliyet gösterecek en üstün teknolojiye sahip laboratuvarın Cumhurbaskanı'nın yemeklerindeki en küçük bakteri, zehir veya radyoaktif artığı maddeyi bile ortaya çıkaracağını belirtiyor..
Erdoğan'ın, beyaz saraydan 30 kat daha büyük dev sarayında laboratuvar için yeteri kadar yer var. Erdoğan'ın zevkine göre yapılan saray, 1000'den fazla odaya sahip olmasıyla ünlü. Sarayın inşaatının Türk vergi mükelleflerine 1 milyar avrodan fazla bir yük getirdiği göz önüne alınınca yeni yapılacak laboratuvarın masrafları devede kulak sayılabilir.
Erdoğan'ın bitkisel ilaçlara ve alternatif tıbba da ilgi gösterdiği biliniyor. Geçtiğimiz ocak ayında bitkisel tedaviler konusunda ünlü bir profesörü danışman olarak saray kadrosuna kattı.
11 yılda Türkiye'de hükümet eden ve gecen yıl Cumhurbaşkanlığı'na seçilen Erdoğan, sadece radikal görüşleri ve artan otoriter eğilimleri nedeniyle değil, bazı kişilik özellikleri nedeniyle de çok eleştiriliyor. Erdoğan'ın Türkiye'de son zamanlardaki lakabı yeni sultan!
Bazıları bu güvenlik takıntısını bölgede yaşanan istikrarsızlığa bağlasalar da bu kadar sert ve şiddetli önlemlerin demokratik bir ülkede normal olmadığını kabul ediyorlar.
Türkiye'nin yakın tarihinde liderlere suikast girişimleri yapıldığı da bir gerçek...Eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal 1988 yılında bir parti kongresinde aşırı milliyetçi bir saldırganın suikast girişimden kurtulmuştu. Özal 1993 yılında öldüğünde ailesi uzun sure zehirlendiği şüphesini dile getirmiş, konuyu mahkemeye taşımış ve ancak 2012 yılında mahkeme iddiaları reddetmişti. 2006 yılında hayatını kaybeden Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit de 5 kez suikast girişimine hedef olmuştu.
Gerekli güvenlik tedbirlerini almakla paranoya yaşamak arasında çok ince bir çizgi olmalı ki, dünyanın en paranoyak liderleri, tarihin en otokratik ve baskıcı liderleri arasında çıkıyor. Hitler, Stalin, Mussolini, Pol-Pot , Mao Zedung, Saddam Hüseyin, Kaddafi, İmparator Hirohito ve Usame Bin Ladin gibi...
Tarihte Hitler'in sürekli zehirlenme korkusu yaşadığı anlatılır ve bilinir. Ancak bu korkusuna karşı nasıl bir tedbir aldığı konusu ancak iki yıl önce 95 yasındaki bir Almanın itiraflarıyla aydınlandı. Hitler'in yanında çeşnici olarak çalışan 15 kişiden biri olan Margot Woelk adlı kadın, Hitler için hazırlanan her yemeği tatmakla görevli olduklarını, savaş dönemindeki kıtlığa rağmen bütün sebze meyve çeşitlerinin en iyilerinin Hitler'in mutfağında bulunduğunu, buna rağmen tattıkları her yiyeceğin son yemekleri olabileceği korkusunu her gün yaşadıklarını anlatmıştı. Woelk dışındaki Hitler'in çeşnicilerinin hepsinin Ruslar tarafından öldürüldüğü sanılıyor.
Zvezdana Bercko / Vecer Gazetesi
Çeviri / SAMANYOLUHABER.COM