İşte Erkam Tufan Aytav'ın o yazısı:
Sevgili bürokrat kardeşim,
Zaten sen omurgalı bir bürokrat olsaydın böyle bir soru sormazdın.
Yapman gereken sadece önündeki mevzuatı uygulamak olurdu.
Siyasetçilerin telkinlerine kulak asmazdın.
Ne yapalım burası Türkiye, kulak asmayıp ne yapalım dediğini duyar gibi oluyorum.
Hele şöyle bir dönemde. Hele yargı, emniyet ve maliye bürokratı isen.
Senin durumun gerçekten hiç kolay değil hani.
Sıkıysa siyasetten gelen hukuksuz talimatları uygulama.
Sürgün ile başlar cezan, yetmez paralel ilan edilirsin ve derhal meslekten ihraç ederler seni. Bu da yetmez hapse de girebilirsin.
Hatta ve hatta görevin başında bir DHKP C militanı tarafından öldürülebilirsin. Kimse de ‘yahu bu devlet kendi savcısını İstanbul’un göbeğinde, adliyenin içinde nasıl koruyamaz’ diye soramaz ve üzerine gidilemez bile.
Sonra adını adliye binasına yazsalar ne olacak?
Böylelikle yargı tarihine geçtin.
Bu senin ilk tarihe geçmen değildi. Bolyoz’u, Ergenekon’u Ak’layıp, hayırseverleri tutuklarken de pek mahirdin.
Bu adaleti sen nereden öğrendin diye soracak iken bak aklıma bir hikaye geldi. Seni iyi anlatıyor.
Aslan, tilki ve kurt bir av yakalamışlar.
Aslan sormuş söyle bakalım tilki kardeş bu avı nasıl aramızda paylaşacağız?
Tilki efendim üçe böleriz, üçte birini siz, üçte birini ben, üçte birini de kurt yer demiş.
Bu taksimattan hoşlanmayan aslan hööööt diye tilkiye bir pençe atmış ve yere sermiş.
Aslan bu sefer kurda sormuş, sen taksim et bakalım diye,
Kurt da haşmetli kralım avı üçe böleriz, ilk parçayı sabah kahvaltısında, ikinci parçayı öğle yemeğinizde, üçüncü parçayı da akşam yemeğinizde yersiniz demiş.
Aslan bu taksimi duyunca hoşuna gitmiş.
Kurt kardeş bu güzel ve adaletli taksimi nereden öğrendin diye sormuş.
Kurt da yerdeki tilki kardeşimden demiş.
Nasıl senin hikayen ile kurdun hikayesi nasıl da birbirine benziyor değil mi?
O çok güvendiğin siyasilerin seni koruyamayacağı günler pek yakın. Bundan emin ol.
Sana tavsiyem hukuku esas al.
Bak bir dönem el bebek gül bebek el üstünde tuttukları savcıları, polisleri nasıl sattılar.
Paçayı kurtarmak için seni de satacaklar.
Hem sen kimsin ki? En yakın dava arkadaşlarını bile gözlerini kırpmadan satabiliyorlar.
Seni mi satmayacaklar?
Satışlar başladı bile.
Duydun mu Adalet Bakanı Bozdağ ne demiş?,
"Hükümetlerimiz döneminde hiçbir hükümet yetkilisi, hiçbir valiye, emniyet gücüne şurada terör örgütü hendek kazarken sen seyret diye talimat vermemiştir."
Yandı gülüm keten helva.
