Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun aynı gün gazetelere yansıyan açıklamaları da ‘Suriye'ye kara harekatı tartışmalarını alevlendirdi.
Türk ordusunun, Suudi Arabistan'la birlikte Suriye'de bir harekâta girişeceği iddiaları konuşulurken iki gelişme, kara harekâtı tartışmalarını daha da alevlendirdi. Münih Konferansı'nın dönüş yolunda gazetecilere konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın IŞİD ile mücadele kapsamında Suriye'ye girebileceğini söyledi. Akşam saatlerinde ise Kilis'te sınır hattında konuşlu TSK'ya ait obüs topları, PKK bağlantılı PYD'nin kontrolündeki bölgelere atış yaptı. Top atışlarıyla, birkaç gün önce Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)'ndan PYD denetimine geçen Minag Havaalanı'nın bulunduğu Maranaz köyü yakınlarının hedef alındığı bildirildi. PYD'nin silahlı kanadı kanadı YPG'ye ait bir üssün hedef alındığı saldırı, Ankara –Washington hattında PYD'nin terör örgütü olup olmadığı hususunda karşılıklı restleşmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye ile Suudi Arabistan'ın en başından bu yana Suriye'ye yönelik kara operasyonundan yana olduğunu hatırlattı. Böyle bir strateji oluşması halinde Türkiye ile Suudi Arabistan'ın Suriye'ye kara operasyonu düzenleyebileceğini ifade etti. Dışişleri Bakanı, Riyad'ın terörle mücadeledeki kararlılığın göstergesi olarak İncirlik'e savaş uçağı gönderdiğini, gerekmesi halinde asker de yollayacağını duyurdu. Bakan, ‘Suudi Arabistan askerleri Türkiye sınırından Suriye'ye girer mi?' sorusuna da; “Bu bir temenni, planlanmış bir şey değil.” cevabını verdi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Cübeyr de IŞİD karşıtı koalisyonun Suriye'ye asker gönderme kararı alması halinde Arabistan'ın özel kuvvetlerini göndermeye hazır olduğunu doğruladı. Alman Sueddeutsche Zeitung gazetesine konuşan Cübeyr, Beşşar Esed'in iktidardaki günlerinin sayılı olduğunu, en fazla 3 yıl içinde iktidardan düşeceğini savundu. Cübeyr, Rus desteğinin Esed rejimini kurtarmaya yetmeyeceğini kaydetti.
“TÜRK ASKERİ GİRERSE ÇIKAMAZ”
Muhtemel kara harekâtını Zaman'a değerlendiren bir güvenlik uzmanı, Türkiye'nin Suriye'ye girmesi halinde Rusya başta olmak üzere birden çok tehditle savaşmak zorunda kalacağına dikkat çekti. Suudi ordusunun savaş tecrübesinden yoksun olduğuna değinen kıdemli uzman, Ankara-Riyad arasında kurulacak ordunun kabiliyet ve kapasitesinin Suriye'de mevcut denklemi değiştirmeye yetmeyeceğini aktardı: “Türkiye, Suudi Arabistan ile bir olup Suriye'ye girebilir. Ancak hiç kimse istediklerinde bu iki ülkenin oradan rahatça geri çekilebileceğini söyleyemez.”
MİNİĞ NEDEN ÖNEMLİ?
Ana omurgasını PYD'nin askeri kanadı YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri, Azez ile Tel Rıfat arasındaki Miniğ Hava Üssü'nü geçtiğimiz günlerde ılımlı muhaliflerden aldı. Bu da Halep kırsalında muhaliflerin kalesi niteliğindeki Tel Rıfat ile Türkiye arasındaki bağlantının kopması anlamına geliyor.
Türkiye, PYD'yi, terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olarak kabul ediyor. Bu teze karşı çıkan ABD ve Rusya ise PYD'ye yardım ediyor. Rusya'nın bölgede hava operasyonlarıyla desteklediği Suriye rejimi, ılımlı muhaliflerin Türkiye ile bağlantısını kesmeye çalıştığını açıklamıştı.
MİSLİYLE KARŞILIK VERİLDİ
Güvenlik kaynakları, Suriye'de Azez'in güneybatısında yer alan Maranas'tan PYD mensuplarınca Akçabağlar Üs Bölgesi'ne ateş açılması üzerine angajman kuralları çerçevesinde misliyle karşılık verildiğini belirtti.
Ayrıca, Hatay'ın Çalıboğazı karakolu bölgesine Suriye rejimi unsurlarınca havan atışı yapıldığı, bunun üzerine TSK unsurlarınca yine angajman kuralları çerçevesinde misliyle karşılık verildiği öğrenildi.
ZAMAN