Tahşiye davası olarak bilinen 33 kişinin yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, Samanyolu Medya Grup Başkanı Hidayet Karaca hakkında 40 yıla kadar, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da 21 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi.

Eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ömer Köse ve Yurt Atayün hakkında ise 33 yıla kadar hapis cezası istendi. 

Tahşiye olarak adlandırılan davada El Kaide'nin Türkiye'deki bir koluna yönelik operasyon yapan polisler yargılanıyordu.  Hidayet Karaca ise bir dizi senaryosu yüzünden davaya dahil edilmişti. 

Tahşiye grubunun lideri Mehmet Doğan, CNNTürk ekranlarında yayınlanan Akif Beki'nin programına katılmış ve açıkça El Kaide lideri Usame Bin Ladin'i savunmuştu. 

Tahşiyecilerin El-Kaide bağlantılı bir örgüt olduğu, MİT’in, Genelkurmay Başkanlığı’na ve ilgili kurumlara yazdığı yazılarda da çok net bir şekilde ortaya çıkmıştı. 

Sözkonusu raporlarda Mehmet Doğan'ın, Bin Ladin ile ilgili olarak  "El Kaide’nin süper bir güç olduğu, El Kaide’nin içerisinde her milletten mücahidin olduğu, ümmetçi kimlikli bir İslam ordusu oluşturduğu, bu ordunun Mehdi’nin emri ile kafirle savaşı başlattığı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kafir olduğu, Türkiye’nin de İslam ordusu El-Kaide’nin vereceği savaşla kurtarılacağı, kendisinin öncelikli hedefinin, Türkiye’deki bütün medreseleri kontrolü altına alarak El Kaide’nin hizmetine sunmak" şeklinde açıklamalarda bulunduğu belirtilmişti.

MİT ve Genelkurmay'dan gelen bu raporlar sonrasında İstanbul Emniyet'i Tahşiye Grubu'nu izlemiş ve operasyon yapmıştı. 

Ancak 17/25 Aralık operasyonlarından sonra Hükümet, sözkonusu dosyayı kapatmış, El Kaide bağlantılı bu gruba operasyon yapan polisleri tutuklatmıştı. 

Serbest bırakılan grubun lideri Mehmet Doğan, katıldığı ilk televizyon yayınında El Kaide Lideri Usame Bin Ladin'i savunmaya devam etmişti.