Yolsuzluğu soruşturan polislere “silahlı terör örgütü” suçlaması yöneltirken tek bir somut delil dahi sunamayan Uçar'ın, iddianameye Fethullah Gülen Hocaefendi'yi dahil etmek için trajikomik iddialara sarıldığı da ortaya çıktı. İddianamesine Hz. Adem'in hayatından başlayıp Gezi Parkı olaylarına kadar getiren Uçar, ‘çapulcu' tartışmasını da dosyaya koydu. Gülen'in “Gezicilere çapulcu demeyin.” sözünden bile suç çıkaran Uçar, Hocaefendi'nin kamu malına zarar veren marjinal grupları tasvip ettiğini iddia etti.
AKP'nin Taksim Gezi Parkı'nın bulunduğu yere Topçu Kışlası inşa etmeyi istemesi üzerine Haziran 2013'te başlayan eylemler, çok kısa sürede tüm ülkeye yayılmıştı. Olayların büyüdüğü esnada dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dan inşaatın yapımına ilişkin ısrarcı açıklamalar gelmişti. Gezi Parkı eylemcilerine ilişkin “birkaç tane çapulcu” nitelemesinde bulunan Erdoğan, “Taksim'e cami de yapacağız. Herhalde ben bunun iznini gidip de CHP Genel Başkanı'ndan ve bu birkaç tane çapulcudan alacak değilim. Bunun iznini bize oy verenler verdi zaten.” ifadelerini kullanmıştı. Bu yaklaşım, toplumsal gerilimi zirveye taşırken, Fethullah Gülen Hocaefendi'den ortamı yumuşatıcı açıklamalar gelmişti. Gülen, haftalık sohbetinde kullandığı ifadelerle ayrıştırıcı dile karşı çıkmış ve şöyle konuşmuştu: “O tabiri (çapulcu) kullanmayın. Kim bilir sizin öyle diyeceğiniz insanlar bir gün o levsiyattan sıyrılacak, nice yerlerde ne türlü kahramanlıklara imza atacaklardır.”
Ancak ortamı yumuşatmaya yönelik böyle bir adım atan Gülen'in ifadeleri, Savcı Uçar'ın iddianamesinde suç olarak lanse edildi. Uçar, bu ifadeleri gerekçe göstererek Gülen'e “Marjinal grupların milyarlarca liralık kamu malını yakıp yıkmasını tasvip eder konuşma yapmıştır.” iftirasını attı.
Zaman