Sanat ve futbol ilk kez bir araya geliyor. Sanatçı ve GaleriBu'nun sahibi Umut Yalım, futbolun ekran yüzleriyle yaptığı söyleşileri tuvale dökerek "Savunmadan Seken Rûhlar" adıyla 6. kişisel sergisini sanatseverlere sunuyor.
Sanatçı ve galerici Umut Yalım sergisini, "Futbolun ekran yüzleriyle çeşitli söyleşiler yaptım. Bu söyleşiler sonucu çıkan metinleri ruhsal tahlillerden geçirip verileri resme döktüm. Amaç, sadece futboldan anlayan birinin aslında sadece futboldan anlamayacağını gösterip, bu ekran yüzlerinin futbol dışı hallerini de ortaya çıkarmaktı. Bunu da, resimle yapmaya çalıştım." cümleleriyle özetliyor.
Umut Yalım'ın sergi hazırlık sürecinde söyleşi yaptığı isimler ekranların en sevilen simâlarından oluşuyor. Bu isimler arasında, Ercan Taner, Fuat Akdağ, Serem Tan, Deniz Satar, Okay Karacan, Burcu Kapu, Özgür Buzbaş, Pelin Koç, Emek Ege, Sinem Fıstıkoğlu, Simge Fıstıkoğlu, Tuğba Dural, Nehir Babataş, Pınar Bekbölet, Ali Ece ve Göktuğ Sevinçli sergiyi oluşturan isimler.
Sergi, Galata'da Şahkulu Mahallesi Serdar-ı Ekrem Sokak 11 numarada 28 Nisan - 3 Mayıs 2015 tarihleri arasında GaleriBu'da gerçekleşecek.
SANATÇI ÖZGEÇMİŞİ
19 Ağustos 1984, İstanbul doğumlu olan sanatçı Umut Yalım; lisansını Güzel Sanatlar üstüne Chelsea College Art & Design'da (2003 – 2007), yüksek lisansını da, Camberwell College Art & Design'da, Kitap Sanatları üstüne yaptım (2007 – 2008). Hal-i hazırda, Galata'da GaleriBu adlı galeriyi işletmekte olan sanatçı. Şiir ve düzyazı çalışmalarını Güzel Sanatlar'la beraber sürdürüyor.
Sanatçının sergi ile ilgili sorulara verdiği cevaplar ise şöyle:
- İlk başta kendinizi tanıtabilir misisniz?
Adım, Umut Yalım. 1984, Istanbul doğumluyum. Lisan ve yüksek lisansımı Londra'da yaptım. 2008'de Türkiye'ye döndükten sonra Milliyet Cadde'de çalıştım. Oradan da ayrıldıktan sonra Şubat 2010'da GaleriBu'yu açtım. Ayrıca, şiir ve düzyazıyla uğraşmaktayım.
- Biraz sergiden söz edebilir misiniz? Nerden geldi bu fikir, süreç nasıl işledi, içeriği nedir?
Özellikle son 1 yıldır, Güzel Sanatlar çevresinin son derece kapalı devre olduğunu düşünüyordum. Körler sağırlar birbirini ağırlar gibisinden bir kısır döngü. Buradan çıkışla; galeride moda, origami ve tasarım sergileri açarak Güzel Sanatları daha yönlü ve esnek kılmaya çalıştım. Sonra da, aynı bağlamda, bir futbol sergisi açma fikri geldi aklıma. Amaç, futboldan anlayan birinin aslında sadece futboldan anlamayacağını gösterip, bu ekran yüzlerinin futbol dışı hallerini de ortaya çıkarmaktı. Bu amaç doğrultusunda, çeşitli ekran yüzleriyle söyleşiler yaptım. Söyleşiler sonucu çıkan metinlere ruhsal tahliller yapıp, çıkan verileri resme dökmeye çalıştım. Böylece, eserler vücuda geldi. Adını da, Savunmadan Seken Rûhlar koydum.
- Neden bu başlık?
Deniz Satar'la yaptığım söyleşi sonucu çıktı bu başlık. Kendisiyle yaptığım söyleşi sırasında lâfın bir yerinde kendini "Savunmadan seken top" gibi hissettiğini söyledi. Söyler söylemez de, aklıma bu başlık geldi: Savunmadan Seken Rûhlar…
- Peki, Deniz Satar'dan başka kimlerle yaptınız bu söyleşileri?
Ercan Taner, Simge Fıstıkoğlu, Pelin Koç, Göktuğ Sevinçli, Burcu Kapu, Sinem Fıstıkoğlu, Özgür Buzbaş, Serem Tan, Emek Ege, Nehir Babataş, Ali Ece, Fuat Akdağ, Serhat Ulueren, Pınar Bekbölet, Okay Karacan ve Tuğba Dural.
- Beklentiniz nedir bu sergiden?
Demin de dediğim gibi kapalı devre ve kısır döngü içine hapsolmuş Güzel Sanatlar'ın sınırlarını esnetip genişletmek. Futbol ve futbol paydaşlarının bunun için iyi bir vesile olduğunu düşünüyorum. Tabii bu, karşılıklı bir süreç. Futbol insanlarını da mümkün olduğunca sanatın içine çekersek, futbolun da sınırlarının genişleyeceğini düşünüyorum.
- Bundan sonraki projeleriniz nedir? Hem bu sergi hem de diğer sergiler için?
Futbol sergilerini her yıl yinelemek istiyorum. Seneye futbolcularla yapabilirim örneğin; göreceğiz. Diğer sergiler bağlamında da, Güzel Sanatlar dışındaki alanlara dalmayı sürdüreceğim. Amacım yine sanatı daha yönlü ve esnek kılmak olacak.
CİHAN