DW'den Hilal Köylü'nün haberine göre, Peki AKP'nin beklentisi ekonomideki göstergelerin yerine oturamadığı, muhalefetin erken seçim ısrarını artırdığı bir dönemde mümkün olabilir mi?
"Yeni ekonomik model halka anlatılamıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düşük faiz politikası yüzünden ters düştüğü Lütfi Elvan'la yollarını ayırıp Nureddin Nebati'yi Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturtmasını "kararlı ve tutarlı bir adım" olarak gören Selçuki, yeni ekonomik modelin seçmende karşılığının olup olmayacağını değerlendirenlerin öncelikle maliye bakanının kim olduğuna değil, modelin getirdiği değişime odaklanması gerektiğini savunuyor.
Seçmenin bakandan bağımsız olarak hükümetin ekonomideki tercihleriyle ilgilendiğine işaret eden Selçuki, hükümetin sadece "düşük faiz-yüksek kur" olarak tanımladığı yeni ekonomik modelinin ayrıntıları ve yol haritası hakkında kamuoyuna bilgi veremediğini ifade ediyor.
Selçuki, "Yeni ekonomi modelin enflasyonla mücadele ayağının yetersiz kaldığını gözlemliyoruz. Enflasyonla mücadelenin ne şekilde hedeflendiğine dair bir bilgimiz yok. Hükümet asgari ücrette anlamlı bir iyileştirme, EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar), ek gösterge gibi alanlarda atılım içinde görünüyor, ama Türkiye'nin birinci meselesi enflasyon. Seçmen de enflasyonun düşmesini, hayat pahalılığının son bulmasını istiyor" değerlendirmesini yapıyor.
Selçuki'ye göre yeni ekonomik model şu ana kadar güveni sağlamış değil. Selçuki bu durumun temel iki nedeni olduğunu söylüyor:
"Yeni ekonomik modelin şu ana kadar güveni sağlayamadığını görüyoruz. Birincisi; yurt içinde yerleşiklerin lira dışındaki varlıklara yönelimi devam ediyor. İkincisi de döviz kurlarındaki oynaklık durmuyor. Böyle olunca da hizmet ve ürün üreticilerinin fiyatlama yapması mümkün olmuyor. Vadeli ticaret sekteye uğruyor. Bütün bunlar da öngörülebilirliği azaltan ve sonuç olarak da güvensizliği artıran gelişmeler."
"Her büyüme, zenginleşme değil"
Selçuki, ekonomideki mevcut politikanın enflasyonu düşürmediğine işaret ederken de hükümete şu eleştiriyi getiriyor:
"Ekonominin yüzde 20-25'ini oluşturan bir kesim için ekonominin tamamında fiyatları yükseltiyoruz aslında şu anda. Bunun da kuşkusuz fayda sağlayacağı düşünülen üç sektör dışında, diğer sektörlere ve hane halkına getirdiği ilave yükler var. Hane halkı için de bunu en net bir şekilde enflasyon olarak görüyoruz."
"Erdoğan yine kendini öne çıkardı"
Bozkurt, Erdoğan'ın Hazine ve Maliye Bakanlığına güçlü bir figür koymadığını da savunuyor. Bozkurt, "Çünkü Erdoğan, her şeyi kendisi yapıyor ve bakanların tamamı da atamayla işbaşına gelmiş bürokratlar. Bunu şimdi de gördük. Güçlü bir kabine kurmak gibi bir niyeti yok. Eskiden Lütfi Elvan'ın kabinedeki varlığı en azından izlenilen politikalara bir itiraz anlamı taşıyordu. Doğru olup olmadığına ilişkin bir tartışma zemini oluşturuyordu. Şimdi devlet içinde en azından hükümet ya da bakanlar kurulu olarak adlandıracağımız yapı içinde böyle bir itiraz edecek, böyle bir tartışma yaratacak bir figür kalmadı. Erdoğan kendini öne çıkardı, elini rahatlattı kendince" yorumunu yapıyor.
Nebati: Önceliğimiz yüksek faiz olmayacak
Hükümetin yeni ekonomi politikasını "Önceliğimiz yüksek faiz olmayacak" sözleriyle duyuran Nebati, "Önceliğimiz yatırım, üretim ve ihracat artışını tetiklemek ve bu sayede cari açık ve dış borç gibi kronik sorunları tamamen bertaraf etmek, istihdamı artırmak, ücret artışını sağlamak olacak. Bu süreçte Türkiye'nin iç dinamiklerini de dikkate almak kaydı ile ulusal ve uluslararası tüm ilişkileri gözeterek ama asla kulağını sokaktan, işten, iş adamından, çalışanından uzak tutmayarak gerekeni yapacağız" mesajını verdi.