Mersin Tabip Odası, Mersin Şehir Hastanesi’nin hizmete açılmasının birinci yılı dolayısıyla “Şehir hastanelerinin sağlık ortamına etkisi” konusunda bir değerlendirme toplantısı düzenledi. Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, Toroslar ilçesindeki Mersin Şehir Hastanesi’ne ulaşımın zor olduğunu anlatarak, hastaneye ulaşmak için Mezitli ilçesinden otobandan 20 kilometre mesafe kat edildiğini, toplu ulaşımla hastaneye gitmek isteyenlerin 2 araç değiştirdiğini ve git gel en az 50-60 kilometre yolculuk yaptığını söyledi. Uğurhan, çocukların, yaşlıların ve gebelerin kalabalık otobüslerde sıkıntı yaşadığına dikkat çekti.
‘Merdiven bile yok’
“Hiçbir şehir hastanesinde merdiven yok” diyen Adana Tabip Odası Başkanı Ali İhsan Ökten de, “Bunlar tamamen AVM zihniyetiyle yapıldığı için yürüyen merdiven ve asansör var. Bu, ciddi zaman kaybına yol açıyor. Çünkü mesafeler çok uzun. Çok fazla asansör kullanmak zorunda kalıyoruz. Özellikle kardiyolojiyi etkiliyor bu. Bir hastanın acilden anjiyoya gitmesinde geçen süre 10 ila 12 dakika en hızlı koşullarda. Bakanlık, her yıl hasta sayısının artmasıyla övünüyor. Oysa bunlar utanılacak rakamlar. Hasta ve hastalık sayısını azalttığınızda övünürsünüz. Siz toplumu iyileştirmemişsiniz, toplumu hastalandırmışsınız” dedi.
10 ayda 54 bin hasta!
Diğer şehir hastanelerinde yaşanan benzer sorunları yaşadıklarını söyleyen Hatay Tabip Odası Başkanı Cengiz Haksöz ise, “Merdivenlerimiz yok. Hastalar ve personel asansörlerde perişan oluyor. Hastane içinde mesafeler çok uzun. Bir yerden yere hasta sevki zor. Ameliyathanede saatlerce hasta bekliyorsunuz, hasta gelmiyor. Bu binaları tasarlayan mimar nasıl bir mimar bilmiyorum. Bu hastanelerin motoru doktordur. Doktorun nöbet tutacak bir nöbet odası olmaz mı? Nöbet odasında bir tuvalet olmaz mı? Tuvaleti geçtik bir el yıkama yeri olmaz mı? Antakya Devlet Hastanesi üroloji kliniğinde 10 ayda 54 bin hasta bakmışız. Mersin Şehir Hastanesi’ndeki bu rakam makul mudur?” ifadelerini kullandı.
Hekime başvuruda ciddi artış
Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Tayyar Şaşmaz, “Ülkemizde son 12 yıldır hastane başvurularında, hekime başvurularda ciddi bir artış olduğu görülüyor. Yılda, hekime ve acile başvuru sayısı kişi başı 8 ila 10 arasında. Gelişmiş ülkelerde de buna benzer başvuru rakamları var, ama arada bir fark var. Türkiye hâlâ genç bir popülasyon. Bu kadar genç bir popülasyonun bu kadar çok hastaneye gitmesi, bu kadar çok acil başvurusu yapması anormal. Hastaların yüzde 80’inin birinci basamakta tedavi edilmesi gerekir” dedi. Dr. Burhan Söker, “Bir yılda hastanelerde bakılan hasta sayısı 289 milyon. Acile başvuran hasta sayısı 110 milyon. Madem bu kadar başvuru var, sonuçların nitelikli sağlık hizmetine yansıması lazım. Yani kronik hasta sayısının kontrol altına alınması ve kabul edilebilir düzeyde olması lazım. Diyabet, hipertansiyon, kroner hastalıklar kontrol altında değil ve giderek artıyor” diye konuştu.