Şehit eşinin evine baskın

Şehit Üsteğmen Murat Ataş’ın cenazesine doğumuna 1 ay kala tekerlikli sandalyede katılan eşi Sezen Ataş 'terör' suçlamasıyla gözaltına alındı. Cenazede anne karnında olan 2.5 yaşındaki kızı ise akrabalarının yanında sürekli ağlıyor.

SHABER3.COM

2016’da Diyarbakır'ın Lice ilçesinde askeri üs bölgesine gerçekleşen saldırıda şehit düşen Üsteğmen Murat Ataş’ın cenazesine tekerlikli sandalyede katılan (doğumuna bir ay kalmıştı) eşi Sezen Ataş (29) ‘terör’ suçlamasıyla gözaltına alındı. 

Yakınları 2,5 yaşında olan ve babasını hiç görmeyen kızı Başak Aslı’nın ise annesiyle birlikte cezaevine girmesinden endişe ediyor.

Kronos'ta Selahattin Sevi imzasıyla yer alan haberde Sezen Ataş’ın kardeşi Gülbahar Göndüz (27) ablasının yaşadıkları Gemlik’ten Nevşehir’e götürülmek üzere yola çıktılarını duyurdu. 

“Memuriyet odasında ailem ile tutuldum, ablamın gidişini göstermediler. Sanıyormusunuz ki görmeyince sessiz kalacağız. Gün gelir devran döner yapılan muameleler bir bir karşınıza çıkar.” diyen Göndüz, “Beni ailemi teselli etmeye çalışıyorlar. Belki sadece ifadesini alıp bırakırlar. Bunun belkisi mi var, bizleri aptal gibi görmekten vazgeçin. Şehit ailesine, mazlumlara yapılan muamele tarih boyunca üstünüzde kara leke olarak kalacak.” ifadelerini kullandı.

Gıda teknikeri olan ve Bursa Gemlik’te yaşayan Sezen Ataş’ın kardeşi Gülbahar Göndüz ablasının 15 gün önce de telefon edilerek ifadeye çağrıldığını belirtti.

Göndüz, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Ablam 15 gün önce İstanbul’a kayın validesini ziyarete gitmişti. Polisler telefon etti. Gelip Bursa Gemlik’teki Emniyet’te ifade verdi. Toplam üç dört saat içinde serbest kalmıştı.

Bu sabah ise eşi şehit olduktan sonra Gemlik’te birlikte kirada yaşadığımız eve 6 polisle birlikte toplam 7 görevli geldi. Ellerinde arama kararı olduğunu söylediler. Sabah 07:00 gibi zili çaldılar. Sert bir şekilde içeri girerek bir buçuk saat boyunca evi aradılar. Sonra ablamı Sezen’i alıp götürdüler. 2,5 yaşındaki küçük kızı uyuyordu. Uyandığında ise annesini yanında göremediği için çok ağladı.

Ablam çocuğunu yanına almak istedi, ona da izin vermediler. Babası şehit olmadan önce İstanbul’dan geçici görevle Güneydoğu’ya gitmişti. Birkaç ayda bir geliyordu ve görüşüyorlardı. Evliliklerinin üzerinden bir ay geçmeden gittiği görevden şehit olarak döndü. Toplam bir buçuk yıl bile evli kalamadı ablam ve eniştem."

"DOSYA BOŞ, HEPSİ İFTİRA"

Ablası Sezen Ataş ile ilgili dosyanın içinin boş olduğunu ve tamamen itirafçıların sözleri üzerine açıldığını belirten Göndüz, şu bilgileri verdi: "Ablam Sezen Ataş’ın önüne iki ayrı dosya konuluyor. İlki 2016 yılında itirafçı olan bir arkadaşı ile ilgili. O kişi Bylock hattı olduğunu ve ablamın ‘kullanabileceğini’ söylüyor. 

2017’de tanımadığı bir başka kişi ise ablam için cemaatin evlerine gidip geliyordu diye ifade vermiş. Fakat nedense iftiralar birkaç yıl önce yapılıyor ama davalar yeni açılıyor.

Ablasının genel hukuksuzlukları görünce ve kendisi ile ilgili suçlamalar yapılınca, “Bize gelmezler, şehitliğe saygıları vardır en azından” dediğini aktaran Gülbahar Göndüz, “Yine de sakindi polisler geldiğinde. Avukatıyla birlikte ifade vermeye gitti ama şu ana kadar gözaltında tutuluyor” ifadelerini kullandı.

"KIZI ŞEHİT BABASININ HATIRALARIYLA BÜYÜDÜ"

Babası şehit olduğunda henüz anne karnında olan küçük Başak Aslı’nın babasının hatırasıyla büyüdüğünü, konuşmaya başladığında babasının fotoğrafına bakarak, “Haydi gel, gel” diye hitap ettiğini anlatan Göndüz, “Bu gece uyutamadım. Zorla yatırdım yatağına, annesini arıyor” diyor.

Küçük kızın genellikle şehit babasının fotoğrafına sarılarak uyuduğunu söyleyen Göndüz, şöyle devam etti:
Ablam eşi şehit olduktan sonra yeni yeni kendine geliyordu. Matematik öğretmeni olmasına rağmen işe bile başlayamamıştı. Tam karar verecekti ki, bu başımıza geldi. Polisler bile ilk ifadesinde, “İstersen öğretmenliği bir süre unut, ertele” demiş.

Bazen de düşünüyordu, ‘eşim şehit olmasa kesin onu da darbeye teşebbüsten alırlardı, vatan haini derlerdi’ diye. Eşinin görev yeri İstanbul Hadımköy’deki jandarma taburuydu. Güneydoğu’ya geçici görevle gitmişti. Darbe girişimi gecesi o taburu köprüye götürmüşler, sanıyorum birçok silah arkadaşı şimdi hapishanede.

30 YAŞINDA TERÖR SALDIRISI İLE ŞEHİT OLDU

Hadımköy Komando Jandarma Taburunda 2013’te göreve başlayan Murat Ataş, 2015’e kadar burada görev yaptı. 26 Temmuz 2015’te evlendikten iki hafta sonra Diyarbakır’a gönderildi. 3-4 ayda bir İstanbul’a gelen şehit üsteğmen 14 ay sonra şehit oldu.

2016 yılının ekim ayı başında Diyarbakır’ın Lice ilçesi Abalı Jandarma Karakolu üs bölgesinde PKK’nın gerçekleştirdiği saldırı sonucu şehit olan 30 yaşındaki Üsteğmen Murat Ataş gözyaşları arasında İstanbul’da son yolculuğuna uğurlanmıştı. 

Ataköy Camii’nde düzenlenen cenaze töreninde, bir kız çocuğu bekleyen şehidin 8 aylık hamile eşi Sezen Ataş, annesi Keribar Ataş ve babası Hacı Ataş başta olmak üzere yakınları göz yaşı dökmüştü.

Nevşehir Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi Matematik öğretmenliği mezunu olan Sezen Ataş, eşinin cenazesine tekerlekli sandalye ile katılabilmişti.

1 AY SONRA BABA OLACAKTI

Şehit Murat Ataş’ın yaklaşık 1 ay sonra bir kız bebeği dünyaya getirecek olan hamile eşi Sezen Ataş ile annesi Keribar Ataş ayakta durmakta güçlük çektikleri için tekerlekli sandalyede törene katılabilmişti. 

Evlatlarının acısını yaşayan anne ve baba ile şehidin hamile eşi Sezen Ataş’ın zaman zaman fenalaşması üzerine cami avlusunda bulunan sağlık personeli müdahale etti. 

Anne Kehribar Ataş, “Beni de gömsünler seninle.” diyerek feryat etmişti.


<< Önceki Haber Şehit eşinin evine baskın Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER