Eş Başkanlık döneminde yaptığı konuşmalar nedeniyle hakkında 122 soruşturma açıldığını belirten Demirtaş, “Türkiye’de her geçen gün artan baskılara karşı direnen on milyonların er-geç demokrasiyi kazanacaklarından kuşkum yoktur. Bizler demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere inanmış insanlar olarak partimiz HDP ile diğer tüm muhaliflerle birlikte barışçıl yollarla mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız” dedi.
Rudaw’da yer alan habere göre Demirtaş’ın mektubu şöyle:
“Dünyanın dört bir yanından gelerek daha iyi daha özgür daha onurlu bir yaşam için mücadeleyi büyütmenin yollarını arayan siz değerli dostlarıma yürek dolusu selam, sevgilerimi gönderiyorum.
Doğanın, emeğin ve kültürün sınırsızca sömürüsü üzerine inşa edilmiş neo-liberal, kapitalist politikalara karşı demokratik alternatiflerin geliştirilmesi adına yaptığınız çalışmalardan dolayı sizleri kutluyor, başarılı olacağına inanıyorum.
Yeryüzündeki yaşamı tümden tehdit eden akıl almaz çılgınlıklar karşısında dayanışma ve enternasyonal işbirliği hayati derecede önemlidir. Savaşlar, zorla göç ettirmeler, tabiat kıyımları, kadınlara ve çocuklara yönelik katliamlar sivilleri hedef alan acımasız terörizm, işsizlik, yoksulluk ve daha birçok sorunun çözümü dünyadaki tüm ilerici güçlerin, sosyal demokratların ve sosyalistlerin önünde görev olarak bekliyor. Eminim sizler bu konularda, radikal tartışmalar yürütecek, cesur kararlar alacak ve etkili adımlar atacaksınız. Bir hapishane hücresinde de olsam yüreğimin sizinle birlikte attığını bilmenizi istiyorum.
Ve elbette bunca yoğun gündemin arasında beni ve Türkiye’deki on binlerce siyasi tutukluyu unutmayacağınızı göstererek onore etmiş olmanızdan büyük mutluluk duyduğumu belirtmeliyim. Türkiye’de her geçen gün artan baskılara karşı direnen on milyonların er-geç demokrasiyi kazanacaklarından kuşkum yoktur. Ancak siz değerli dostlarımızın böylesine anlamlı dayanışma göstermeleri, umudumuzu, cesaretimizi artırıyor. Bizler demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere inanmış insanlar olarak partimiz HDP ile diğer tüm muhaliflerle birlikte barışçıl yollarla mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.
12 yıllık milletvekili ve sonrasında parti eş genel başkanlığı döneminde yaptığım konuşmalar nedeniyle hakkımda açılan 122 soruşturmadan dolayı binlerce yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyorum. Gerçekte bu soruşturmalar için yasal bir dayanak yok: 4 Kasım 2016’dan bu yana siyasi rehine olarak hapiste tutuluyorum. Diğer eş genel başkanımız Figen Yüksekdağ ile birlikte sekiz milletvekili, onlarca belediye eş başkanı ve binlerce siyasi tutsak hapishanelerde tutuluyor. Tüm baskılara rağmen inandığımız ilkelerden ve doğrulardan taviz vermeden tüm gücümüzle zulme karşı direniyoruz. Bu mücadelede cesaretimizi, halkımızın özgür ve onurlu bir yaşam talep ve umudundan alıyoruz.
Bu nedenle bana layık gördüğünüz siyasi cesaret ödülünü direnen Kürt ve Türk halkı başta olmak üzere Türkiye’deki tüm halklarımıza armağan ediyor ve ödülü Türkiye cezaevlerindeki kadın yoldaşlarım başta olmak üzere tüm siyasi tutsaklar adına kabul ediyorum.
Bu güçlü dayanışmanızdan dolayı sizlere çok teşekkür ediyor, çalışmalarınızda kolaylıklar başarılar diliyorum. Gittiğiniz her yere sıcak selamlarımı götürün lütfen. Direneceğiz ve mutlaka kazanacağız!”