ABD Hazine Bakanlığı, aralarında Türkiye’den de isimlerin de bulunduğu Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’yle bağlantılı kişilerle ilgili ambargo kararı aldı. Bakanlık kararında Selam Tevhid ‘örgüt’ olarak nitelendirildi. AKP iktidarı tarafından kapatılan Selam Tevhid soruşturmasına atıf yapıldı.

Bold'un özel haberine göre ABD Hazine Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Hakkı Selçuk Şanlı, Abdülhamid Çelik ve Seyyid Cemal Gündüz isimleri de yer alıyor. Söz konusu kişiler, yasa dışı işlemler yaparak İran’a uygulanan ambargoyu delmekle suçlanıyor. Selam Tevhid Örgütü deyince özellikle Şanlı ve Çelik isimleri ön plana çıkıyor. Peki ABD istihbaratının takibinde olan bu isimlerin Türkiye’yle ne ilgisi var? Bu sorunun cevabı, AKP iktidarı tarafından kapatılan ve soruşturmayı yürüten polislerin müebbet hapis cezasına çarptırıldıkları soruşturmada gizli.

Devrim Muhafızları Kudüs Gücü, İran’ın yurt dışındaki faaliyetlerini yöneten askeri kanat. Bu yapı, farklı ülkelerde farklı taşeronlar kullanıyor. Türkiye’deki ayağı Selam Tevhid Örgütü. Bu örgütle ilgili soruşturma, Kamile Yazıcıoğlu’nun, eşinin İranlı istihbaratçılarla görüştüğüne dair şikâyeti üzerine başlatıldı. Soruşturma kapsamında emniyet, Hüseyin Avni Yazıcıoğlu’nun irtibatlarını araştırmaya başladı. Geçmişe dönük yapılan araştırmalarda dikkat çeken isimlerin başında Hakkı Selçuk Şanlı geliyordu. Bir bankaya bomba koyma eyleminden on iki buçuk yıl ceza alan Şanlı, 2004’te yapılan yasal düzenlemeler sayesinde tahliye oldu. Uğur Mumcu, Bahriye Üçok suikastlerini gerçekleştirdiği iddia edilen Ferhat Özmen’i yetiştiren, İran’a götüren, eğitim almasını sağlayan kişi olarak bilinen Şanlı’nın, telefondan sürekli görüştüğü bir isim tespit edildi. Emniyet istihbaratçıların ulaştığı o isim Seyid Ali Abkar Mir Vekili’ydi. İran’dan her geldiğinde Şanlı’yı arıyor ve düzenli olarak görüşüyorlardı.

Araştırmalar derinleştikçe sürpriz bir isme ulaşıldı. AKP eski milletvekili Faruk Koca. Tayyip Erdoğan’ın böcek tespit edilen Keçiören’deki evinin sahibi olan Koca, Hakan Fidan’a ulaşmaya çalışıyordu. Soruşturmayı yürüten emniyetçilerin tespitlerine göre Koca, Fidan’dan aldığı bilgileri Mirvekili’ye ve Hakkı Selçuk Şanlı’ya aktarıyordu. Mir Vekili diplomatik pasaport sahibiydi. Havalimanında VİP’ten giriş yapıyordu ancak hiçbir İranlı bir devlet görevlisi tarafından karşılanmıyordu. Hakkı Selçuk Şahin gelip onu alıyor, Mirvekili de İran’dan getirdiği parayı Şanlı’ya veriyordu. Paralar, Selam Tevhid davasında ceza almış olan sanıkların ailelerine gönderiliyordu.

ABD Hazine Bakanlığı’nın açıklamasında dikkat çeken diğer bir isim olan Abdülhamit Çelik ise Hakkı Selçuk Şanlı ve Seyid Ali Abkar Mir Vekili ile birlikte, AKP hükumetine yakın kişiler ile yakın temas halindeydi. Abdülhamit Çelik, 1996’da iki İran rejim muhalifinin öldürülmesi olayına karıştığı gerekçesiyle tutuklanmıştı. Selam Tevhid Kudüs Ordusu Örgütü davasında on iki buçuk yıl ceza aldı ve 2004’te taliye edildi. 26 Mayıs 2011’de Etiler’de gerçekleştirilen bombalı saldırıyla bağlantısı tespit edilen Abdülhamit Çelik’i takibe alan polis, Selam Tevhid Kudüs Ordusu’na ait olduğu iddia edilen bir şebekeyi daha ortaya çıkardı. (Emniyet, Etiler saldırısıyla ilgili soruşturmasında, Selam Tevhid Kudüs örgütünün izine rastlamıştı. Bombanın konulduğu motosikletin kamera görüntülerinden Rızazade Metin isimli İranlı’nın Fatih’te kiraladığı depoya ulaşıldı. Saldırıyı gerçekleştiren Rızazade’nin patlayıcıları yine bir iş merkezindeki şirketin sahibi olan Abdulhamit Çelik’in verdiği anlaşıldı) Çelik’in Selam Tevhid Kudüs Ordusu kurucularından iş adamı Hakkı Selçuk Şanlı ve iki İranlı ile buluştuğunu tespit etti.

Çelik daha önce Tevhid Kudüs Ordusu soruşturması kapsamında 2000 yılında verdiği ifadede İran bağlantılarını itiraf etmişti. Bir yıl kadar İran’da dil eğitimi almak için kaldığını söyleyen Çelik, bu sürenin 2,5 aylık bölümünde ise İran ajanı olan Ali Horasani tarafından özel olarak eğitildiğini şöyle anlatmıştı:

“1991 yılı içerisinde bir yıl kadar Tahran’da bulundum ve Ferhangiazad isimli dil kursuna devam ettim. Ancak bu dönemde tanıştığım ve Selahattin Eş isimli şahıs vasıtası ile geldiğini söyleyen Ali Horasani isimli şahıs aracılığı ile 2,5 ay kadar özel bir kurs gördüm. Bu kursun mahiyeti istihbarat edinmeyi içeriyordu. Bu kursu Tahran’ın içinde villa tipi bir evde gördük. Haftanın belli günlerinde devam ettiğim bu kursta takip, anti-takip, yer tayin etme, fotoğraftan şahıs bulma, kroki çizmek gibi dersler gördük. Bu derslerin amacı, Halkın Mücahitleri isimli İran İslam İnkılabına karşı olan örgütün faaliyetlerini tespit etmek ve örgüt mensuplarını belirlemekti. İhtiyaç olduğunda da bizleri değişik görevlerde kullanacaklarını söylüyorlardı.”

AKP’li üst düzey isimlere ulaşan Selam Tevhid soruşturması savcı İrfan Fidan tarafından kapatıldı. İrfan Fidan emeğinin karşılığını Anayasa Mahkemesi üyesi koltuğunu oturarak aldı. Soruşturmayı yürüten, İranlı istihbaratçıları takip eden polisler ise yıllardır Silivri Hapishanesinde adaletin tecelli edeceği günü bekliyor.