Yedi aydır Gaziantep H Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan edebiyat öğretmeni Serdin Cengiz, bir bardak suyu taşıyamayacak kadar sağlık durumunun kötü olduğunu anlatan bir mektup yazdı.
Cengiz, davasının görüldüğü Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunmak üzere geçen hafta yazdığı mektubunda “Bir süre önce geçirmiş olduğum kaza sonucunda diz kapağımda beş parçalı kırık oluştu. Ayağımdan iki ameliyat geçirdim. Bu ameliyatlarda ayağıma birçok vida ve platinler (12) yerleştirildi. Ayağımın üzerine halen basamıyorum ve dizimi kullanamıyorum. Evde yatar vaziyette iken tutuklandım. Bu şekilde tutuklanmam nedeniyle içeride birçok sıkıntıya maruz kaldım.” dedi.
KASLARI ERİDİ DAMARLARI DARALDI
Tedavilerinin cezaevinde büyük bir sekteye uğradığını söyleyen Cengiz, fizik tedaviden mahrum kaldığı için kaslarının eridiğini, kılcal damarlarının daraldığını ve yürüyememe durumuyla karşı karşıya kaldığı ifade etti.
Cezaevi şartlarında tekrar ortaya çıkan bel fıtığı rahatsızlığı ile de mücadele ettiğini ve tüm ihtiyaçlarının koğuş arkadaşları tarafından görüldüğünü belirten Cengiz şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz ay beyin cerrahi polikliniğinde muayene oldum. MR çektirdim. Dört tane fıtık olduğu ifade edildi. Yedi aydır içerideki arkadaşlarımın yardımıyla hayatımı idame ettirdim. Halen onlara bağımlı durumdayım. Çünkü çift bastonla yürümem sebebiyle bir bardak suyu bile taşıyamayacak durumdayım. İnanın bazen kendi sıkıntılarımı unutup onlara yaşattığım sıkıntıları için üzülmekteyim. Takdir edersiniz ki, bir insan hiç tanımadığı bir insanın sıkıntısını kaç ay çeker veya çekebilir.”
ŞULE CENGİZ: EŞİMİ NASIL BİR DOKTORA GÖTÜRÜYORLAR BİLMİYORUM
Görüş günlerinde eşinin yanlarına tekerlekli sandalye ile geldiğini belirten Serdin Cengiz’in eşi Şule Cengiz de “Yürüteçle hareket etmesinin çok zor olması nedeniyle koltuk değneği talep ettik. Şu anda onları kullanıyor. Eşimi nasıl bir doktora götürüyorlar bilmiyorum. Doktor ayağındaki alçı için bu kaynamış demiş. Ama basamıyor, yürüyemiyor. Tekrardan tedavi olması lazım” dedi.
Şule Cengiz, 3 Temmuz 2018’de Gaziantep’te kayısı ağacından düşerek yaralanan eşinin tedavi sürecini şöyle anlattı:
Biz Gaziantep’te yaşıyoruz. Kayınpederimin bahçeleri vardı. Eşim geçen sene oradaki kayısı ağacından düştü. Dizi dağılmış. Hem kırık hem diz dağılması oldu. Doktorlar epeyce uğraştı. Tedavi ettiler. Üniversite hastanesinde bir ay kadar yattı. Ondan sonra eve getirdik. 5-6 ay evde ayağı alçıda yattı. Aralık 2018’de polisler evimize gelip onu götürdüğünde yatalak durumdaydı. İfade vermeye yürüteç ile gitti. Bu halde tutuklanmaz demişti polisler ama, o günden beri tutuklu.”
MAHKEME SAVUNMA YAPAMADI
Hizmete yönelik soruşturma kapsamında 12 Aralık 2018’de tutuklanarak cezaevine gönderilen edebiyat öğretmeni Serdin Cengiz (40), bir ifadede adı geçtiği için üyelikten yargılanıyor.
ANNE VE 4 ÇOCUK TEK BAŞINA
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi mezunu olan Cengiz, 15 yıldan bu yana doğu illerindeki dershanelerde edebiyat öğretmenliği yaptı. En son Muş’ta görevli olan Serdin, eşi Şule Cengiz (39) ve 4 çocuğuyla beraber Muş’ta yaşıyordu. Serdin Cengiz’in tutuklanmasıyla beraber Şule Cengiz Gaziantep’e ailesinin yanına döndü. 4 çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalan Şule Cengiz, “Ben de aynı dershanede matematik öğretmeniydim. 4 çocuğumuz var. 11 yaşında kızım Nursena, 9 yaşında Merve Elif, 3 yaşında da ikizler var, erkek. Çocuklara tek başıma bakıyorum. Eşimin sağlığıyla, cezaevindeki durumuyla yeterince ilgilenemiyorum” dedi.
5275 sayılı Ceza İnfaz Kanununa göre, cezaevinde hayatını yalnız idame ettiremeyen tutukluların cezası ne olursa olsun hasta iyileşinceye kadar ertelenmesi gerekiyor. Fakat bu yasa, Hizmete yapılan operasyonlar kapsamında tutuklananlara uygulanmıyor, kanunlar çiğneniyor. Türkiye cezaevlerinde yaklaşık 1154 hasta ve engelli tutuklu bulunuyor.