AKP'nin düşünce kuruluşu SETA, Avrasya güzellemelerinden vazgeçiyor. NATO karşıtlığı ve Rusya ile askeri ve politik işbirliğini son dönemde öne çıkaran yazılar ve değerlendirmeleri bulunan vakıf Suriye kriziyle tekrar çark etti.
SETA'nın Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 'İdlib krizinin üç düzlemi' başlıklı bugünkü yazısında İdlib'de TSK ile Suriye Ordusu (SAA) arasında yaşanan çatışmalar üzerine yaşanan gerilimi yorumladı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın İdlib krizinde NATO ve Avrupa'ya yönelttiği 'somut destek' talebini hatırlatan Duran, "Avrupa'dan süreci etkileyecek bir hamle beklemiyorum. En fazla Almanya mülteciler için finansal destek sunabilir" ifadelerine yer verdi.
Öte yandan Duran, krize ilişkin ABD'nin ise 'isterse yapacağı çok şey olduğunu' vurguladı ve Washington yönetiminin Suriye'deki muhalif grupları silahlandırabileceğini veya Suriye yönetiminin kontrolündeki 'kritik noktaları vurabileceği' önerisinde bulundu.
Duran'ın yazısının ilgili kısmı şu şekilde:
"Savunma Bakanı Akar, NATO, Avrupa ve dünyanın İdlib krizinin çözümüne 'ciddi ve somut destek' sağlaması gerektiğini söyledi. ABD, AB ve NATO'dan Türkiye'nin meşru müdafaa hakkına dair açıklamalar geldi. Avrupa'dan süreci etkileyecek bir hamle beklemiyorum. En fazla Almanya mülteciler için finansal destek sunabilir. Washington'ın isterse yapabileceği çok şey var. Kamuoyu desteğinden muhaliflere silah yardımına, rejimin kritik üslerini vurmadan Türkiye'nin güvenliği için yeni öneriler getirmeye kadar. Bir yandan Washington'ın Putin'in ne yapacağını bekleyeceği aşikar. Öte yandan ABD, AB ve uluslararası kamuoyunun tepkisinin Putin'i uzlaşmaya yönelteceği de açık. Washington'daki bazı çevreler İdlib konusunda 'bırakalım Türkiye, Rusya ile çalışmak nasılmış görsün' havasında. Unutmayalım, Obama döneminden itibaren Rusya'nın Ortadoğu- Kuzey Afrika'da nüfuzunu genişletmesine fırsat veren ABD politikalarıdır. Türkiye'yi gittikçe Rusya ile çalışmaya yönelten de aynı hatalı Suriye politikasıdır. Washington şimdi inisiyatif alırsa Suriye masasında etkisini genişletir. Aksi durumda Türk-Amerikan ilişkilerinde toparlanmaya katkı sağlayacak bir imkan daha heba edilir."