Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ateş, fakülte dekanlarıyla birlikte basın toplantısı düzenleyerek, İzmir Valiliği tarafından ek bina ve polikliniklerinin kapatılmasını değerlendirdi. YÖK'ün aldığı kararın sadece Şifa Üniversitesi ile alakalı olmadığını belirten Prof. Dr. Ateş, "25-26 vakıf üniversitesi ile yaklaşık 45 tane ek bina ve semt polikliniğini ilgilendiren bir durumdur. İzmir'de iki tane üniversiteye uygulanmıştır." dedi. Ateş, kapatma kararı verilen yerlerle ilgili ruhsat sıkıntısı diye bir şeyin söz konusu olmadığını da söyledi.
Dün İzmir Valiliği tarafından ek bina ve semt polikliniklerine yönelik alınan kapatma kararının ardından bazı internet siteleri ve gazetelerde, "Şifa Üniversitesi kapatıldı" şeklinde çıkan haberleri üzülerek okuduğunu belirten Rektör Ateş, Şifa Üniversitesi'nin kapatılması gibi bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığının altını çizdi. Şifa Üniversitesi'nde eğitim öğretim ve sağlık hizmetlerinin devam ettiğini ifade eden Ateş, "Üniversitelerimizin Bornova Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, 350 yatağıyla sağlık hizmetlerine devam ediyor. Sadece ve sadece kapatılma işlemi başlatılan ek binalarımızı ve polikliniklerle ilgili maalesef bir süreci yaşıyoruz. Bulunduğumuz 350 yataklı hastane, İzmir'de sağlık hizmetimizin yüzde 70-75'ini veriyor. Yüzdelik olarak diğer eğitimde kullandığımız ek binalarda yüzde 20-25'i kapsıyor." dedi.
'ADLİ SÜREÇ SÖZ KONUSU DEĞİL'
Yine bazı medya kuruluşlarında, kapatma kararının adli süreç olarak tanımlandığını gördüğünü ve çok üzüldüğünü dile getiren Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ateş, konunun kesinlikle ve kesinlikle adli bir süreç olmadığına dikkat çekti. İdari bir değerlendirmenin sonucunu yaşadıklarını söyledi.
'DANIŞTAY'DA İPTAL DAVASI AÇILMIŞTIR'
YÖK'ün aldığı kararın ardından yapılan uygulamanın, Şifa Üniversitesi ile alakalı bir kavram olmadığını da anlatan Ateş, şunları söyledi: "YÖK Yürütme Kurulu'nun 4 Kasım tarihli kararı var. Karar, Türkiye'deki birçok sağlık eğitimi veren tıp fakültesi, uygulama merkezi, semt poliklinikleri bulunan tüm vakıf üniversitelerini kapsamaktadır. Bunulla ilgili Danıştay'da iptal davası açılmıştır. Karar, semt polikliniklerde eğitim yapılmadığı için buraları kapatıp ek binalarla ilgili bize bilgi gönderin şeklindedir. Biz YÖK Yürütme kurulunun kararına tamamen uyarak, poliklinik statüsünde olan merkezimizi kapatarak bildirmiş, 560 sayfalık dosyayla da mevcut ek binaların hepsinde eğitim süreçlerini devam ettirdiğimizi hem Danıştay'a hem İl Sağlık Müdürlüğü'ne hem de YÖK'e tanımlamışız."
'YAPILAN HER ŞEY YÖK'ÜN BİLGİSİ DAHİLİNDEDİR'
Bornova Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin 11.05.2011 tarihinde YÖK Yürütme Kurulu kararı ile kurulduğunu, üniversitenin 2010 yılında kurularak 2011 yılında öğrenci almaya başladığını hatırlatan Ateş, 2015-2016 eğitim öğretim yılı itibariyle ilk mezunlarımızı verdiklerini söyledi. Şu anda Şifa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu'nda toplam 2 bin 663 öğrencinin eğitim altını anlattı. Sağlık endeksli hizmet veren bir üniversite olarak sağlığın pratik eğitimini de realize etmek için 2011 yılından itibaren ek binaların hizmete girdiğini de kaydeden Ateş, "İzmir'de sekiz ayrı yerde bulunan ek binalarımızda kaliteli bir eğitim verebilmek amacıyla gerekli akademisyen istihdamı sağlanmıştır. Tüm bu gelişmeler YÖK'ün bilgisi dahilindedir." dedi. Rektör Ateş, üniversitelerinin her vakıf üniversitesinde olduğu gibi her yıl rutin olarak YÖK tarafından denetlendiğine dikkat çekti. Denetleme raporlarında ek binalarda verilen sağlık ve eğitim hizmetleri detaylı olarak yer aldığını söyledi. Kapatılan ek binaların bugüne kadar YÖK tarafından da Bornova Uygulama ve Araştırma Merkezi'mizin bir parçası olarak kabul edildiğini aktardı.
'YÖK'ÜN KARARI 25 VAKIF ÜNİVERSİTESİNİ İLGİLENDİRİYOR'
YÖK Yürütme Kurulu'nun 04.11.2015 tarihli kararının sadece kendileriyle alakalı olmadığını, 25-26 vakıf üniversitesi ile yaklaşık 45 tane ek bina ve semt polikliniğini ilgilendiren bir durum olduğunu vurgulayan Ateş, "İzmir'de iki tane üniversitede uygulanmıştır." diye konuştu. Uygulama yanlışlığını görüşmek için mülki idare amirlerine ulaşmaya çalıştığını ancak ulaşamadığını belirten Ateş, pazartesi tekrar randevu talep edeceklerini, ayrıca tutanakların mesai saatinde bitmesi sebebiyle hukuki müracaatları pazartesi günü yapacaklarını aktardı. İzmir'de iki üniversiteye yapılanın teknik bir hata olduğunu, bu hataysa teorik olarak dönülmesi gerektiğini belirten Ateş, şöyle devam etti: "Şayet İzmir'de yapılan doğruysa şu anda Türkiye'nin 20-25 vilayetinde de bunun yapılması lazımdı. O zaman bütün valilerimiz, İstanbul, Adana, Kayseri valilerimiz Sağlık müdürlüğü, marifetiyle hele hele birçok üniversitemizin 15-20 ek binası olan üniversiteler var, bu şekilde eğitim hizmeti veriyorlar. Eğer bu doğruysa neden öbürlerine yapılmadı? O zaman o yanlışı düzeltelim. Eğer bu yanlışsa bundan tez elden hep beraber vazgeçelim."
'YAKLAŞIK BİN 500 ÇALIŞANIMIZIN MAĞDURİYETİ SÖZ KONUSU'
Öğrencilerin eğitimleriyle ilgili hiçbir aksama olmadığını belirterek, öğrenci ve velilerin kalplerinin müsterih olmasını isteyen Rektör Ateş, meselenin sosyal yönüne de dikkat çekti. Hatalı olduğuna inandıkları işlemin bir an evvel düzeltilmesi gerektiğini söyleyerek, toplam 2 bin 650 çalışanları olduğu bilgisini veren Ateş, "Aksi halde yaklaşık bin 500 çalışanımızın mağduriyeti söz konusu. İnşallah biz hukuki haklarımızı kullanıp, pazartesi de YÖK'ün açıklamasını bekleyeceğiz. Pazartesi itibariyle hem hukuki haklarımızı hem mülki idare amirleri hem de YÖK Başkanımızla bu meseleyi tekrar mütalaa edip bu yanlıştan bir an önce arzu ediyoruz. Tabii ki yüzlerce ameliyat edilmiş, ameliyatı bekleyen, binlerce poliklinik hizmeti bekleyen hastalarımızın mağduriyeti bu sosyal problemi hem hastalarımız hem bizim açımızdan da artırarak devam ediyor. Bu hatadan dönüleceğine canı gönülden inanıyoruz." dedi.
Ateş, kapatma kararı halinde bin 500 çalışanın ve aileleriyle birlikte 5-6 bin kişinin mağduriyetinin söz konusu olduğunu da söyledi. Günde 4-5 bin hastaya hizmet verdiklerini, kararın uygulanmasının birkaç bin hastanın hizmet alamaması, ameliyatlarını olamaması anlamına geleceğini vurguladı. İdari bir mesele olan bu kararın polis marifetiyle uygulanmasının kendilerini rencide ettiğini sözlerine ekledi. CİHAN