Memorial Şişli Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Nur Dilek Bakan, "Stres ve sıkıntı bağışıklık sistemini olumsuz etkilemektedir. Yorgunluk, aşırı stres ve sıkıntılı kişilerde eskiden ince hastalık olarak isimlendirilen tüberkülozun ortaya çıkma ihtimali yüksektir." dedi.
Yakın zamana kadar amansız hastalık olarak bilinen verem yani tüberküloz, halen dünyada en sık görülen enfeksiyonlar arasında yer alıyor. Bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyen stres, sıkıntı, hatta zayıflamak için uygulanan şok diyetler bile verem hastalığının ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Nur Dilek Bakan, '24 Mart Dünya Tüberküloz Günü' öncesi, tüberküloz hastalığı konusunda dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Doç. Dr. Nur Dilek Bakan, tüberküloz mikrobunun neden olduğu hastalığın, dünyadaki en yaygın enfeksiyonlar arasında yer aldığını söyledi. Bakan, "Solunum yoluyla bulaşan tüberküloz, vücudun her bölgesinde tutunabilmekle birlikte, en sık akciğerlerde görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2014 verilerine göre; dünya nüfusunun 3'te 1'ine tüberküloz mikrobunun bulaştığı bilinmektedir. Mikrobun bulaştığı 9,6 milyon kişinin hastalığı geçirdiği bildirilirken, 1,5 milyon kişi tüberküloz ya da ilişkili rahatsızlıklardan dolayı hayatını kaybetmiştir." ifadesini kullandı.
Doç. Dr. Nur Dilek Bakan, şöyle devam etti: "Hastalık, en sık genç erişkin yaş grubunda görülmekle birlikte, her zaman ortaya çıkabilmektedir. Mikrobun bulaştığı herkes tüberküloz hastalığını geçirmemektedir. Çocukken alınan tüberküloz mikrobu, bağışıklık sistemi tarafından baskılanabilmektedir. Uyku durumuna geçen ve çoğalamayan tüberküloz mikrobu daha sonraki yıllarda bağışıklık sisteminin bozulmasıyla alevlenebilmektedir. Hastalık genellikle sessiz başlangıç göstermekle birlikte, farklı belirtiler vermektedir. Genellikle, uzayan öksürük, balgam çıkarma, gece terlemeleri, zayıflama, değişken miktarda kan tükürme gibi belirtiler görülmektedir."
Hastalığın belirtilerinin farklı hastalıklara bağlanarak doktora geç başvurulabildiğini kaydeden Bakan, "Tedavi için hiçbir zaman geç kalınmadığı, mevcut ilaçlar ile tüberkülozun rahat bir şekilde tedavi edilebileceği unutulmamalıdır." dedi.
ŞOK DİYETLER VEREME YOL AÇABİLİR
Tüberküloz hastalığının genellikle bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda ortaya çıktığına vurgu yapan Bakan, "Kötü yaşam koşulları ve beslenme düzeni yanlış olan kişiler risk altındadır. Vücut direncini düşürüp tüberküloz hastalığının ortaya çıkmasına neden olabilen şok diyetlerden uzak durulmalıdır. Bununla birlikte tüberküloz; çocuklar, yaşlılar, bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıkları geçirenler ve bununla ilgili bazı ilaçları kullananlar, organ nakli olmuş hastalar, AIDS hastaları ile kot kumlama işçilerinde görülebilmektedir." açıklamasını yaptı.
YURTTA KALAN ÖĞRENCİLER BİRBİRLERİNE BULAŞTIRABİLİYOR
Yurtta kalan öğrencilerin hastalığı birbirlerine bulaştırabildiğine dikkat çeken Balkan, "Solunum yoluyla bulaşan tüberküloz hastalığı; paylaşılan çatal, bıçak, kıyafet ya da yiyeceklerle yayılmamaktadır. Hastanın öksürerek veya hapşırarak ortama bıraktığı mikropların başkaları tarafından solunması, hastalığın bulaşmasına neden olduğu için öğrenci yurtları ve kışlalar gibi kalabalık yaşama alanları daha risklidir. Sınav döneminde uykusuz kalan ve kötü beslenen öğrencilerin de vücut direnci düşmektedir. Bu dönemde herhangi bir şekilde vücuda alınan mikrop kolaylıkla hastalığa yol açabilmektedir. Toplu taşıma araçları çok uzun süreli kullanılmadığı için buralarda hastalığın bulaşma ihtimali daha zayıf olarak görülmektedir. Ortama salınan mikrop ve bu alanda kişilerin geçirdiği süre, hastalığın yayılmasında önemlidir." diye konuştu.
STRES VE SIKINTIDAN UZAK DURUN
Stres ve sıkıntının bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğini açıklayan Balkan, "Yorgunluk, aşırı stres ve sıkıntılı kişilerde eskiden ince hastalık olarak isimlendirilen tüberkülozun ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Bunun yanında zorlaşan yaşam koşullarının beraberinde getirdiği stres ve kötü beslenme, ev kadınlarının da tüberküloza yakalanma riskini arttırmaktadır." şeklinde konuştu.
"Tüberküloz teşhisi konulan bir kişinin ailesi ve en yakınındaki kişiler hastalık bakımından taramadan geçirilmelidir." diyen Doç. Dr. Bakan, "Tüberküloz mikrobu bulaşan bir kişi tedaviye alınırken mikrobun bulaşmadığı aile fertlerine koruyucu ilaçlar verilmektedir. Hastanın maske takması, mikrop yayılımını engellemek adına oldukça önemlidir. Bununla birlikte tedaviye başlanmasıyla birlikte yayılan mikrop oranı büyük oranda azalmaktadır." dedi.
Doç. Dr. Nur Dilek Bakan, son olarak şunları söyledi: "Verem hastalığının yayılmasını önlemede en önemli iki etken erken tanı ve hızlı tedavidir. Gerekli ilaç tedavisinin yarım bırakılmadan tamamlanması gerekmektedir. Bağışıklık düzeyini yükseltmek için doğal beslenmek ve ani zayıflamalardan uzak durmak önemlidir." CİHAN