Merkez Bankası’nın yedek akçelerini dahi kullanan hükümet ekonomik darboğazdan kurtulmak için çareyi yine vatandaşın tasarruflarına başvurmakta buldu. Özelleştirme gelirleri başta olmak üzere, deprem paralarını da yol yatırımları için kullanan hükümet, işsizlik fonunu da kamu bankalarına sermaye sağlamak amacıyla kullanmıştı. Varlık Fonu’yla denetlenemez durumda büyük bir borç oluşturan hükümet son olarak da vatandaştan zorla alınan bireysel emeklilik paralarına el attı.

Dün Tayyip Erdoğan Beştepe’de Türkiye Sigorta’nın tanıtım toplantısında konuşurken, konuşmasında ‘stratejik hamleyi harekete geçirdiklerini’ kaydederek, “Devletin desteği ve teşvikiyle fon tutarı 154 milyar liraya ulaşan Bireysel Emeklilik Sisteminde yapılacak atılımlarla reel sektöre uzun vadeli ve düşük maliyetli büyük bir kaynak sağlanabilecektir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın bireysel emeklilik tasarruflarının kullanılacağına dair sözleri ekonomi çevrelerinden sert eleştiriler aldı. Gelecek Partisi Hazine ve Maliye Politikaları Başkanı Ekonomist Serkan Özcan, “İşsizlik fonunu kamu bankalarına sermaye benzeri kredi ve mevduat sağlamak ve Varlık Fonunu ise denetime tabi olmadan bütçe dışında borçlanıp inşaata yatırım yapmak için kullanan aklın, bir noktada bireysel emeklilik tasarruflarına da el atacağı çok belliydi” değerlendirmesinde bulundu.

İYi Parti TBMM Grup Başkan Vekili Lütfü Türkkan, kıdem tazminatı hakkının Tamamlayıcı Emeklilik Sigortası’na dönüştürülmek istenmesine Meclis’te tepki gösterdi. Türkkan, “Deprem vergilerini ve işsizlik fonundaki paraları hiç ettikleri gibi kıdem tazminatını da hiç etmek istiyorlar” şeklinde konuştu.

Devlet Planlama Teşkilatı eski uzmanı, Başkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Uğur Emek ise Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BİS) Türkiye’nin tasarruf açığı sorununu aşmak üzere desteklendiğini hatırlatarak, “Meğer şakaymış. Şimdi, birikimleriniz uzun vadeli ve düşük getirili biçimde birilerine tahsis edilecek. Vergilerinizin yanısıra BİS tasarruflarınız da bir yerlere uzayacak gibi” yorumunda bulundu.

Ekonomi uzmanı ve yazar Prof. Dr. İbrahim Öztürk ise daha önce “paranız varsa koruyun” diye uyarıda bulunduğunu belirterek, “Varlıklarınıza sahip çıkın demiştim. 1) Varlık fonu ile kamu mallarını iç etmişti. 2) Türkiye Sigorta Fonu kurarak dokunulması en yasak olan bireysel emeklilik tasarruflarına çöküyor. Hayırlı olsun. Ben bunu öngördüğünden zararına satıp 2016’da çıkmış ve dövize girmiştim” ifadelerini kullandı.

Ekonomi yazarı Uğur Gürses ise vatandaşın tasarruflarına göz dikildiğini kaydederek, “Kimse emeklilik paralarının siyasi kararlarla çarçur edilmesini istemez. Vatandaşın altına ve yastık altı dövize yönelmesinin çok eski olan tarihsel nedeni, kötü yönetimlerin siyasi kifayetsizlikle vatandaşın tasarruflarına göz dikmesidir” dedi.

Akademisyen Ayşe Çavdar ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Gençliğimizi yedi bitirdi adam, ihtiyarlığımızı da yiyip bitirecek… Daha geçen gün dertleniyordum emeklilik planım yok, ihtiyarlamamam lazım benim diye. Olsa kaybedecekmişim demek… Adam bireysel emeklilik fonundaki paraları şirketlere dağıtacakmış. Vay be!”