Türkiye  bugün maalesef çok acı bir güne uyandı. Bu gece saat 4.17’de merkezi Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremde şu ana kadar 284 insanımızın hayatını kaybettiği açıklandı. Binlerce vatandaşımız yaralandı, on binlerce insanız da zemheri kış ortasında evsiz kaldı. Depremle birlikte yaşanan acılar hepimizi kedere gark etti.

Peki, ülkemizin, milletimizin yaşadığı bu hazin hadise ve hep birlikte hissettiğimiz derin acıyı bir nebze olsun dindirebilmek için biz ne yapabiliriz? Neler yapmalı ve de en az yapmamız gerekenler kadar önemli, neler yapmamalıyız?

Yapmamamız gerekenlere aslında çok da temas etmek lüzumu olmayabilir. Zira, Hizmet’e gönül veren insanlar müsbet hareketin önemini bilir. Bu yüzden hayatlarından menfiliği olabildiğince çıkarma gayretindedirler. 

Dolayısıya, bilhassa sosyal medya paylaşımlarımızda menfiliğe yer olmamalı. Türkiye’de acı çeken insanlarımızı incitecek en küçük bir imada dahi bulunmamalıyız. Evet, Hizmet insanları olarak biz de çok acılar yaşadık, yaşıyoruz. Ancak gün, bunları hatırlatma, öne sürme ve siyasete dair kalem oynatma, kelam etme günü değil. 

Gün Kahramanmaraş Pazarcık’ta ve depremin sarstığı diğer şehirlerde yaşayan acılı insanlarımızın yaralarını sarma, tüm imkanlarımızı seferber edip onların yardımına koşma günü. Türkiye bizim ülkemiz, insanı bizim insanımız.

Hepimiz bulunduğumuz ülkelerde düzenlenecek yardım kampanyalarına katılabiliriz. Büyük küçük demeden, ne kadarına gücümüz yetiyorsa, nakdi ve ayni yardımlarımızın deprem bölgelerine ulaştırılması için resmi kuruluşlara müracaat edebiliriz.

Deprem bölgesinde yaşayan akrabalarımız, dostlarımız, tanıdıklarımız varsa, onlara bir şekilde ulaşıp gücümüz yettiği nispette para yardımı gönderebiliriz. Hiç olmazsa acılarını paylaştığımızı, taziye dileklerimizi ve dualarımızı iletebiliriz.

Türkiye’de bulunan kardeşlerimiz de aynı şekilde, en başta ihtiyaç sahibi olan akrabalarından başlamak üzere, tüm imkanlarıyla mağdur durumdaki insanımızın yardımına koşabilirler. KHK Platfomu’nun bu konuda öncü görev alabileceğini düşünüyorum, şartları müsaitse. Zorda kalmanın ve yardımın ehemmiyetini en iyi KHK’lı mazlum kardeşlerimiz bilir.

Hasılı, her nerede ve hangi şartlar altında olursak olalım, bir yolunu bulalım, başka hiçbir mülahazaya girmeden, depremde zarar gören insanımızın yardımına koşalım.  

Tıpkı eski günlerdeki gibi. “Ya lel ensar kerreten kekerrete Huneyn” diyen Ebu Akil’in (ra) destanındaki gibi.