TBMM İnsan Hakları ‘Tutuklu ve Hükümlü Alt Komisyonu’ daha önce yerinde incelemelerde bulunduğu Ankara Sincan Cezaevi Kurumu'na ilişkin raporunu tamamladı.
T24.com'dan Hülya Karabağlı'nın haberine göre Raporun, “İncelemelerde ulaşılan sonuç ve tespitler ile hükümlü ve tutuklularla yapılan görülmeler” başlıklı bölümünde, tutuklu ve hükümlü çocuklarda herhangi bir darp veya kötü muameleden kaynaklanan ize rastlanmadığı, kendilerinin de bu yönde bir şikâyette bulunmadığı belirtildi. Kadın Kapalı Cezaevi incelemesinde ise, çocuklarıyla kalan hükümlü tutuklu annelerin yapılan görüşmelerde, çocukların ihtiyaç duyduğu gıda temininde sorunlar yaşadığı belirtildi. Günlük soğuk su bakımından 120 litre, 40 litre olan sıcak su kotasının kişisel ihtiyaçlar olarak yeterli olmamasına dikkat çekildi. Musluk suyunun ilk açıldığında kirli ve paslı olması da şikayetler arasında yer aldı. Ortak alanlarda ısınma, hastaneye sevk de inceleme heyetine anlatılan sorunlar oldu.
Alt Komisyon üyelerinin tutuklu ve hükümlü çocuklarla görüşme yaptıkları belirtilen raporda şu ifadelere yer verildi:
"Çocuklarda herhangi bir biçimde darp veya kötü muameleden kaynaklanan ize rastlanmadığı gibi kendileri tarafından da darp, kötü muamele veya baskı olduğu yönünde bir şikâyette bulunulmamıştır. Kurulda bazı odaların soğuk, bazı odalarda da yoğun bir rutubet kokusunun olduğu ve odaların fiziki koşullar itibarıyla kısmen iyileştirmeye muhtaç olduğu gözlemlenmiş ve bu hususlar kurum yetkililerine aktarılmıştır."
Kampüste yer alan ceza infaz kurumlarının bazılarında kapasite üstünde hükümlü ve tutuklu barındırıldığı belirtilen raporun “değerlendirmeler” başlığında şu görüşler yer aldı:
“Kampüste yer alan ceza infaz kurumlarının bazılarında kapasite üstünde hükümlü ve tutuklu barındırıldığı görülmüştür. Ancak kampüsteki ceza infaz kurumlarında yaşanan kapasite fazlalığının en önemli nedeninin 15 Temmuz hain darbe girişimi ve buna bağlı olarak Ankara’da yapılan yargılamalardaki hükümlü ve tutuklu sayısının fazlalığından kaynaklandığı görülmektedir. Bir diğer neden ise kampüste yer alan kurumların, hakkında tutuklama kararı verilen şüpheli veya sanıkların ilk getirildikleri ve başka şehirlerden yapılan hastane sevkleri nedeniyle hükümlü ve tutukluların getirildiği yer olmasıdır.
Ceza infaz kurumlarının bazılarında kapasite üstünde hükümlü ve tutuklu barındırılmasının beraberinde kimi sorunları getirdiği açık bir biçimde görülmektedir. Bu kapsamda, kurumlarda görevli olan personel sayısının ihtiyacı karşılamadığı açıktır ancak personel sayısının artırılmasına yönelik çalışmaların yapılması ve yakın tarihte 350’ye yakın personelin göreve başlayacak olması, bu alanda duyulan eksikliği büyük oranda karşılayacak niteliktedir.
Kapasite fazlalığının beraberinde getirdiği sorunların aşılması amacıyla hâlen devam etmekte olan yeni yaşam alanı inşaatlarının özellikle fiziki imkân ve koşulların daha da düzeltilmesinde önemli bir ihtiyacı karşılayacağı düşünülmektedir.”