10 sivil toplum kuruluşu Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 16 kişi hakkında hazırlanan Gezi iddianamesiyle ilgili basın açıklaması yaptı. Civil Rights Defenders, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Yurttaşlık Derneği ve Uluslararası Af Örgütü tarafından kaleme alınan yazıda, "Türkiye'de sivil topluma yönelik giderek artan baskılara ve sivil toplumun suçlu haline getirilmesine son verilmesi çağrısında bulunuyoruz" denildi.
Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu ve 14 sanık hakkında hazırlanan Gezi iddianamesini sanıkları temsil eden avukatların henüz görmediği, anaakım medyada ise ayrıntıların yer aldığı ifade edilen açıklamada, "Mahkeme, suç oluşturma amacıyla uydurulmuş komplo teorilerine dayanan ve güvenilir hiçbir kanıt içermeyen tüm iddianameleri reddetmeli, 16 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Osman Kavala ile 3 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Yiğit Aksakoğlu derhal serbest bırakılmalıdır" ifadesine yer verildi.
11 insan hakları savunucusunun yargılandığı "Büyükada" davasının yedinci duruşmasının bir sonraki ay görüleceğinin belirtildiği açıklamada, bu davada insan hakları savunucularına yöneltilen suçlamaları destekleyebilecek hiçbir kanıt sunulmadığı ifade edildi.
"Bağımsız sivil toplumu yok etmeye yönelik çabalar"
İnsan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı’nın iki ay önce "Barış Bildirisi"ni imzaladığı için terör propagandası yapma suçundan 2.5 yıl hapis cezasına mahkum edildiğinin hatırlatıldığı, insan hakları savunucusu-avukat Eren Keskin'in ise 100'den fazla davada yargılandığının hatırlatıldığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
"Türkiye’nin de bir parçası olduğu evrensel hukuk, insan haklarına, temel özgürlüklere tam saygıyı sağlamada insan hakları savunucularının, sivil toplumun ve özgür bir medyanın oynadığı önemli role özellikle vurgu yapar. İnsan hakları savunucularının onurunun, fiziksel ve psikolojik bütünlüğünün, özgürlük ve güvenliğinin etkili bir şekilde korunması, insan haklarını savunma hakkının hayata geçirilmesi için de ön koşuldur. Yine evrensel hukuk, insan hakları savunucularının korunmasında esas sorumluluğun devlete ait olduğunu ısrarla belirtir. Devletler, insan hakları savunucularının düşünce ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı ve örgütlenme özgürlüğü olmak üzere tüm haklarını korumakla yükümlüdür. Biz, aşağıda imzası bulunan örgütler, Türkiye’deki bağımsız sivil toplumu yok etmeye yönelik bu çabaların karşısında duruyoruz ve hak savunucularına yönelik planlı yıldırma ve hukuki taciz yöntemlerine derhal son verilmesi çağrısında bulunuyoruz ve yetkililere insan hakları savunucularının korunmasına yönelik uluslararası yükümlülükleri bir kez daha hatırlatmak istiyoruz."