Siyasiler ve hukukçular: AYM makul şüpheye ortak olmamalı
Siyasiler ve hukukçular, demokrasi ve insan haklarını yaralayan ‘makul şüphe’ yasasını 5 aydır gündemine almayan Anayasa Mahkemesi’ne tepki gösterdi.
Yasayı potansiyel tehdit olarak değerlendiren hukukçular, yeni mağduriyetler oluşmaması için Yüksek Mahkeme'nin bir an önce karar alması çağrısında bulundu.
ÇOK GECİKTİ
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu: Anayasa Mahkemesi ‘makul şüphe’ ile ilgili kararında çok gecikti. Kabul edilebilir bir durum değildir. Bir an önce harekete geçmesi gerekir. Biz de önümüze bakalım. Mahkemeden olumlu karar çıkmayacaksa AİHM'e götürelim.
ACİLEN GÖRÜŞÜLMELİ
Türkiye Barolar Birliği eski Başkanı Vedat Ahsen Coşar: Makul şüphe yasası, Anayasa Mahkemesi tarafından bir an önce görüşülmesi gereken ve Türkiye yönünden aciliyeti olan konudur. Çünkü yasa nedeniyle mağdur olan birçok insan var. Yüksek Mahkeme'nin yaşananları göz önüne alarak ve mağduriyetleri engellemek adına ivedi bir karar vermesi gerekiyor.
GÜVEN SARSILIYOR
Avukat Talha Aksoy: AİHM kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanmasıyla ilgili konuları hemen inceliyor ve karar veriyor. Ancak AYM'de böyle bir mekanizma işletilmiyor. Yasanın çıktığı tarihten bu yana insanların özgürlüğünün kısıtlanmasına ve açık usulsüzlükler olmasına rağmen mahkemenin ivedilikle karar almaması insanları kuşkuya yöneltiyor. AYM'nin bu tutumu insanların yüksek yargıya olan güvenini sarsıyor.
DARBE HALİNİ İZLİYOR
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart: AYM, anayasal sistemi ihlal eden ve hükümetin doğrudan sorumluğuna gerektiren kritik konulara temas etmekten kaçınıyor. Hükümeti ve Cumhurbaşkanı'nı karşısına almak istemiyor. Örneğin Cumhurbaşkanı'nın hak ihlali yaptığı sabit olmasına rağmen seçimle ilgili konuyu ele almıyor. AYM hukuki anlamda evrensel normlar anlamında bir yüksek mahkeme niteliğinde değildir. Konjonktüre göre hukuku uygulayan ve siyasete tabi anlamına gelmesine zemin hazırlama çaba içindedir. 15 Ağustos 2014'ten itibaren anayasal darbe hali vardır. Mahkeme darbe halini izlemektedir.
ANKARA’DA HAKİM YOK
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: Bu durum yargının siyasallaştığını ve Türkiye’de yargıya olan güvenin giderek dibe vurduğunun işaretidir. Gecikmiş adalet, adalet değildir. Anayasa'ya aykırı yasa yüzünden insanlar zarar görmektedir. Ancak AYM, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a bakarak 'Acaba alacağımız karara nasıl tepki verirler' diyerek çekingenlik içinde karar almaktadır. Ankara’da hâkimler yoktur. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın seçim meydanlarında siyasete alet ettiği hâkim ve savcılar vardır. Hukuk devleti yok edilmiştir.
EN KISA SÜREDE
Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk: En kısa zamanda kararını vermeli. Çünkü makul şüphe yasası, kişi hak ve özgürlükleri açısından elverişli değildir.
KORKUNÇ BİR ŞEY
İdare Hukukçusu Prof. Dr. Metin Günday: Makul şüphe korkunç bir şey. Hukuk devletinde olamaz. AYM iptal etse bile atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak. Uygulama sürdüğü için pek çok insan mağdur ve mahkûm oluyor. Öne alınıp görüşülmesi gerekiyor. Şimdiye kadar neden gündemine almadığını merak ediyorum.
MİSYONUNU İFA ETMELİ
Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap: Bağımsız olması gereken yargı tek bir kişiye bağlandı. Demokrasinin olmazsa olmazı olan "Denge-Denetleme Sistemi" yerle bir edilmiştir. Hırsızı yakalayan içeride hırsızlar dışarıda gezmektedir. Çoğunluğun azınlığa zulmetmesinin önündeki en büyük engel Anayasa Mahkemeleridir. Fakat AYM bu misyonu ifa edememektedir.
SONUN BAŞLANGICI OLUR
CHP Milletvekili Bülent Tezcan: Makul şüphe, demokratik yapıyı tehdit ediyor. Özellikle iktidar bunu kullanarak seçim güvenilirliğini tehdit altına alıyor. AYM’den bir an önce yürütmeyi durdurma ve iptal kararı bekliyoruz. Aksi halde tüm Türkiye güven içinde yaşayamayacağımız bir ülke haline gelecek. Gittiğimiz nokta sonun başlangıcı.
HUKUK ESİR ALINDI
MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk: Cumhurbaşkanı çıkıyor sokak sokak geziyor, seçim çalışması yapıyor. Her gün Anayasa'yı çiğniyor. Savcılar hukuk tarafından esir alınıyor. Cumhuriyet savcıları tutuklanıyor. Bu ortamda koskoca AYM de hukuksuzluk karşısında boyun eğiyor. Çok mu yani? Sonuçta hukuksuzluk aldı başını gidiyor.
KEYFİ UYGALAMALAR
SP Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak: Makul şüphe denilen şey, güce dayalı keyfi uygulamalardır. Hukukla bağdaşır bir yanı yok. Konunun önemi nedeniyle AYM bir an önce karar vermeli.
MAHKEME OLMAKTAN ÇIKTI
CHP Milletvekili Mahmut Tanal: Makul şüphe ile ilgili karar veremeyen AYM, artık mahkeme olmaktan çıktı. AKP’nin yargısı haline geldi. Doğru ve insan haklarına uygun karar verir dediğimiz bir umudumuz orası vardı. Birçok kez toplumun yüzünü güldürecek kararlar alıyordu. Ama şu aşamada iktidara bağımlı ‘paralel yargı’ kuruldu. İktidarın istediği kararlar alınmaya başlandı. Türkiye’de hukuk konuşmak artık mümkün değil. Her şeyde, her yerde hukuksuzluk var.
DERHAL KARAR VERMELİ
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz: Makul şüphe kararı acil bir durum. İnsanları ilgilendiren bir mesele. Bunun için derhal karar verilmeli.
HUKUK ARTIK HUKUK DEĞİL
MHP Grupbaşkanvekili Yusuf Halaçoğlu: Makul şüphe zaten hukukta yer almaz. Kime göre makul, diye sormak lazım. AYM, adaletsizliklerin devam ettiğini düşünerek bir karar vermelidir. Her gün birileri tutuklanıyor, birileri mağdur ediliyor. Makul şüphe komedisini sonuçlandırması gerekir. Ama artık hukuk hukuk olmaktan çıktı. Sonrasında onların da hukuk içinde yer alıp almadıkları görülecek.
DELİLSİZ BİR HUKUK OLUŞTURULDU
Prof. Dr. Sedat Laçiner: Makul şüphe yasasını gündemine almayan AYM şüpheli durumuna düşer. AYM başvuruları tarihe göre değil, önemine göre değerlendirmelidir. Şu an hukukun namusuna dokunan bir uygulama yapılıyor. Hukukun en temel, en bozulmayacak erkleri bozuluyor. Delilsiz bir hukuk oluşturuldu. Kim kimden hoşlanmıyorsa ona makul şüpheli yaftası takıyor. AYM, konuyu değerlendirmemekle haksızlığa hukuksuzluğa ortak oluyor.
AYM ÖZGÜR DEĞİL
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik: Yıllar önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Ya taraf olacaksın, ya bertaraf olacaksın’ demişti. AYM, AKP’ye hizmetle mükellef hale geldi. Yüksek mahkemenin bu yüzden kaygı ve korkuları var. Bu yüzden AYM özerk ve özgür değil. Kendi başına bu kararı veremiyor. Yargı ve hukuk iflas etti. Bu durumda olan bir mahkemeden adalet, barış ve özgürlük çıkmaz. Bu başıboşluğa ve keyfiliğe son vermek gerekir. Yoksa şu an acısını yaşadığımız bugünleri mumla ararız.