Sözcü yazarı Emin Çölaşan TSK'da 7 generalin istifa etmesi sonrası Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı sert sözlerle eleştirdi. İşte o yazının ilgili bölümü:
SİZİN ORALARDA NE OLUYOR HULUSİ BEY?
Sevgili okurlarım, gözlerinizi şöyle bir kapayıp birkaç yıl öncesine dönün.
Aklınıza ilginç olaylar gelecek.
Örneğin bizim bir “Genelkurmay Başkanlığımız” vardı.
Son söz hükümette olmak üzere Türk Ordusu'nun yönetimi oradaydı.
Siciller orada tutulur, atamalar ve terfiler orada yapılıp hükümetin onayına
sunulurdu. Birkaç istisna dışında hiçbir şey geri çevrilmezdi.
Terörle mücadele Genelkurmay tarafından yapılır, yabancı ülkelere
düzenlenecek harekât emirleri oradan verilirdi.
Onlar askerdi. Kendi işlerini en iyi bilen onlardı.
* * *
Gel zaman git zaman Genelkurmay'ın başına bugünkü Hulusi Bey getirildi.
Lise çağlarından beri keskin bir sağ görüşlü…
15 Temmuz gecesi makamında rehin alınıp Akıncı Üssü'ne götürülen Hulusi
Bey o olayda büyük yara aldı, yıprandı, saygınlığını büyük ölçüde yitirdi.
Ancak iş bu kadarla kalsa yine iyiydi.
AKP hükümeti, Hulusi Bey ve Genelkurmay'ın pek çok yetkisini göz göre
göre ellerinden aldı.
Peki kime verildi o yetkiler?
Milli Savunma Bakanlığı'na!.. Yani siyasal iktidara.
Hemen birkaç örnek vereyim… TSK'nın can damarlarından birini oluşturan
GATA kapatıldı, özellikle hekim kadroları tasfiye edildi.
Harp okulları dahil bütün askeri okullar kapatıldı.
Jandarma ve Sahil Güvenlik İçişleri Bakanlığı'na,
Kuvvet komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı'na bağlandı.
Genelkurmay'ın neredeyse bütün yetkileri budandı.
* * *
Sonra sıra geldi general ve amiralliğe kimlerin atanacağı konusuna…
Daha da önemlisi, hangi general ve amirallerin terfi edeceğine, kimlerin
çeşitli gerekçelerle tasfiye edileceğine!..
Birkaç gün önce yedi general ve amiral istifa etmiş.
Bu haberi dün Milli Savunma Bakanlığı açıkladı.
Acaba niçin!..
Peki nerede bizim Genelkurmay?
Oradan tık yok!
Hulusi Bey nerede?
Ondan da ses yok!
* * *
Bu olanların anlamı açıktır:
Türk Ordusu'nu (bütün ayrıntılarıyla ve A'dan Z'ye) artık Genelkurmay
Başkanlığı değil, iktidar partisi yönetmektedir.
Çok üzülerek söylüyorum:
15 Temmuz 2016 gecesi makamında rehin alınan Hulusi Bey, şu anda
adeta sessiz bir heykele (!) dönüşmüş durumdadır, kuzuların sessizliğini
oynamaktadır.
Adı ve unvanı Genelkurmay Başkanı'dır ama gerçekte ipleri siyasi iktidarın
ellerindedir. Bütün yetkilerini devretmiştir.
Tahmin ediyorum ki darbe gecesinin ezikliğini halen yaşamaktadır.
Önemli kararlar “Yukarılarda” alınmakta, kendisine uygulama için tebligat
yapılmaktadır.
Kendi generallerinin ve kadrolarının atama ve terfi işlemlerinde bile sözü
geçmemektedir.
Sadece son birkaç gün içerisinde yedi general ve amiralin istifa edip
gitmesi, bunun Milli Savunma Bakanlığı tarafından kamuoyuna
duyurulmuş olması, bu gerçeğin somut göstergesidir.
Üstelik bunca tasfiyeden sonra!..
* * *
Asker olsaydım, Hulusi Bey gibi bir Genelkurmay Başkanı olmayı içime
sindiremezdim.
“Geleceğim yere gelmişim, kendimi daha fazla ezdirmem” der ve nice silah
arkadaşlarım gibi ben de istifayı basıp giderdim.