İşte gazetecilerin savunmaları...

"Yapmış olduğum haberler Anayasa'nın güvence altına altına aldığı ifade özgürlüğü kapsamında haberlerdir.

Savcı Fuat Avni haberi yaptığım için terör örgütü üyesi olduğuma kanaat getirmiş.

İktidarın her dediğini yazmak gazetecilik değil halkla ilişkiler çalışmasıdır.

AİHM aleniyet kazanan bilginin yayını yasaklanmaz diyor. Biz de 2.5 milyon takipçisi olan Fuat Avni'nin haberini yaptık.

Biz yaptığımız haberlerde cebir ve şiddet çağrısı yapmadık, terör çağrısı yapmadık.

Cumhurbaşkanı “cesaretin varsa çık ortaya Fuat Avni” demişti... Bana yönelik suçlamalar arasında bu haber de var.

Bank Asya'ya 2300 TL yatırmışım. Ben yatırdığımda banka TMSF yönetimindeydi. Örgüt üyeliği ile suçlanıyorum.

Bankaya para yatırma diye suç var mı? Ben 2300 TL yatırdım diye ya da haber yaptım diye 9 aydır tutukluyum.

Ben Zaman gazetesinde yazı yazmadım. Yarına Bakış gazetesinde yazı yazmadım. Ama bunlarla suçlanıyorum.

Savcı deliller dosyada diyor ama bana verilmedi. Bu kurumlarda çalışmadığımı nasıl anlatayım. Sanıyorum copy paste yapılmış."

29 sanıklı davada gazeteci Ünal Tanık savunmasına gazetecilik kariyeriyle ilgili bilgi vererek başladı.

"rotahaber'i sadece bağımsız ve bağlantısız olacağı inancıyla kurdum. Arkasında hiç bir kurum ya da siyasi bir olgu yoktu.

30 yıllık meslek hayatım boyunca edindiğim her şeyi satıp rotahaberi bağımsız ve bağlantısız tutmak için harcadım.

Beni Kürt, Alevi, Yahudi, Ermeni şu süreçte de F..öcü yaptılar. Hangi dönem kim ötekileştirildiyse o yana yamadılar.

Kütüphanemde 5 bini aşkın kitap var üç beş kitapla beni bir yere yamamak ne kadar doğru!

Bu ülkede gazeteciliğin suç olmadığını biliyor ve inanıyorum.  

Savcının iddiasıyla terör örgütü üyesi olarak karşınızdayım. Hangi terör örgütü üyesi tüm mal varlığını satıp haber sitesi kurar.

15 Temmuz'un ilk saatlerinde köprü üzerindeki tankların ne olduğunu anlamaya çalışırken tedbirli haberler yaptık

Sonra Cumhurbaşkanı çıkıp halkı sokağa çağırınca "sivil iktidarın yanında durmak gerekir" diye tweetler attım.

AİHM'in 1976 Handyside kararını hatırlatmak isterim: İfade özgürlüğü, sadece hoşa giden ya da insanları incitmeyen veya önemsenmeyen 'bilgi’ ve düşünceler için değil, aynı zamanda devleti veya toplumun herhangi bir kesimini inciten, şoke eden veya rahatsız eden bilgi ve düşünceler için de geçerlidir."

29 sanıklı gazetecilerin yargılandığı davanın dördüncü gününde sanık savunmaları tamamlandı ve duruşmaya ara verildi.

Gazeteci ve yazarların yargılandığı davanın dördüncü gününde sanık savunmalarından sonra kamu tanıkları dinlenmeye başlandı.