Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Sekreteri Hanım Koçyiğit, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının 1. yarıyıl değerlendirmesinde bulundu. Son günlerde yaşanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle eğitim alamayan öğrencilerin sayısını açıklayan Koçyiğit, "Cizre'de 104 okulda öğrenim gören 41 bin 127 öğrenci, Silopi'de ise 68 okulda öğrenim göre 39 bin 128 öğrenci olmak üzere toplam 80 bin 255 öğrenci ve 2 bin 991 öğretmen bu süreçten olumsuz etkilendi." dedi.
Eğitim-Sen Genel Sekreteri Hanım Koçyiğit, genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında, Milli Eğitim Bakanlığı'nda yaşanan eğitim sorunlarının her yıl arttığına dikkat çekti. Koçyiğit devamında, "Eğitim hakkını konuşurken şimdi yaşam hakkını konuşmak zorunda kaldık. Bölgede incelemeler yapıldı. Yaşanan sokağa çıkma nedeniyle on binlerce öğrencinin eğitim-öğretim hakkı gasp edilmiş, çocuklar ve sivil halk hedef haline gelerek ölmüştür. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 6. Maddesi her çocuğun yaşama hakkına sahip olduğunu belirtmesine rağmen, eğitim öğretimin birinci yarıyılı çocuk ölümlerinin en yoğun yaşandığı dönem olarak tarihe geçmiştir." ifadelerini kullandı.
2015-2016 eğitim öğretim yılının birinci yarısı, sokağa çıkma yasağının olduğu ilçelerde fiilen kayıp bir dönemin yaşanmasına neden olduğunu vurgulayan Koçyiğit, "Sokağa çıkma yasakları döneminde Cizre'de 104 okulda öğrenim göre 41 bin 127 öğrenci, Silopi'de ise 68 okulda öğrenim göre 39 bin 128 öğrenci olmak üzere toplam 80 bin 255 öğrenci ve 2 bin 991 öğretmen bu süreçten olumsuz etkilendi. MEB her ne kadar telafi eğitimi yapılacak iddiasında bulunulsa da, öğrenci ve öğretmenlerin bu süreçte yaşadıkları travma ve endişelerin telafi edilmesinin hiç de kolay olmadığını düşünüyoruz." diye açıkladı.
EĞİTİM TİCARİLEŞTİRİLDİ VE ÖZELLEŞTİRİLDİ"
Eğitim-Sen Genel Sekreteri Hanım Koçyiğit açıklamasında, siyasi iktidarın eğitim sistemini kendi siyasal- ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirme uygulamalarına hız kesmeden devam ettiğini dile getirdi. Eğitimin ticarileşmesine işaret eden Koçyiğit, şunları söyledi: "Eğitimin ticarileşmesi ve özelleştirilmesi denildiğinde akla gelen, devlete ait eğitim kurumlarında çeşitli adlar altında para toplanması, özel öğretim kurumlarının kamu kaynakları ile desteklemesi, eğitim harcamalarının belirgin bir şekilde artması gibi farklı uygulamalar geçtiğimiz eğitim öğretim yılında artarak sürmüştür. İktidarın devlet okullarına par aktarması gerekirken devlet okullarının niteliğini arttırması gerekirken temel liseleşe kaynak aktardı ve teşvik etti. Geçtiğimiz yıllar içinde devlet okullarının sayısı belirgin bir şekilde azalırken her fırsatta kamu kaynakları ile desteklenen, çeşitli muafiyet ve istisnalar ile açılması teşvik edilen özel ilkokul ve ortaokul sayılarındaki artış artarak devam etmektedir. Velilerin çocuklarını özel okullara yöneltmesinde kamu eğitim kurumlarının 4+4+4 nedeniyle yaşadığı tahribat belirleyici olmuştur."
TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ OKULLARI PROJE OKULLARI SEÇİLDİ
Koçyiğit, MEB'in yüksek puanlı ve başarı oranı yüksek olan bazı okullar atama sisteminin dışına çıkararak, bakanlığa kendi seçtiği okulları proje okulları ilan etme yetkisi verdiğini iddia ederek, "Bakanlık önce büyük bölümü meslek ve imam hatip lisesi olan yaklaşık 170 okulu seçmiş, ancak bu listenin iptal edilmesi üzerine yenisini hazırlamış ve yeni liste ile Türkiye'nin en önemli Anadolu ve Fen liselerinin proje olarak belirlenmiştir." dedi.
CİHAN