Kadir Gürcan | ABD
Son Çivi!
Amerikan Siyaseti'nin kurucu partisi Cumhuriyetçi kanat, Biden yenilgisi sonrası hasar tesbit ile uğraşıyor. GOP (Grand Old Party), ismi kadar eski ve köhne. Katı, beyaz-ırkçı kesimin bütün ağır tonlarını içinde barındıran parti, Trump ile birlikte marjinalliğe saplandı. Takım yarı devrede sahaya gömüldü. Devlet kademelerinin yüzde altmışı muhafazakar ve cumhuriyetçi olarak tanımlanıyor ve bu kesim maddi olarak çok zengin. Partiyi bağışları ile ayakta tutan zenginlerden bazıları, yardımlarının devamını Trump'tan kurtulmaya bağladılar. Parti, tarihinin en kötü tecrübesini sırtından atmak için büyük gayret sarf ediyor. Modern tabir ile GOP tam bir kimlik bunalımı (identity crisis) yaşıyor.
2020 seçimleri ile Trump'ın oyun dışı kalmasında değişik faktörlerden bahsediliyor. Bunlardan en önemlisi, kendilerini Lincoln Project olarak isimlendiren, duayen Cumhuriyetçiler. Yani eski başkanı iki kez Yüce Divan uçurumundan alan Trump'ın kendi partisi içinde oluşmuş liberal bir hareket. Lincoln Projesini gündeme taşıyanlar, Cumhuriyetçi Parti'nin orta yaş teorisyenleri. Siyasi düşünce açısından güçlüler ve söyledikleri ciddiye alınıyor. Trump dönemi boyunca parti içi muhalefetin nasıl yapılacağına dair iyi bir performans ortaya koydular. Türk Siyasi hayatında benzerini bulamayacağınız için, “İşte şuna benziyor!” diyerek parti içi muhalefet konusunu örneklendirme şansımız yok. Bizde anamuhalefet de dahil bir yere yaslanmadan tay tay durabilecek siyasi bir irade hiç olmadı! İçinden çürümüş ve pörsümüş, acizler takımı!
Projenin önde gelenleri arasında, Trump Kabinesinin vitrin mankeni Kellyanne Conwey'in eşi, George Conway de var. Conwayler ilginç bir aile. Cumhuriyetçi dış çerçeve içinde demokratik bir aile işleyişi kurmak ancak bu kadar mümkün. Düşünsenize, her gün başkan aleyhinde sosyal medya mesajları paylaşan George, eşi Kellyanne'nın günlük Beyaz Saray mesaisine müdahale etmiyor. Profesyonellik olur da bu kadar da mı olur ya hu!
Nasıl oluyor? Yukarıdaki detayı bir kez daha hatırlatayım; ABD kurumları, en az bizdekiler kadar muhafazakar Cumhuriyetçi eğilime bağlı. Milliyetçilik ve Muhafazakarlığı Made in Turkey icadı zannetmeyin sakın! Baba Conway, Trump'tan nefret ediyor. Anne Kellyanne, dört yıl boyunca Başkan Trump'a sonuna kadar bağlılıkta kusur etmeyen, sadık bir danışman. Beyaz Saray'da Trump'tan sonra en çok yalan söyleyenlerden biri! Evin onaltı yaşındaki, uçarı kızı Claudia, ailenin iç problemlerini sosyal medya profilinden bütün dünya ile paylaşıyor. Özellikle annesi ile arası limoni. Hırçın Claudia, babasına daha yakın.
Lincoln Hareketi, seçimler öncesinde kısa, sessiz ve çok izlenen bir video yayınladı.(1) Eski Başkan Trump'ın gerçekleştiremediği Meksika sınırına “Duvar Projesi”nin Amerikan Halkı'na maliyetini anlatıyor. Kötü Başkan Trump'ın Covid-19 konusundaki ihmali, videonun yapıldığı gün itibariyle, 175 bin cana mal olmuş. Normal bir tabut ebadı hesabına göre bu, 182 mil (292.901 km) tutarında bir mesafe ve ikibin altıyüz yetmiş üç (2,673) adet futbol sahasına tekabül ediyor. 175 bin tabut uç uca eklenince ortaya çıkan trajedi bu! Kısa video, Trump'ın “Benden daha iyi kimse duvar yapamaz!” sözlerine yer verirken, söz konusu Duvar'ı bu tabutlar ile resmetmiş ve kapanış cümlesi ilginç; “Trump, Duvar'ı 175 bin Amerikalı'nın hayatına mal etti!”. Kilometrelerce uzayıp giden, tabutlarla örülmüş bir duvar görüntüsü insanın tüylerini ürpertiyor.
Son aylarda yapılan bir araştırmada, eğer Eski Başkan Trump ille de “Duvar!” diye tutturmayıp, Covid-19 için zamanında önlem almaya yanaşsa imiş, ölüm oranı yüzde kırk oranında düşürülebilirmiş. Yani hastalığa yakalanan yüz kişiden kırkı şu an hala hayatta olacaklardı.
Geçtiğimiz hafta Türk insanını kedere boğan 13 masum sivilin ölümü sonrasında, sorumlu adreslerin aymazlığını görmezden gelip, herkesi seçim yatırımlarının bir parçası haline getirme işgüzarlıkları yabancı olmadığımız reflekslerden. On üç can üzerinden, vicdan testi yapacak kadar ucuz çığırtkanların hiçbir söylediklerine inanmıyoruz! Saray kontrolündeki spekülasyonların tetikçileri, tek sıra halinde mevzilenmiş batarya savunması yapıyorlar. Yaygara koparıp, toz kaldırdıktan sonra kenara çekilip ay sonu maaş bordrolarındaki ikramiyenin hesabını yapacaklar. Ulaşamadıkları suskun kesimin biriken öfkesinden endişe ettiklerini düşünüyorum! Bu yüzden herkes bir şey söylesin ve koroya dahil olsun istiyorlar. ABD'den gelen “Eğer doğruysa, geçmiş olsun!” taziyesine bile nasıl höykürdüklerini görüyorsunuz! Taziyeyi de beğenmediler! Gözden kaçırmak istedikleri bir şey var da, ABD onu mu ima etti dersiniz?
Sorumluları yerin dibine batırma konusunda tercih sizin; ister Saray'dan başlayın, ister kendini beğenmiş İçişleri Bakanından. Vaktiniz olursa, ezik savunma bakanı ile de ilgilenin diyeceğim ama, değip değmeyeceğinde şüpheliyim. Yok yere Suriye ve Libya'da cepheye saldıkları delikanlıları telef ettikleri yetmiyormuş gibi, hayatlarını koruyamadıkları sivil vatandaşların tabutları üzerinden Türk Seçmeni'ni cezalandırıyorlar. Güya “Bize oy vermezseniz, olacağı bu!” demeye getirecekler!
Biz, takma bıyıklı İçişleri Bakanı'ndan başlayalım. Hazret'in Bakanlığı süresince, terör ile mücadele adı altında yaptığı konuşmaların bir tanesi gerçek olsaydı, şu an bölgede coğrafi bir değişikliğe şahid olacaktık. Daha geçen hafta, “Teröristleri şu kadar parçaya ayırdık!” diyerek meclis kürsüsünde şov yapan kendisiydi. Bu tür ucuz taşeron işler ile prim yapacağına, on üç masum için, neye mal olursa olsun işe yarar bir pazarlık stratejisi geliştirmiş olsaydı, rehinelerin sağ döneceğine umut yatıran ailelere tabut gönderilmemiş olurdu. İçişleri Bakanlığı, siyasi bir partiyi kapatmak için malzeme toplamak ya da gıcık olduğu muhalif partilerin belediye başkanlarına hayatı dar etmekten çok daha geniş yetki ve sorumluluk alanlarını kapsıyor olmalı. Made in Turkey İçişleri Bakanlığı, bıyıkları kadar iğreti duran, zavallı birinin çapsızlığına mahkum olmuş durumda.
Devlet idare merkezi olmaktan çok İl Parti Teşkilatı ideolojisi ile çalışan Saray'ın, onüç cana mal olan trajedi konusunda şaibelerin hedefinde olması gayet normal. Kulislerdeki seçim söylentileri en fazla Saray'ı rahatsız ediyor. Son bir kaç aydır, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki vatandaşların oylarına ortak olan muhalefet partisi üzerinde yoğunlaşan sindirme çabaları, partiyi bütünüyle kapatma aşamasına sürüklendi. Saray, bir sonraki seçimde kazanmanın “tabut” açısından neye mal olacağını göze almış gibi davranıyor! 15 Temmuz'da yüzlerce masumun tabutu ile döşedikleri iktidar yolunu aynı malzeme ile sürdürmekte kararlı gibiler!
Lincoln Projesi, 2020 seçimlerine yaklaşırken Başkan Trump'ı siyasi mevta haline getirme konusunda başarılı oldu. Proje, tabutun son çivisini çakmayı vadetmedi ama, Amerikan Halkı'na 2020 seçimlerindeki tercihi konusunda ikna edici ipuçları sundu. Bir dakikalık video milyonlarca seçmenin zihinlerini meşgul edecek kadar tesirliydi. Lincoln Hareketi, geçtiğimiz günlerde bazı iç meselelerden dolayı dağılma noktasına geldi. Ne önemi var? Bir yıl içinde Trump'ı musallaya yatırdıktan sonra zaten beklenenden fazlasını yaptı! Bir mermi ve bir ceset! Gayet ekonomik!
Türkiye'de o kadar matematikçi, mühendis ve mimar yetiştiren fakültelerimiz var. Neden birileri oturup, başta Saray'ın, daha sonra da oldu-bittiye getirilen İstanbul Kanal Projesinin kaç can ve tabuta mal olduğunu hesaplamaz ki? Kim bilir belki de seçmen, muhalefet partisi aramaktan daha çok, elindeki son çiviyi mıhlayacak bir yer arıyordur! Bu kadarcık bir yardımı vatandaşa çok görmeyin!