Belediye Eşbaşkan Yardımcısı Halef Keklik, Ağrı'da kış mevsiminin çok yağışlı geçmesine rağmen halkın mağdur olmaması için gece gündüz demeden çalıştıklarını söyledi. Keklik, ilk kar sonrası bir takım sıkıntılar yaşadıklarını ama sonrasında daha düzenli bir çalışmayla karla mücadelede önemli mesafe aldıklarını belirtti. Keklik, yaşanan çatışma sürecine de işaret ederek, "Tüm sorunlar demokratik mücadele ve diyalogla çözülmeli. Beklentimiz bu yönde gelişmekte ve umudumuz bu yönde tazeliğini korumaktadır." dedi.
Ağrı Belediyesi Eşbaşkan Yardımcısı Halef Keklik, belediyenin karla mücadele çalışması, 2016 yılında yapılacak çalışmalar, 2015 yılında tamamlanan projeler, DBP'li il genel meclisi hakkında ortaya atılanlar, 'Barış süreci' gibi konularda önemli açıklamalarda bulundu. Keklik, "Son 20 yılın en yoğun kar yağışının yaşandığı bir yıl yaşıyoruz. Yurttaşlarımızın sitemlerinde haklılık payları olan eleştiriler de yok değil ama unutulmamalıdır ki Ağrı artık eski Ağrı değil. Yani Ağrı sadece TOKİ (Fırat Mahallesi) bile neredeyse bir ilçe kadar büyüktür. Bunlara ilaveten tüm okul ve hastane bahçelerinin temizlenmesini de eklerseniz geçmiş yıllara oranla yaklaşık 2 kat fazla bir alanda çalışma yapıyoruz. Yine buna paralel olarak karda halkımızın mağdur olmaması için araç kiralama yoluna da gittik. Şimdi 1 aylığına kiraladığımız 3 JSB 2 kepçe ve 3 lastikli kamyonla alan çalışmalarımızı daha süratli bir halde gerçekleştirebileceğiz. Gece çalışmalarımız da var, 'gece çalışmıyorlar' yönündeki eleştiri yersizdir ama diğer iki eleştiride haklılık payı var tabi ve biz de gereğini yaptık." dedi.
"ARAÇLARIN DÜZENSİZ PARK EDİLMESİ ÇALIŞMALARIMIZI ZORLAŞTIRIYOR"
Yurttaşların araçlarını düzensiz park etmesinden kaynaklı cadde ve sokalarda kar temizleme çalışmasında zorlandıklarını ve çok zaman kaybettiklerini kaydeden Keklik, "Karla mücadele çalışmalarımızı yaptığımız zaman çoğu cadde ve sokaklarda yurttaşlarımız araçlarını park etmiş halde olduğu için çalışmalarımız aksıyor ya da fazla zaman alıyor. Bunun önüne geçebilmek için de belediyemizin mahalle, cadde ve sokaklarda olan ses sistemini yeniden düzenleyeceğiz. Çünkü ses sisteminin çoğu bozulmuş durumdadır. Halkımızın da bu konuda belediyemize yardımcı olmasını bekliyoruz. Araçların düzensiz park edilmemesi konusunda herkes ortaklaşa ve bir düzen içerisinde olsa karla mücadele çalışmamız kesinlikle aksamaz." ifadelerini kullandı.
"2016'DA YENİ PROJELERLE HALKIMIZA HİZMET ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Ağrı halkına hizmet ettiklerini ve 2015 yılında yaptıkları çalışmalarla 2015 yılının hedeflerini tamamladıklarının altını çizen Keklik, "Biz bugüne kadar halkımıza en iyi hizmeti sunmaya çalıştık, çalışmaya da devam edeceğiz. Belediye seçimlerinden önce verdiğimiz sözleri tek tek tamamlamaktayız. Zaten halkımız da bunu görebilmektedir. Yine 2015 hedeflerimizi tamamladık. En önemlisi mahallelerimizin hayat bulduğu Barış ve Küpkıran köprülerini bitirdik. Tabi eksiklerim var. Her geçen gün eksiklerimizi görüp telafisi yolunda uğraş veriyoruz. 2016'da bahaneler ardına sığınmadan sunacağımız hizmetin zeminini oluşturuyor, eksiklerimizi gideriyoruz. Yani 2016 yılında halkımıza rutin hizmetleri sunarken aynı zamanda da yeni projelerle halkımızın karşısına çıkacağız. 2016 yılında yapacağımız çalışmaların yol haritasını çizdik." dedi.
"MAHALLE İSİMLERİN DEĞİŞTİRİLMESİ GÜNDEMİMİZDE"
Ağrı halkının kültür ve tarihini yansıtacak çalışmaları yaptıklarını ve bu durumun Ağrı halkını memnun ettiğini belirten Keklik, daha önce belediye meclis kararı ile değiştirilen fakat valilik tarafından onaylanmayan mahalle isimlerini değiştirme konusunun da gündemlerinde olduğunu belirttik. Keklik, "Daha önce Belediye Meclisi kararıyla değiştirmemize rağmen valilik tarafından veto edilen mahalle isimlerinin değiştirilmesi meselesini yeniden gündemimize taşıyacağız. Bu mesele şu an beklemede olsa da gündemimizde var. Erzurum Caddesi'nin adının Yaşar Kemal Caddesi olarak değiştiğini zaten ilan etmiştik, onda bir sıkıntı yok. Tahir Elçi Meydanı ismi de bizim inisiyatifimizde olduğu için bundan böyle Eski Van Caddesi'nde trafiğe kapattığımız alan bu isimle anılacak. Yani bir halk yaşadığı bir yerin kültürünü taşıyan, tarihini ve dilini yaşatması gerekmektedir. Bu da bu tür çalışmalarla olacaktır." şeklinde konuştu.
"KURUMLAR ELBİRLİĞİ İLE AĞRI HALKINA HİZMET ETMELİLER"
Ağrı'da bulunan tüm kurumların Ağrı halkı için çalışması gerektiğini belirten Keklik, ama Ağrı halkına hizmet etmek için var olan kurumların bunun sorumluluğunu yerine getirmediklerini savundu. Belediye seçimlerinin DBP yönetiminin kazanması ile Ağrı'daki kurumların ayrım yapmaması gerektiğine dikkat çeken Keklik, "Biz seçimleri kazandığımızda diğer kurumlar Ağrı halkına hizmet etmemeye başladılar. Ama bu kurumlar şunu unutmamalılar, varlık sebepleri Ağrı halkına hizmet etmektir. Doğrudur, belediyeyi DBP kazandı. Ama bu halka hizmet yapmama ya da diğer kurumların belediye ile aralarına mesafe koymaları anlamına gelmemektedir. Mesela Karayollarının hantal yapısı sebebiyle şehrin giriş ve çıkışlarında refüjlerinde sıkıntılar yaşanıyor. Bu hantallığı bir an önce bırakmaları ve Belediye ile ortaklaşarak Ağrı halkına hizmet etmesi gerekmektedir. Hepimiz Ağrı'ya hizmet etmek zorundayız. Demokratik temayüller gereği birbirimize yardımcı olup halkımıza hizmet etmemiz gerekmektedir. Diğer kurumlar, 'Biz çalışsak belediye DBP'de olduğu için onların işin yarar' bunu böyle düşünmemeliler. Sonuçta yapılan hizmet Ağrı'ya ve Ağrılıya yapılan hizmetlerdir. Artık böyle düşünmek zorundayız." ifadelerini kullandı.
"KENT ORMAN PROJESİ'NDE ÜSTÜMÜZE DÜŞENİ YAPTIK"
Ağrı'da yeni yapılan ve belediyenin de maddi olarak destek sunduğu Kent Orman Projesi'nin sadece belirli bir kuruma mal edilmemesi gerektiğini belirten Keklik, "Biz Kent Ormanı Projesi'nde üstümüze düşen her şeyi yaptık. Kurumlardan da bize aynı hassasiyeti bekliyoruz. Orada altyapıdan tütün imar çalışmasına kadar biz üstümüze düşeni yaptık. Ama bugün görebiliyoruz, basında bu çalışma sadece bir kuruma mal ediliyor. Bu durum doğru değil. Bu da bizi rahatsız etmektedir." diye ifade etti.
"DBP İL GENEL MECLİSİ ÇAĞRI MERKEZİNE KARŞIDIR SÖYLEMİ KESİNLİKLE YALANDIR"
Son günlerde bazı siyasi partiler tarafından DBP il genel meclisinin hedef haline getirilmeye çalışıldığını belirten Keklik, şöyle dedi: "Son günlerde DBP il genel meclisi hedef haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bunu hepimiz görebilmekteyiz. Çağrı merkezi yapımı için 'DBP'li il genel meclis üyeleri hizmeti engelliyor' söylemi asılsızdır. Bunları söyleyen resmen partimizin il genel meclisine iftira atmaktadırlar. Kaldı ki daha kısa bir süre önce İl Özel İdaresi'ne alınan bir mühendis HDP mitingine boynunda poşu ile katıldığı için işten çıkarılmıştır. İŞKUR tarafından bize verilen 100 personelin neredeyse yüzde 60'ının vasıfsız olmasına rağmen onları çalıştırmaya devam ediyoruz. Kimsenin ekmeğiyle oynamak derdinde değiliz. Çağrı merkezinin hayata geçmesi durumunda, bundan Ağrı'nın gençleri faydalanacaktır. Buna nasıl karşı çıkabiliriz ki. Şu an taşerondan çalışan personelimizin yaklaşık 150 tanesi eski Belediye Başkanı Hasan Aslan döneminde işe alınanlardır. Biz böyle bir ayrım yapmadık, yapmayacağız. Ama İl Özel İdare'de ya da AKP'li belediyelerde bizim partili ya da bizim yönetimlerin daha önce aldığı hiç kimseyi bırakmadılar. Hepsini işten çıkarttılar. AKP Patnos'ta belediyeyi aldığında ne yaptığına hepimiz şahit olduk."
"BALDIRAN ZEHRİNİ İÇERİZ DİYENLER NE OLDU DA BARIŞ SÜRECİNİ SONLANDIRDILAR"
Konuşmasının sonunda şu an devam eden çatışmalar ve barış ortamının nasıl bittiğini de değerlendiren Keklik, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı 7 Haziran'da iktidarını sürdürseydi bu süreç yaşanmayacaktı. Yani AKP, baktı Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olmuyor. Hemen barış sürecini bozdu. 2013 Nevruz'unda 30 yıl sonra ölümlerin ve acıların son bulacağı, özlem duyduğumuz barışın egemen olacağı sevincini hep beraber yaşadık. 7 Haziran seçimlerinde AKP, iktidar uğruna süreçten vazgeçti, fatura 'Barış süreci'ne kesildi. Oysa dönemin Başbakanı mevcut Cumhurbaşkanı, "Hiçbir güç, hiçbir şey bizi bu süreçten alıkoyamayacak, kefenimizi giydik, gerekirse baldıran zehrini içeriz ama vazgeçmeyiz." diyordu.
Peki ne oldu da bir anda çatışma sürecine geri dönüldü. Binlerce insanın ölümüne sebep olundu. Eğer çatışma ile sonuca gidilebilseydi ta 90'larda Tansu Çiller, Mehmet Ağar bu işi çözerlerdi. Bu sebeple derhal Dolmabahçe'de kurulan ve yine orada devrilen müzakere masasına geri dönülmelidir. Artık kimsenin burnunun kanamasını istemiyoruz. Bu coğrafya kana doydu. Tüm sorunlar demokratik mücadele ve diyalogla çözülmeli. Beklentimiz bu yönde gelişmekte ve umudumuz bu yönde tazeliğini korumaktadır." CİHAN