Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun kabulünün 8'inci yılı sebebiyle "İnternet Çağında Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması" konulu sempozyum düzenlendi.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapacağı duyurulan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, kayınpederi Derviş Tarakçı'nın vefatı sebebiyle sempozyuma katılamadı.
Açılışta mesajı okunan Arslan, 23 Eylül 2012'den bugüne mahkemeye toplam yaklaşık 285 bin kişinin müracaat ettiğini ve 243 bin dosyanın sonuçlandırıldığını kaydetti. Arslan, Yüksek Mahkeme'nin önünde 42 bin civarında dosya bulunduğunu, incelenen başvurularda 10 binden fazla ihlal kararı verildiğini aktardı.
"TWİTOKRASİ GİBİ KAVRAMLAR İCAT EDİLDİ"
Temel hak ve hürriyetlerin internet çağında çok daha önemli hale geldiğine işaret eden Arslan, bireysel ve toplumsal hayatta radikal değişikliklere yol açan internetin, temel hak ve özgürlükler bakımından fırsatları ve riskleri bir arada sunduğunu belirtti.
Siyasi alanda da internetin önemli bir işlev gördüğünü, devlet başkanlarının en önemli mesajlarını sosyal medya üzerinden verdiğini anlatan Arslan, ortaya çıkan yönetim modellerini ifade etmek için "twitokrasi" gibi kavramların icat edildiğini söyledi.
Başkan Arslan, ifade özgürlüğünün olmadığı yerde demokrasinin olmayacağını vurgulayarak, "Daha önce birçok kez ifade ettiğim gibi yargı kararlarının eleştirilmesi de ifade özgürlüğü kapsamındadır. Yargı kararları, özellikle Anayasa Mahkemesi kararları, kutsal metinler değildir. Eleştirilebilir, dahası eleştirilmelidir. Bundan en fazla kurumsal olarak kararları eleştirilen yargı kurumu faydalanır." tespitinde bulundu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kabulünde çekilen fotoğrafı çok tartışılmıştı.
SOYLU'YA İMA YOLLU CEVAP: ELEŞTİRMEDEN ÖNCE OKUYUP ANLAYIN
Arslan mesajında, isim vermeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya şöyle cevap verdi: "Birincisi herhangi bir metni eleştirmek için öncelikle onu okuyup anlamak gerekir. Bu yargı kararları için de geçerlidir. Daha kararın gerekçesi bile yayımlanmadan tamamen varsayımlar üzerinden yapılan veya yayımlandıktan sonra okunmadan yöneltilen eleştiriler kamuoyunu yanlış bilgilendirme ve yönlendirme sonucunu doğurmaktadır."
Kararlara yönelik bazı eleştirilerin kararların okunmadığını ya da okunduğu hâlde yeterince anlaşılmadağını gözler önüne serdiğini belirten Arslan, "Halbuki sağlıklı bir eleştiri, okumayı ve okunanı doğru anlamayı gerektirmektedir. Aksi takdirde kararda söylenmeyenler, söylenmiş gibi gösterilebilmektedir." dedi.
"KARARI VERENLERE ODAKLANMAK FAYDA GETİRMEZ"
"Eleştirinin faydalı olabilmesi büyük ölçüde kullanılan üsluba bağlıdır." diyen Arslan. "Çoğu kez 'nasıl' söylediğiniz, 'ne' söylediğinizin önüne geçer. Hiç şüphesiz üslup ya da ifade tarzı da ifade özgürlüğünün güvencesi altındadır. Elbette herkes dilediği üslubu tercih etmekte serbesttir. Ancak yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ve eleştiri ötesine geçen ifadelerin fayda getirmeyeceği, zira eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır." ifadelerini kullandı.
Zühtü Arslan, kullanılan dilin kimliği ve kişiliği yansıttığını, Mesnevi'de Mevlana'nın, "İnsan, dilinin altında gizlidir. Bu dil, canın kapısına perdedir. Bir rüzgar perdeyi savurunca, evin içindeki sır bize aşikar olur." dediğini aktardı.
"AYM'YE KATKI YAPMAK İSTİYORSANIZ LÜTFEN KARARLARIMIZI ELEŞTİRİN"
Arslan, "Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın ve kanunların kendisine verdiği görev ve yetkiler kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan demokratik hukuk devleti niteliğini korumaya çalışıyor. Görevini en iyi şekilde yerine getirmek için de çaba gösteriyor. Bu vesileyle buradan kamuoyuna bir çağrıda bulunmak istiyorum. Anayasa Mahkemesi'ne katkı yapmak istiyorsanız, lütfen kararlarımızı eleştirin. Eleştirileri gerçekten dikkate alıyor ve değerlendiriyoruz." dedi.
SÜLEYMAN SOYLU'DAN ARSLAN'A: TEK BAŞINA GİTMEYE BEN VARIM, SEN VAR MISIN?
Anayasa Mahkemesi'nin "Şehirler arası yollarda gösteri ve yürüyüş yapılamaz" hükmünü iptal etmesinin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı'na söylüyorum kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım, sen var mısın?" sorusunu yöneltmişti.