Türkiye günlerdir sözde terör suçlaması ile çocuklara yönelik yapılan polis baskınını ve gözaltında yaşanılan hukuksuzlukları konuşuyor. Türkiye’nin konuştuğu çocuklardan ikisi, Zülal ve Zümra kardeşler, kendilerine yaşatılan psikolojik ve fiziksel şiddeti Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kanalında tek tek anlattılar.
ANNE VE 3 KIZ ÇOCUĞU BİRLİKTE GÖZALTINA ALINDI
7 Mayıs günü Hizmet Hareketi soruşturmaları kapsamında İstanbul’da 40’a yakın kişi gözaltına alındı. Bunlardan 15’i ise çocuktu. Aralarında 13-14 yaşında kız çocukları bile vardı. Zülal ve Zümra kardeşler de onlardan sadece ikisiydi. Anneleri ve 19 yaşındaki ablaları ile birlikte gözaltına alındılar.
Kardeşlerin anlattığına göre yaklaşık 15 polis, sabah saat 5’te evlere baskın düzenledi. Uzun ve zor saatleri kardeşler şu sözlerle anlattı. “Sabah evimize 10-15 polis geldi. Öncelikle evimizi aradılar, dağıttılar bayağı. Anneme odasında üst araması yapıldı. Odası alt üst edildi. Ardından bize bir açıklama yapmadan sadece ‘sizi çocuk şubeye götürüyoruz’ deyip bizleri Üsküdar Çocuk Şubeye götürdüler. Gittiğimde orada benim gibi 12-13 kız daha gördüm.”
"AVUKATSIZ İFADE ALDILAR, SÖZLERİMIZI ÇARPITTILAR"
Kardeşlerin sorgusu daha ekip aracındayken başladı. Çocuk şubede de devam etti. Ancak avukatlarının sorguya katılmasına izin verilmedi. Çocukların anlattığına göre avukatları olmadan alınan ifadelerde cümleler çarpıtıldı. Söylenildiği gibi yansıtılmadı ifade tutanağına.
16 saat süren ifade işlemlerinde hem fiziksel hem de psikolojik baskı gördü çocuklar. Hakaretler, bağırıp çağırmalar tehditler yağdı adeta üzerlerine. Kardeşler o anları korku dolu şu sözlerle anlattılar:
"İÇERİDE SİZE KAN KUSTURACAKLAR"
“Orada bizim gibi birçok kız vardı. Psikolojik baskı vardı. Yemek vermediler akşama kadar. Sorgu sırasında çok bağırdılar. Söylemediğimiz şeyleri yazdılar. İçeride size kan kusturacaklar dediler. 15 yaşındaki kıza… Kan kusturacak ne yapmış olabiliriz!... Gözaltında bulunduğumuz 16 saatlik zamanda, içinde bulunduğumuz küçücük yerde, 10 metrekarelik odada biraz yürümek istedim. Ona bile izin vermediler. Yerine otur falan dediler. Gün boyu çok korkmuştuk. Sadece kardeşime sarılmak istedim. Arkadan bir memur ‘O ikisini ayırın. Yan yana bile oturmayacaklar’ diye bağırdı. Ben kardeşime bile sarılamadım. Bizi ayırdılar ve iletişim bile kurdurmadılar.”
KARACİĞER NAKLİ YAPILMIŞ ANNEYE PARKİNSON TEŞHİSİ KONDU
Zülal ve Zümra kardeşler 16 saatin ardından serbest kaldılar. Ancak sevinemediler. Çünkü karaciğer nakli yapılmış ve sürekli ilaç kullanmak zorunda olan anneye, operasyondan yaklaşık 10 gün önce Parkinson teşhisi konulmuştu. Anne ve henüz hukuk fakültesi 1’inci sınıf öğrencisi olan 19 yaşındaki ablaları tutuklanmıştı. Aradan geçen zamanda ise onlardan henüz bir haber almış değiller. Onların akıbetleri ise en büyük endişeleri.
TERÖR SUÇLAMASI: NAMAZ KILMAK
Sözde terör suçlamaları ile gözaltına alınan çocuklara yöneltilen suçlama ise namaz kılmak. Yaşadıklarına inanamayan kardeşler “Sorgu esnasında 13 yaşında küçük kızlar vardı. Bunların sorguları özellikle çok uzun sürdü. Aralarındaki en büyük kişi benim ve 17 yaşındayım. Aralarında başörtülü kızlar vardı ve onlara bir takım ibadetleri yapıyor musunuz diye sorarak sanki bir suçmuş gibi itham edip psikolojik baskı uygulandı, onların da anlattığına göre. Suç olmayan şeyleri bize sorup yapıyor musunuz, şöyle mi böyle mi tartı sorular sordular... Ders çalışmak, matematik, fizik çalışmak toplanıp, namaz kılmak, ibadet etmek ne zamandan beri suç? Bunlar sizin zamanınızda suç muydu? Biz çocuk şubede ifade verdik. Polisler de çocuk şubenin polisleriydi ama bize kesinlikle çocuk gibi muamele edilmedi. Arabada giderken, binadan çıkarken, benim yanımda annemlere hakaret ettiler. Bunu yapanlar çocuk şubenin polisleri üstelik“ cümleleriyle yaşadıklarını anlattılar.
Zülal ve Zümra kardeşler programa konuk oldukları için yeniden gözaltına alınmaktan korktuklarını anlatırken, Ömer Faruk Gergerlioğlu ise çocuklara yönelik operasyonları eleştirdi. Gergerlioğlu "Çocuk hakları, çocuğun üstün yararı şu bu vs demeye sıra gelince kimse onları geçemiyor. Fakat bir siyasi meseleler söz konusu olunca çocuklar çok kolay kurban edilebiliyor. Bundan dolayı oldukça mustaripler." dedi.